Öyküleri altZine, Varlık, Sözcükler, Karahindiba, Edebiyatist dergilerinde, Ekmek ve Gül’de ve Kiltablet fanzinde yayımlanan Nurhan Suerdem’in ilk öykü kitabı Maruzatım Var, İletişim Yayınları etiketiyle okurla buluştu. Suerdem, Notos’a verdiği söyleşide (Şubat-Mart 2020, sayı 80) öykü türünde yazmayı seçme nedenini şöyle açıklıyor: “Bilmiyorum, özel bir seçim yapmadım. Kalemim öyküye gitti. Belki de anlatmak istediklerimi bir an önce anlatma isteğidir beni buna iten. Roman bir maraton oysa öykü yüz metre koşusu gibi. Hikâyenize yoğunlaşıp dallanıp budaklandırmadan hedefe varıyorsunuz. Bu sayede kısa bir zamanda on öyküde, on romanda geçecek konuyu veya daha fazlasını yazıya dökebiliyorsunuz… Öykü, romanın hacmi içinde etkisi kaybolacak ya da ancak bir bölümünde yer alabilecek bir konuyu anlatabilme olanağı sağlıyor. Kitaptaki ‘Yetişkin Oyunları’ öyküsü buna en iyi örnek.”
İsmimiz gibi ailemizi de seçemeyiz. Oysa bizi anlayacak olan onlardır ama anlamazlar ya da anlamak istemezler. “Sabah Sesi” öyküsünde, “Onlar için yaşam ses çıkarmak demek” dediği ailesine kendi sesini duyurma çabasında olan Meral’le tanışırız.“İki dominant kadına ve on dört yaş büyük abime işlerini havale edip canını hiç sıkmayan, keyfince yaşayan bir baba, kendi dünyaları dışında bir başkasının mevcudiyetini bile düşünemeyen iki kız kardeş arasında farkına varılmadan büyüdüm,” diyerek kendi sesini seçmesine tanıklık ederiz. Kızgınlıklarımızı, küskünlüklerimizi içimize ata ata yolculuğumuza devam ederiz. Ne zihnimiz susar, ne unuturuz yaşadıklarımızı. İçimize ağlar, dışarıya güleriz. Gün gelir içine konuşan ses artık haykırmak ister.
Maruzatım Var, Nurhan Suerdem, İletişim Yayınları, Birinci Baskı, Aralık 2019, 108 s.