Güneş Soybilgen’in dilimize tercüme ettiği Bisikletle Asya Yolculuğu, Yitik Ülke Yayınları tarafından 2024 yılında gezi türü başlığı altında yayımlanmış ilginç ve bir o kadar da güzel bir eser.
Amerikalı iki öğrenci William Lewis Sachtleben ve Thomas Gaskelll Allen’in Washington Üniversitesinden mezun olduklarının ertesi günü bisikletleriyle dünyayı dolaşma maceralarının anlatıldığı kitap; 1890’da Liverpool’dan başlayarak, ünlü seyyah Marco Polo zamanından bu yana hiçbir Avrupalı gezginin geçmeyi başaramadığı Çin’e kadar uzanıp 1892’de Teksas’ta son buluyor. Bisikletle Asya Yolculuğu, Amerikalı iki gencin seyahatlerinin altı rotasını anlatmakta.
Genç seyyahların sonraki güzergâhları Sakarya Nehri istikametinde, Büyük İskender’in dünyanın hâkimi olma iddiasıyla Gordion Düğümü’nü kestiği yerdir. İnsanlık tarihinin en büyük olaylarına sahne olmuş yerleri artık kitaplardan öğrenmeyip kendi gözleriyle görüyor olmaları çok muhteşem bir tecrübedir.
Bir sonraki rota Yozgat üzerinden Sivas ve sonrasında Kayseri’dir. Kırşehir’de bir hana geldiklerinde ahali Ramazan ayının ortasındadır. Minareden okunan ezanlara, oruç tutanlara sahurda davul çalanlara şahit olmak onlar için çok ilginçtir. Kayseri’nin on mil batısındaki bir kervan yolundan ilerleyince Erciyes Dağı ile karşılaşırlar. Bu karşılaşmadan sonra Ağrı Dağı’na çıkma fikirleri de böylece oluşur.
Kayseri’den sonra Sivas, Erzincan ve nihayet Erzurum’a varırlar. Tarlalarda çalışan Erzurumlular onların kendilerine yaklaştıklarını gördüklerinde “Ruslar, Ruslar!” diyerek kaçışırlar. Böylece ikinci rotaları başlar. Bu rota dünyada başka hiçbir bölgede insanlıkla ilgili bu kadar çok hikâyenin görülmediği, zirvesine çıkılma ihtimalinin bulunmadığı düşünülen Ağrı Dağı’dır. Ermenilerin Masis diye adlandırdıkları bu dağ; Nuh peygamberden beri insan ayağının basmadığı, ulaşılamaz, erişilemez denilen bir dağdır. Bölgedeki Kürt aşiretlerin yardımları ile zorlu zirve yolculuğunu gerçekleştiren iki seyyah Amerikan bayrağını nihayet zirveye dikerler.
Üçüncü rota İran’dan başlayıp dördüncü rota olan Semerkant’a uzanır. Muhteşem rüzgâr atlarıyla gerçekleştirilen bu rotada yine herkesin ilgi odağıdırlar. Asya’nın kalbine doğru giden istikamette şimdi mavi minareleri ve damlarıyla Semerkant görülmektedir. Kıvrıla kıvrıla uzayan yolda rüzgâr atlar, Kırgız ya da Türkmen atlarını çoktan geride bırakmaktadır.
Beşinci rota bugün Çin sınırları içinde yer alan Uygur özerk bölgesindeki Gulca’dır. Buradan Pekin’e geçiş için uygun belgeleri bekleyen seyyahlar bu bekleyişe zorlu hava koşulları da eklenince Çinlilerin dillerini öğrenmeye başlarlar. Belgeler tamamlanıp, koşullar uygun hâle gelince Çin’de bir kente girerler. Çin yönetimi tüm halka yabancı atların geldiği bilgisini duyurur. Bunu duyan halk bu atları ve marifetlerini görmek için büyük kalabalıklar hâlinde toplanır. Gezginlerimiz gösterilerini yapıp onların meraklarını giderirler.
Kitabın son bölümü Çin başbakanıyla seyyahların yaptıkları görüşmeden oluşuyor. Bu görüşmede Çin başbakanı onlara böylesine alışılmadık bir yolculuğa neden çıktıklarını sorar. Ona dünyayı ve halkları tanımak için çıktıklarını söyleyen William Lewis Sachtleben ve Thomas Gaskelll Allen’e daha sonra yöneltilen sorular seyahat sonrası ülkelerine döndüklerinde neler yapacaklarına dairdir. Çinlilerin uçan makine, kendi giden at, yabancı at dedikleri bisikletleriyle yaptıkları bu yolculuk başbakanın onlara “Pek gençsiniz, her şeyi umut edebilirsiniz.” sözleriyle son buluyor.
Yaklaşık üç yıllık zorlu, çetin, meşakkatli bir yolculuğun anlatıldığı kitap, maceracı ruhlara yeni rotaları umut ettirmeye devam ediyor. Güzel bir Türkçe ile dilimize çevrilen Bisikletle Asya Yolculuğu ilginç rotaları, bu rotalardaki farklı kültürlere ait insanlara dair paylaşımlarıyla gezi edebiyatının eşsiz bir eseri olarak okuyucusunu beklemekte.
Bisikletle Asya Yolculuğu, William Lewis Sachtleben ve Thomas Gaskelll Allen, Çeviren: Güneş Soybilgen, Yitik Ülke Yayınları, 2024