Zaman harcanır, ziyan edilir, öldürülür, tutulur ya da kaybedilir. Hepimizin bazen boş zamanı vardır. Kaliteli zamanlarımız, iyi veya kötü zamanlarımız vardır. Zor veya hararetli zamanlarımız… Zaman kuş gibi uçar, tırpan taşıyan ihtiyar bir adam gibi yürür, su gibi akar gider. Yeni Havaalanı kullanıma açılmasıyla kadınlarına gereksinim olacak. Anthony Aveni’nin Zamanın Kültürel Tarihi adlı araştırma-inceleme kitabı takvimler, saatler ve kültürler üzerine geniş bir bakış sunuyor okuruna. Zamanı algılama biçimlerimizi mimariden astronomiye, biyolojiden matematiğe pek çok disiplinden faydalanarak tarihsel bir bakışla ele almaya çalışıyor.
Kimliğimizi araştırmak içinse daha geçmiş dönemleri incelemek, Babil-Yunan dünyasına bakmak gerekiyor. Çünkü Yunanlar ve Babiller, doğayı anlamak için mantık ve matematik yöntemleri geliştirdiler. Bunlar günümüzde hâlâ varlığını ve geçerliliğini sürdüren yöntemler. Yanı sıra, Çin’den neler aldığımızı görmek adına daha da doğuya gitmek gerekiyor. Çinlilerin, günümüzde hepimizin paylaştığı teknolojik gelişmelere yol açan tohumları ekmiş olduğu düşünülüyor. İslam uygarlığının da matematiğin gelişimine yapmış olduğu katkıları anlamak için güneye, Afrika’nın kuzey kıyılarına uzanmak gerekmekte. Yazar Anthony Aveni, Zamanın Kültürel Tarihi’ni Batı merkezli ana-akım düşünüşün ötesine taşımaya çalışıyor.
Velhasıl, insanlar, “öteki”nin bir tarihi olduğunu kabul etmeme eğilimde. Modern Batı, yüzlerce yıldır, kendi kimliğinden ve tarihinden farklı bir gelişim göstermiş tüm uygarlıkları “geleneksel kültürler” başlığına indirgeyip, her birini aynı potada eritmeye çalıştı. Hâlbuki, modern insanın doğasını fikir ve sanat bakımından daha iyi anlamak için “öteki”ne bakmak elzem. Anthony Aveni’nin kapsamlı çalışması, bu açıdan da önemli bir yerde duruyor.
Kitabın ilk bölümünde, kullandığımız modern takvimlerin karmaşık ve çeşitli özelliklerini, takvimi oluşturan çok sayıda unsuru ve bu unsurların kökenlerini inceliyor Aveni. Einstein’ın da Hz. İsa kadar takvimi etkilediğini; Jül Sezar, Charles Darwin, Papa XIII. Gregorius ve Aristoteles gibi isimlerin takvimin oluşum sürecinde ne gibi roller aldığını öğreniyoruz. Tek tek bireylerin yanı sıra büyük toplumsal hareketlerin de takvimleri etkilediğinden bahsediyor yazar. Rönesans’ın özgür düşünce ruhu, ortaçağda tüccar sınıfının yükselişi, Marksizm ve işçi sınıfı, varoluşçuluk felsefesi ve deneysel bilim olanakları da takvimin şekillenmesinde rol oynuyor. Devletler kendi zamanlarını oluşturuyor. Antik İnka ve Aztek’lerden modern kapitalist toplumlara kadar zaman, saat, takvim anlayışı uygarlık tarihi boyunca uzun ve şaşırtıcı bir izlekte ilerliyor.