İNCELİKLER OKULU ÜZERİNE BİRKAÇ KELAM!..
‘İncelik’ denince aklım hep Gülten Akın’ın “İlkyaz” şiirine takılır. Hani, “Ah, kimselerin vakti yok / Durup ince şeyleri anlamaya” dizeleriyle başlayan şiire!..
İyi ki tek tük de olsa inceliklere kafa yoranlar var hala!
İşte, on bir şairle yapılan on üç söyleşinin yazarı Bircan Çelik de onlardan biri. Üstelik -sanki Gülten Akın’in ruhunu rahatlatırcasına-“İncelikler Okulu”* adını vermiş kitabına.


Bunlardan Akyol’la ilgili olanları neredeyse şairin işliğine, hatta dünyasına dahil olan söyleşiler. Külliyet kapsamında ve peotik derinlik anlamında birbirini tamamlayan diyaloglar egemen.
Ötekiler de şiir ile şair ilişkisini çok iyi dengeleyen satırlarla dolu.
Hep söylerim; ‘şiir atölyesi’ ya da ‘işliği’ denince benim aklıma bizzat şairin kendisi takılır. Havada kalan bir konu değildir bu. “Şiir, en iyi şiirlerden öğrenilir,” gerçeğinden hareketle, ‘şiir şudur ya budur,’ demeden şairi neredeyse “şiiröğretmen” kılan bir yönelim gerektirir.
Yine de buradaki ‘öğretmek’ fiilinin oldukça ağır bir fiil olduğunu belirteyim. Üzerinde dikkatle durulmakla birlikte egolara yer bırakmayacak şekilde sakınım ister. Çünkü ‘öğrenmek’ uçsuz bucaksız bir süreçtir, şiir gibi her konuda herkesin birbirinden öğreneceği şeyler vardır kuşkusuz.
Bircan Çelik’in şairi ve yapıtını şiirin, dolayısıyla söyleşinin merkezine oturtması açısından yaptığı ‘incelikli’ söyleşiler, öncelikle ‘şiire kapı açmak’ amacını taşımakla ilgili olsa gerektir. Ki satır aralarında şiirle nefes alıp verdiğimiz içtenlikli ortamın etkisini duyumsuyoruz sürekli.
Her şeye karşın böyle bir değerlendirme 167 sayfalık bir çalışmanın özeti olamaz. Kitabın sayfalarını çevirdikçe şiire ve şaire daha yakın düşerseniz ufkunuz alabildiğine genişler. Kim bilir, bir çay içimi molada söyleşi içinde dile getirilen herhangi bir kitaba dokunursunuz.
İncelikler Okulu’nda yoğunlaşan ince emeğin farkına varmanız dileğiyle diyelim…
* İncelikler Okulu / Söyleşiler – Bircan Çelik, Pikaresk Yayınları, 1.basım, Ekim 2023