Füruzan’ın ilk kitabı olan Parasız Yatılı, 1971 yılında yayımlanmış ve bir yıl sonra da Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanmış. Füruzan; öykülerin yanı sıra roman, oyun, şiir ve gezi yazısı türlerinde de eser veren önemli bir yazar.
Parasız Yatılı, yaklaşık yarım asır önce yazılmış öyküleri ihtiva ediyor. O kadar sene geçmesine rağmen kitabın hâlâ capcanlı olduğunu, okuyucuyu içine çekip tanıdık anlatılar sunduğu fark ediyorsunuz. Kitap üç bölümden müteşekkil ve içinde on iki öykü var. Ekseriyetle kadınların hayatındaki yitikliği, tahammül edilemez eziyetleri, hüsranları, kaybedilen eşleri ve geride kalan zavallı çocukları sürükleyici bir şekilde anlatıyor Füruzan. Kötü yola düşen, fakirlikle, yalnızlıkla, debelenen kadınlar ve çocuklar yazarın dilinde feveran ediyor adeta.
Vatan hasreti çeken göçmenlerin trajik hayatlarına hoş bir bakışla yaklaşıyor. Hayatın tam ortasındaki derin acıları, kederleri, ahlaki yoksunlukları ustalıkla seriyor gözler önüne. Okudukça yürekleri sarsan, düşündüren, sorgulatan detaylar karşınıza çıkıyor. Anlatılanların yaşanma ihtimalini düşünmek bile hayli dertlendiriyor insanı. Küçük bir kızın, hayatın zorlukları karşısındaki metaneti ilham veriyor.
İlk bölümdeki Münip Bey’in Günlüğü başlıklı öykü epey dikkatimi çekti. Kahramanımız Münip Bey bir devlet dairesinde memurluk vazifesini icra ediyor. Yazar, Münip Bey’in gün içinde yazdıklarıyla esasen içsel bir çatışma örneği sunuyor. Bazen tek cümlelik notlar bazense uzun uzadıya ayrıntılar, Münip Bey’in iç dünyasının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. ‘’12 Nisan. Müdür dönmüş. Beni yanına çağırttı, işlerde gösterdiğim intizamı ve disiplini övdü. Halbuki daha yeni geldi, nereden bilecek?’’ (s.23)
Kitaba adını veren Parasız Yatılı öyküsünde eşi vefat eden bir kadınla başarılı kızının zorlu yaşam mücadelesine tanık oluyoruz. Hasta bakıcılık yaparak geçimini temin eden anne müşkül durumlara katlanıyor. Anne, yaşadıkları yoksulluktan kurtulmanın yolunun ancak kızını okutmaktan geçtiğini düşünüyor. Kızcağız, derslerindeki üstün başarısından ve kalacak yeri olmamasından ötürü parasız yatılı imtihanına girmek istiyor. İmtihanın yapıldığı okula gittiklerinde kalabalığı görünce geç kaldıklarını düşünerek oradaki hademeye telaş telaşlı soruyorlar. Hademe ise şöyle cevap veriyor: ‘’Parasız yatılı imtihanlarının çocukları hep erken gelir. Hiç gecikmezler.’’ (s.107)
Füruzan, Türkçeyi akışına bırakarak yazmış öykülerini. Dil konuşma havasında, samimi ve doğal. Ara ara yerel ağız örneklerine rastlıyoruz. Yazarın, mekân betimlemeleri ve ruhsal tasvirleri süzgecinden akan bal misali tatlı geliyor. Kimi yerlerde de açıklama cümlelerine yer verdiğini görüyoruz. Bu açıklamalarla öykülerin daha muhkem hâle geldiğini söyleyebiliriz. Bazı öykülerde devrik cümleleri sıklıkla kullanıyor ve anlatıma şiirsel bir ritim katıyor. Ayrıca alt metin olarak okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya sevk etme gayesi seziyoruz.
Füruzan, Parasız Yatılı, Yapı Kredi Yayınları, Ocak 2020, İstanbul.