Camus’nün Veba romanı, Cezayir’in liman şehri Oran’da geçer. Oran, çoğunluğu ticaretle uğraşan insanların yaşadığı modern bir şehirdir. Olaylar, Dr. Rieux’un apartmanda ölü bir fare bulmasıyla başlar. İlk önce bu ölü fareyi kimse ciddiye almaz ve herkes bu olayın bir şaka olduğunu düşünür. Fakat günler geçtikçe çevrede bulunan ölü fare sayısı artar. Daha sonra ise insanlar hastalanmaya başlar. İlk başlarda hastalığa yakalanan ve ölenlerin yoksul kesimden olması, bu hastalığın yoksullara ait bir hastalık olduğu önyargısını uyandırır. Fakat sonrasında hastalık toplumdaki her kesimde görülmeye başlanınca, şehirde bir panik havası oluşur. Bakalım çaresizliğin, dayanışmanın ve umudun ön planda olduğu bu hikâyede bizleri daha neler beklemektedir?
Oyundan Aklımda Kalanlar
“Bence bir şehri tanımanın en iyi yolu kendinize şu soruları sormaktan geçer: Orada insanlar nasıl çalışır, nasıl âşık olur ve nasıl ölür?” Oyunda bu sorulara çok önem verilmiş ve ana hikâye bu sorular üzerinden ilerliyor. Oyunu, hem bu beş karakterin kişisel olarak başına gelen olayları ve bu olaylar karşısında verdikleri tepkileri hem de koca bir şehrin veba salgınından kurtulmaya çalışırken yaşadıklarını merak ederek izleyeceksiniz.
Veba, hem şehirli insanın salgın karşısındaki çaresizliğini hem de bu çaresizlikten doğan mücadeleci ruhunu ve her şeye rağmen yaşatmaya çalıştığı umudunu anlatıyor. Tabi ki herkes salgına karşı umutla mücadele etmez. Her kötü günde olduğu gibi fırsatçılar yine iş başındadır. Karantina altına alınan ve giriş çıkışların yasaklandığı şehirde, Cottard isimli karakter, hastalığın ortaya çıkmasıyla fırsattan yararlanmaya çalışır ve karaborsacılık yapar. Karantina altında yaşanan esareti, kendi lehine çevirir. Oyunda sinirlerimizi bozacak Cottard karakterini Özgür Dereli, son derece başarılı bir şekilde canlandırmış. Romanın baş karakteri Dr. Rieux ise Cottard’ın tam tersi bir insan. Dr. Rieux, şehri terk edebilme fırsatı varken yine de hiçbir yere gitmez. Bir yandan artan ölümlere bir çözüm ararken bir yandan da başka bir şehirde tedavi gören eşinin durumunu merak ederek bu günleri atlatmaya çalışır. İrem Arslan’ı da idealist Dr. Rieux karakteriyle izliyoruz. Romanda bir erkek olan Dr. Rieux karakterinin, oyunda bir kadının canlandırması bana hayli ilginç geldi. Fakat aynı zamanda da çok hoşuma gitti.
Umarım bu oyunu ileride kırmızı ekiple de izleme şansım olur. Kendinize bir iyilik yapın ve bu oyunu mutlaka görün derim.
Oyunun biletlerini https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/ adresinden veya Şehir Tiyatroları’nın mobil uygulamasından alabilirsiniz.
İyi seyirler…
Yazan: Albert CAMUS
Uyarlayan: Neil BARTLETT
Çeviren- Yöneten: Mehmet ERGEN
Sahne- Kostüm Tasarımı: Gamze KUŞ
Dramaturg: Ergün ÖZDEMİR
Işık Tasarımı: Murat SELÇUK
Efekt Tasarımı: Metin KÜÇÜKYILMAZ
Dekor Uygulama: Gökhan USANMAZ
Kostüm Uygulama: Onur UĞURLU
Yardımcı Yönetmen: Berna ADIGÜZEL- Volkan ÖZTÜRK
Reji Asistanları: Emrah Can YAYLI
Süre: 90 Dk. / Tek Perde
Oyuncular: BURAK DAVUTOĞLU, BURTEÇİN ZOGA, CAFER ALPSOLAY, EMRAH CAN YAYLI, ERGUN ÜĞLÜ, İREM ARSLAN, MURAT COŞKUNER, ÖZGÜR DERELİ, SERDAR ORÇİN, SEVİL AKI, TANKUT YILDIZ