Üç anlatıcılı, üç bakış açısıyla yazılmış Ercan y Yılmaz’ın yeni romanı Altı Üstü İstanbul aynı zamanda üç katmandan oluşuyor. Romanın katmanlarını “göz”, “doğa” ve “İstanbul” olarak belirtebiliriz. Bunları birbirine bağlayan ise “yol” ve “yolcu” kavramlarıdır. Romanın eliptik bir yapısı var. Yol, yolcunun habitatından çıkmaya başlamasıyla katmanları birbirine bağlar. Nihayetinde “yolcu” eliptik bir güzergâh izleyerek başka formda habitatına döner. Yazar doğadaki döngünün benzerini, romanında denemiş; kendine dönen, kendine varan bir kahraman anlatısı kurmuş. Anti-kahraman da denebilir. Zira katmanların birinde Dav, kahramanken başka katmanda anti-kahramana dönüşür. Okuyucu, bir katmanda kahramanla özdeşlik kuracakken öbür katmanda anti-kahramanın trajedisiyle sempati kuracaktır. Dil hem masalsı hem moderndir. Yazarın şairliğinin de etkisi yer yer görülüyor.
Gözün şeklinden mütevellit romanın eliptik yapısı, Dav’ın başladığı yere farklı bir formda dönmesini ifade ediyor. Romanda gözün evrim, kültür ve yaratılıştaki bağlarını görebiliriz. Bunun yanında epigraf ve bölüm başlarındaki alıntılarda da imge göz etrafında ilerliyor. Roman üç epigrafla başlar. İlki ressam Paul Gauguin’e ait, “Görebilmek için gözlerimi kapatırım.” İkincisi Miguel de Cervantes’ten, “Dilin yavaş, gözün hızlı çalışsın.” Üçüncüsüyse Feyyaz Kayacan’dan, “Ve bir Kaf dağı dikili her kuyunun gözüne, altlı üstlü yaşamlar dediğimiz ilkelerde. Daha bir burkuluyor daha bir çarpılıyor göze aldığım ışık görmediklerinizle.” Romanın bölümlerinde “göz”ün merkez olduğu alıntılar devam ediyor. Beni en çok etkileyen Âşık Veysel Şatıroğlu’nun Sevgisi İçimde şiirinden yapılmış “Hayali kafamda hükümler süren / Görmez gözlerime görün İstanbul” dizeleri. Henüz ilk sayfada bir “göz” ya da “görmek” metni okuyacağımız bellidir.
Romanda ilerledikçe görme organına olan hayranlığım katlandı. Bir organdan ziyade bambaşka bir evren. Hatta birçok evrendi. Hem evren hem de bu evrenler arasındaki kapı. İstanbul’un altlı üstlü âlemlerini görmenin tek yolunun “gözlerini keşfetmekle” mümkün olacağı bildiriliyor romanın kahramanı Dav’a. Mukim tarafından bildiriliyor. Dav gözlerini keşfediyor ve Dad diyarının şehirleri Ardu, Heta, Mute, Kiya’ya açılan kapılara ve kapısız şehir olan İnfe’ye yolcu oluyor. Mukim bu şehirlerin kapısında bir ulvi bekçi ve romanın üç anlatıcısından biridir. Mukim, Dav’ın yolculuğunu bu şehirlerin sakinlerine müjdelemiş bir müjdecidir aynı zamanda. Dav bazı şehirlerde kurtarıcı gibi karşılanır bazısında şehrin üzerine çöken uğursuzluğun nedeni olarak görünür, dolayısıyla sakınımlı davranması öğütlenir.
Romanın girişinde olan ve bu romana has sembollerde de göz var:
0 0
Dav’ın iki gözünün açık olduğu bölümler. Bu bölümlerde Dav İstanbul’dadır ve takvimler 2013 Haziran’ını gösterir. Bu bölümler tanrı anlatıcıyla ilerler.
– –
Dav’ın iki gözünün kapalı olduğu bölümler. Dav, bu bölümlerde Dad diyarındadır. Bin yıllar sonrası bir zamandan Mukim’in anlatımıyla Dav kendini bambaşka âlemlerde bulur. İkinci şahıs anlatıcının yürürlükte olduğu kısımlar.
– 0
Sol gözü kapalı, sağ gözü açık. Her göz kendi zamanını yaşar. Hem İstanbul’dadır hem Dad’ta.
0 –
Sol gözü açık, sağ gözü kapalı. Her göz kendi zamanını yaşar. Hem İstanbul’dadır hem Dad’ta.
:
İstanbul bölümleri. Burada Edip ve Kev var. Tarih 2015, yer ise İstanbul’dur. Edip’in ağzından birinci tekil anlatıcıyla ilerler.
Birçok yapay sorunla boğuştuğumuz, birbirimizi boğazladığımız Dünya’da asıl sorunun ekoloji olduğuna inan ve okura bunu anlatan bir metin. Tek gerçek gündemimiz doğamız olmalıyken renklerimiz, dillerimiz, dinlerimizin farklılıkları üzerinden savaşan insanın eninde sonunda doğaya karşı kaybedeceğini anlatıyor yazar.
Romanın başladığı İstanbul’un Aydos Ormanı’ndaki vadide yani İnva’da herkes doğayla barışık yaşar. Kinizim felsefesi onlara kültür olmuş. Kendilerine yetenden fazlasını asla tüketmezler. Öyle ki yaşarken isimlerinin bile sadece birkaç harfini kullanırlar. Yaşarken Fer diye hitap edilen Dav’ın babası, ölümden sonraysa isminin tamamına kavuşur ve Ferzende olur. Ölüm geldikten sonra hem tamamlanırlar ve artık kendilerine yetenden fazlasını tüketecek durumu ortadan kalkar. Vadilerinin isimlerini bile kısa kullanırlar: İnce Vadi yerine İnva. Kinizmin azla yetinerek yaşama ödeviyle yaşar İnvalılar. Roman, insanın doğanın bir parçasıyken onu katleden bir canlıya dönüşmesinin anlatısı. Edip, Kev tahribatların izini sürerken Dav ve annesi Sar bu tahribatın tanığı ve mağduru durumundalar. Romanın başladığı yer, kentsel dönüşüm alanı. İnva müteahhitlerin dikkatini çeken bir yer. Aydos’un kalbindeki vadide çok katlı, çok bloklu siteler yapmak isterler. Orada varlık sürdüren yedi ev ve bir orman kulübesini kendilerine engel olarak bile görmezler. Mühlet dolduğunda kolluk kuvvetleriyle vadiyi basar ve yıkıma başlarlar. Dav, annesiyle başka ormanların yolunu tutmuştur. Her orman başka bir yıkım. Kaymakdonduran, Polonezköy, Âlemdağ, Belgrad ormanlarında ayrı ayrı yıkım ve tahribatlara tanık olurlar. 2013 Haziran’da yolu elbette Gezi Parkı’na da çıkacaktır Dav’ın. Romanda az ve önemli bir yer tutar Gezi Parkı Direnişi.
Altı Üstü İstanbul bir İstanbul romanı
Roman Dav’ın İstanbul’un Aydos Ormanı’ndan çıkıp İstanbul’da kendi hikâyesinin peşine düşmesiyle başlar. Şehrin sokakları, ormanları, denizleri; sorunları, insanları, kaygıları, hayvanları, ağaçları bu romanın parçalarını oluşturuyor. Bunlar beraber romanda, şiir gibi şehir olan İstanbul’u, şairlerin gözünden görüyoruz.
Romanın İstanbul katmanındaki başkişisi Edip’in tamamlanma arayışı, önce arkadaş sonra baba ve nihayetinde aşk üzerinden devam eder.
Dav, “Yolcu” bölümünde Yakacık’ta Edip’le karşılaşıyor. “Vav”, “Nun”, “Lam”, “Sin”, “Mim” bölümlerinde ilerleyen Dav hem Dad diyarını hem İstanbul’u yaşıyor. Bu diyarlar göz açıp kapamayla değişiyor. Diğer bölümlerde Edip, Dav’ın hikâyesinin izini Aydos Ormanı’ndan başlayarak sürüyor.
Altı Üstü İstanbul; insan doğası, gözün kültürü, ekolojik vurgu, masal kavramı, şiirin ezgisi ve kadim İstanbul’un dününü ve bugününü dilin birçok imkânını kullanarak yazılmış bir roman. Romanda İstanbul’un altlı üstlü âlemleri ve gözümüzle gidebileceğimiz Dad diyarının şehirleri okuyucusunu bekliyor.