ASLA GÖZLERİNİ KAÇIRMA!
“Korumasını bilmiyorum yitirdiklerini kuşların
Geride bıraktığım denizi
ya da çığlığını kız kardeşimin.
Nedir bu toprağın zenginliği?
Gün neden günle kapanıyor?
Neden karanlık gece çalkalanıyor ağzımda?
Ve ölüm neden?”,
Pablo Neruda
Elif Şafak, Mahrem adlı romanına, çocukluğunda cinsel tacize uğrayan şişman kadının “Rüyamda bir uçan balon görüyordum…” cümlesi ile başlar. Romanın ilerleyen bölümlerinde ise uçan, bu defa, şişman kadının kendisi olmuştur; “Öyle güzel ki uçmak… Öyle güzel ki tüyden hafif, uçurtmadan serseri, buhardan oynak, toz zerresinden kıvrak, kar tanesinden savruk olabilmek gökkubbede. Niyetim daha, daha da yükseklere çıkmak. (…) Niyetim gökyüzünde fersah fersah yükselip güneşin gölgesine değerek, bembeyaz bulutların üzerine çıkıp bağdaş kurmak ve bir de oradan bakmak dünyaya. Çünkü bilmek istiyorum aşağıda olup biten her şey görülüyor mu buradan bakıldığında? Merak ediyorum arka bahçelerde sırlanmış sırlar, işlenmiş kabahatler, yarım kalmış oyunlar kaydediliyor mu satır satır, kelime kelime? Bilmek istiyorum bir mahremiyeti var mı insanoğlu-insankızının, insan olmanın?”
Şişman kadın çocukluğunda kömürlükte tacize uğrarken bir çift göz görür. Bu gözlerin ev sahibi Kıymet Hanım Teyze’nin kedisi Elsa’ya ait olduğu düşünür ve kediyi, gözlerini bağlayarak bir ağaca asar. Fransız şair Aragon’un büyük aşkı Elsa’ya ve Elsa’nın Gözleri adlı şiire bir gönderme yapmıştır burada. Roman boyunca vişne; rengi ve kalıcı lekesi ile sık sık sözü edilen bir meyvedir. “Çocukluğun arka bahçesi vişne ekşisi tadındadır.” (sf.199) ve “Hatırlamak, bayramlık elbiselerde leke bırakır.” (sf.198)
“Gerçek olan her şey güzeldir ve bu yüzden asla gözlerini kaçırma.” Never Look Away ‘Başkalarının Hayatı’ ile Oscar kazanan yönetmen Florian Henckel von Donnersmarck’ın muhteşem filmi, sanatın kaynağını arayan genç bir ressamın, Nazi döneminde geçirdiği çocukluk travmalarından beslenmeye başlaması ile taşların yerine oturmasını anlatıyor. Ressam çocukluğunda çok sevdiği teyzesinin Nazile tarafından tutuklanmasına tanık olur ve teyzesi ona “Asla gözlerini kaçırma!” diye seslenir. Hem politik hem sanatsal hem de sinematografik açıdan çok beğendiğim bu film ülkelerin tarihlerindeki politik acıların sanata aktarımını etkileyici bir biçimde göstermiş. Yaşananları unutmamak adına güzel bir imza olmuş. Zira insanın unutkanlığı malûmunuz…
Gözlerimizi kaçırdığımız her yerde bir çığlık…
Gözlerimizi kaçırdığımız her yerde bir yangın…
Bir el uzanıyor gözlerimizi kaçırdığımız her yerden bize doğru…
Asla gözlerini kaçırma!
Narin’i çuvala koydular, çuvalın üzerine bir taş… Kırık bacağı da çuvalın içinde, zeytin gözleri de, hayalleri, geleceği, sıcacık gülümsemesi… Narin çuvalın içinde… Tavşantepe köyünde derin bir suskunluk, koyu bir karanlık geceyi geceye ekleyen on dokuz sabahsızlık…
Güneşli bir gece düşlüyorum, çırçıplak.
Günlerim oldu bir hayvandan farksız.
Rüzgâr ve yağmur silip götürdü bir ateşi
ya da duvara yazılı bir şiiri
silip götürür gibi.
Arjantinli şair Alejandra Pizarnik’in Şafak adlı şiirinde geçen dizelerdeki düş belki de hepimizin düşüydü on dokuz gece boyunca. Ve Nevzat Çelik’in İtirazın İki Şartı’ında dediği gibi: Çok olmadığımız kesin/ Çok olan tarafta değiliz/ Çok olan tarafta olmayacağız…
Hakan Günday’ın Derda’sı, Elif Şafak’ın Şişman Kadın’ı, Vedat Türkali’nin Fatmagül’ü, Bethty Mahmudi’nin Sıfır Nokrasındaki Kadın’ı, Rıfat Ilgaz’ın Sınıf’ı, Orhan Kemal’in Cemile’si, Yaşar Kemal’in Irazca’sı, Latife Tekin’in Dirmit’i, Mine Söğüt’ün Deli Kadınları ve nicesi…
Kız kardeşlerinin çığlığını korumasını bilen, gözlerini kaçırmak yerine aksine tam da acıtan gerçeğe diken, unutmanın vefasızlığına hafızasının vefasıyla karşılık veren, az olan ama tutup en derinden gerçeği, kollarıyla çekip ayağa kaldıran güce, insana, insanlığa; vicdanını musalla taşına yatırmayan, kör karanlık gecelere güneş olanlara minnet, Narin’e hasretle…
“ O kadar çok ki ölümüz
Ve o kadar çok ki kızıl güneş önünde setler
Ve o kadar çok ki çarpık kabuklu başlar
Ve o kadar çok ki öpücüklerimizi engelleyenler
Ve o kadar çok ki unutmak istediklerim.”