Son günlerde sanal ortamda yer alan, yeni yayımlanan şiir kitapların tanıtımını gördükçe aklıma bir soru takılıyor. Soruya geçmeden şu saptamayı da yapmak istiyorum. Şiir ülkemizdeki en yaygın yazın türüdür. Delikanlılık, yeni yetmelik ve genç kızlık yıllarında insanlarımızın pek çoğunun en azından üç beş dörtlük çiziktirmişliği vardır. Halkımızın dili ve gönlü şiire yatkındır. En duyarsısızının bile belleğinde Yunus Emre’den, Karacaoğlan’dan, Pir Sultan Abdal’dan iki üç dize vardır.
İlk kitabım “Önce Ozanlar Çıktı Gurbete” 1986’da yayımlandığında, “yaratana sığınıp” gönderdiğim o yılların önemli şairlerinden; Arif Damar’dan Memed Kemal’e’, Behçet Necatigil’den Cahit Külebi’ye şiirlerim üzerine beş altı satır da olsa yanıt almış, gönenmiştim.
1990’da yayımlanan ikinci kitabıma ilk yanıt veren Berin Taşan ve Halil Kocagöz ağabeylerim olmuştu.
İlk kitaplarım üçer bin adet basılmıştı.
Son kitabım “Gönülevinin Kiracısı” beş yüz adet basıldı. Nereden nereye? Pek çok şair arkadaşıma kitabımı imzaladım, gönderdim. Beş şair arkadaşım dışında “aldım, sağ ol” diye bile bir yanıt vermediler.
“Nerde o eski şairler?” diye hayıflandım.
Neyse. Aklıma takılan soru şu;
Değerli şair arkadaşlar, kimi zaman sizlerin de aklına böyle bir soru takılmıştır. Yanıtını çok iyi bilmenize karşın, yine de yanıt vermekte zorlanırsınız.
Ben bu soruya yanıt vermeden önce çok düşündüm, çok yutkundum. Düşündüklerimi yazıp yazmamakta da karasız kaldım. “Aman büzüldüğü yerden kopsun” dedim, aklımdan geçenleri yazmaya ve paylaşmaya karar verdim. Düşündüklerim, yazdıklarım ve duygularım elbette özneldir. Pek çok şair arkadaş da katılmayabilir. Şiir söylemek, edebiyat yapmak kimsenin tekelinde olmadığına inanırım. Türk şiirinde, öteden beri söz kesenlik ve dergilerde şiirin ağababalığını yapan imzalara kulak asmam.
Sahi “Şair, şairi neden okumaz?”
Benim bulabildiğim yanıtlar şöyle;
*Şairin adını ilk kez duyduğundan
*Şiir okumaya gereksinme duymadığından. *Şairin kişiliğini ve şiirini sevmediğinden.
“Şair hakkında bir dergide okuduğu bir eleştiri yazısından olumsuz etkilendiğinden.
*Şairi küçümsediğinden.
*Şairin dünya görüşünü beğenmediğinden.
*Şairin savunduğu şiir anlayışına karşı olduğundan.
*Şairin mensup olduğu kuşağın şiirini beğenmediğinden.
*Şairi kıskandığından.
*Etkilenmekten çekindiğinden.
Bu yanıtları daha çoğaltabilirsiniz. Fakat bu yanıtların hepsi bir çırpıda sayılsa yine de sorunun yanıtı, verilmiş olamaz.
Günümüzde o kadar çok; özgün, güzel, nitelikli şiirler yazan şairlerimiz var ki. Bu şairleri okumamak –elbette- okumayanların eksikliğidir. Ülkemizde şiir, çok üretilmesine karşın, az tüketildiği de yadsınamaz bir gerçektir. Kuşkusuz her şair, her şairi okuyacak diye bir kural da yok. Yine de her şairin kendine yakın bulduğu, usta bellediği, ne yazdığını merak ettiği, kıskandığı şairler vardır. Olmalıdır da. En azından onları okuması gerekmez mi?