Ödüllü yazar Iain Reid tarafından kaleme alınan, Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum, adıyla okuyucuyu etkileyen kitaplardan biri. Adını okuduktan sonra kitabın içeriğini merak etmemeniz pek mümkün değil. Hep Kitap tarafından 2016 yılında gerilim etiketiyle yayınlanan kitabın film uyarlaması da var. Filmi izledikten sonra kitabı okumak isteyenlerin sayısı da az değil. Bazı filmleri iyice özümsemek için iki kez izlemek gerekir, Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum da bu tür filmlerden biri. Eğer sadece zaman geçirmek istiyorsanız boğucu bulabileceğiniz film tabii ki ayrı bir yazı konusu bu yüzden kitap üzerinden devam edeceğim.
Kitap gerilim etiketi ile yayınlanmış olsa da alışılagelmiş bir gerilim tarzı ile karşılaşmayacağınızdan emin olarak okumaya başlamak gerekiyor. Karakter çözümlemeleri, diyalogların rahatlığı, kullanılan dilin naifliği kanlı sahnelerin gözünüzde canlanmayacağı bir gerilim romanı okuyacağınızı ortaya koyuyor.
İlk sayfalarda bile kendini hissettiren psikolojik çözümlemeler, okuyucuya hayatı sorgulatacak monologlar ve etkileyici ruhsal tasvirler kitabın sonuna kadar karşımıza çıkan belirleyici bir özellik. Kitaptan altı çizilecek, üzerinde düşünülecek cümleleri yazının sonunda paylaşacağım.
Kitabı oluşturan bölümler arasında yer alan kısımlarda ise bir cinayet hakkında okuyucuya bilgiler aktarılıyor. Yazar bunu yaparken ikili diyaloglar kullanıyor ve bu da okuyucunun bir ipucu yakalamak için bazen sayfalarca geriye dönmesine neden oluyor. Okuyucunun merakını hep üstte tutan unsurlardan biri de bu cinayet olgusu ve aktarılmasındaki gizemli ruhsal tasvirler diyebiliriz.
Yol boyunca iki sevgili her şeyden bahsediyor, Venüs’ün güneşe en yakın ikinci gezegen oluşundan Jake’in araştırma tezine konu olan protein ve kristaller arasındaki ilişkiye kadar pek çok konu üzerinden devam eden sohbet zaten akıcı bir dille yazılmış olan satırların da etkisiyle okuyucuyu hiç sıkmadan kitabın okunmasını sağlıyor. Jake ve sevgilisi her şeyden bahsetse de konudan konuya geçtikleri için sanki hiçbir şey konuşmamışlar gibi hissediyorsunuz.
Her Şeyi Bitirmek İstiyorum, uzun süre etkisinden çıkamayacağınız bir finale sahip. Kitabın geneline hâkim olan puzzle etkisi en çok da kitabın sonunda önceki sayfalara geri dönmenize sebep olacak, hatta mükemmel olmayandan zevk almayan bir yapınız varsa bir süre sonra yeniden okumak isteyeceksiniz.
Begüm Kovulmaz çevirisi ile yayınlanan kitap gerilim severlerin mutlaka okumak isteyeceği bir kitap olarak okuyucuyu bekliyor.
İçgüdü her zaman mantıktan üstündür. (Sf:21)
Hiçbir şeyin yoksa kaybedecek bir şeyin de yoktur.
Evet. Kaybedecek bir şeyin yoktur. (Sf. 29)
Herbirimiz kendi bulmacamızı çözmek zorundayız. (Sf:43)
Ne nefistir unutamamak. (Sf.43)
Hakikat yalnız bir kere gerçekleşir. (Sf:46)
Kendimize her zaman mutlu olmamız gerektiğini söyledikçe ve mutluluk kendi başına bir amaca dönüştükçe durum kötüleşiyor. (Sf:62)
Yalnız olmak, kendimizin en gerçek haline daha yakın olmak anlamına gelmiyor mu? Başkasıyla bağlantı halinde değilken, onların varlığı ve yargılarıyla seyreltilmemişken daha çok kendimiz değil miyiz? (Sf:66)
Sonu yakınlaştırmayı seçtiğimizde, yeni bir başlangıç yaratıyoruz. (Sf:174)