YAZARLARA YAZMADIKLARI YERDEN SORULAR
“Gök kubbenin altında söylenmemiş söz yoktur.” Cicero’ya atfedilen bu sözü edebiyat söyleşilerine uyarladığımızda yazarların yazı yolculuğu, kitapları ve edebiyat dünyasına dair “sorulmamış soru yoktur” diyebiliriz. Bu söyleşi dizisinde yer alan sorular da elbette ilk kez sorulmuyor ama eserlerini beğeniyle takip ettiğimiz yazarlarımızla bu kez özellikle yazmadıkları üzerinden, hayaller üzerinden sohbet edelim istedik
Ahmet Tulgar: Bir yazarın başka bir yazara hayran olması biraz zor gelişecek bir durum. Yazar kendi yazdığına okurun hayranlık duymasını ister. Benim için durum bu yani. Yazdıklarımı kendi kriterlerime göre ölçerim başka yazarlardan ise haz almaya çalışırım. Hayranlık kısıtlayıcıdır. Ama çok sevdiğim çok yazar vardır ve onlarla aynı aileden olmak hoşuma gider.
Hatice Günday Şahman: Ursula K. Le Guin Lavinia adlı romanında, Vergilius’un Aeneas destanında küçük bir rolü olan Lavinia karakterini; Ayfer Tunç ise kendi romanı Yeşil Peri Gecesi’nin yan karakteri olan Osman’ı son romanında başkarakter olarak yazdılar. Bu örneklerde olduğu gibi bir eser kaleme almak isteseydiniz hangi eserden ya da eserinizden, hangi yan karakteri seçerdiniz?
Ahmet Tulgar: Volkan’ın Romanı adlı ilk romanımdaki toprak sahibi ve korucubaşı İzzet’in günümüzdeki hayatını anlatmak isterdim eğer böyle bir roman yazmaya karar verseydim. Bazen bunu istediğim de olur.
Ahmet Tulgar: Thomas Bernhard ile siyaset ve sanat konuşup gülmek, Heinrich Mann ile ise bir gece kulübünde eğlenmek, sarhoş olmak hoş olurdu.
Hatice Günday Şahman: Yazarken çok beğendiğiniz, çok bağlandığınız cümleler olsa da bazen bu cümleler farklı nedenlerden dolayı metne dâhil olamaz. Siz bu cümleleri acımasızca ya da eliniz titreyerek siler misiniz? Yoksa farklı bir şekilde değerlendirir misiniz?
Ahmet Tulgar: Silerim. Ve bunu dert etmem. Ama cümleyi de unutmam. Cümleleri severim.
Hatice Günday Şahman: Son cümleyi de yazıp bitirdiğiniz halde sonrasında vazgeçip yayımlamadığınız metinler var mı? Ya da tam tersi aylardır, yıllardır zihninizde gezdirip de bir türlü yazıya dökemediğiniz öykü uçları, roman taslakları var mı?
Ahmet Tulgar: Her ikisi de var. Bir gün onlar da yayımlanır belki. Ben yaşarken veya öldükten sonra.