Dünyada değişen, dönüşen, yıkılıp yeniden yaratılan birçok şeyde bambaşka şeylerin etkisi vardır ve bu etkinin sonucunda oluşan yeni şartlar yaşamımızın merkezine konumlanır. Parfümün, çöp vergilerinin, kamu temizliğinin, caydırıcı kanunların doğrudan veya dolaylı olarak bok sayesinde olduğunu söylersek şaşırmayın. Ve ona eşlik eden idrarın kimyasal yapısı.
Kullanılan dil; felsefe, din, hukuk ve sosyolojik kavramlar içerse de Laporte, ironiğe kayan bir dil yaratarak metnin bu farklı disiplinlerden olan bağlamını bütünsel bir üslupta birleştirmiştir. Yer yer deneme, yer yer bilimsel bir yön barındıran kitabın nitelikli kaynaklarla desteklenmiş içeriği okuyucu için göz önünde bulundurulacak bir referansın oluşmasını sağlıyor.
Konu böyle boktan olunca kitabın içeriğinin biz okuyucularca ilgi çekici yönleri bir hayli artmaya başlıyor. İnsan dışkısının kimyevi yapısı, ona olan bakış, dinlerin bu konuya eğilimi, simyacıların boka yaklaşımı, tarımda kullanımı derken kimi zamanlarda kimilerince bokun ve idrarın sağlık, güzellik, zindelik için kullanıldığını okumak günümüzde bu maddeye olan bakıştan epeyce uzak bir noktaya geliyor. Özellikle tarımda gübre olarak kullanımı uzun yıllar tartışılmış ve konuya kimi çevreler kimyasal içerik olarak yaklaşıp farklı görüşler savunurken kimileri de sadece inanç merkezli bakarak konuyu bilimsel dayanaktan olabildiğince uzaklaştırmıştır. Taraflar neyi nerede savunursa savunsun bok, uzun bir süre gündemdeki yerini farklı yönlerden de olsa korumuş ve üzerine yığınca tartışmalar yaşanmıştır.
Kitabı genel okur kitlesi için daha ilgi çekici kılansa kimi kadınların, nadir de olsa bazı erkeklerin sağlıklı, genç ve yakışıklı erkeklerin idrarlarını uzun yıllar kullanarak güzelliklerini sürdürme isteğidir. Ellerimizde bunun işe yarayıp yaramadığına ilişkin somut deliller olmasa da bunu neredeyse ömür boyu yapanlar olduğunu düşünürsek işe yaramıştır yorumunu çıkarabiliriz. Her ne kadar aynı gerekçelerle olmasa da aynı eylemleri yapan başka insanlar da bu kez dini otoritelerin idrarını günlük yaşamlarında kullanarak bir nevi maddi ve manevi güç almaya çalışmışlardır.
Kitabın temel dayanağı olan 1539 Fermanı ile kentlerin temizlenmesi, insan ve hayvan dışkılarının bertaraf edilmesi, bunun yapılmaması durumunda sivillerin karşılaşacağı sert yaptırımlar, mülklerin kamulaştırılması, buna benzer durumlar bok, bokla ilgili doğrudan ve dolaylı şeyler ile boka olan bakışı da değiştirmeye başlamıştır.
Artık bok, temizlenmesi gereken bir maddedir. Her ne kadar inanışlar sürse de özellikle Paris ve Londra gibi günümüzde modern ve çoğu yönüyle gözde olan bu kentler zaman içinde yaşadıkları dönüşümlerin arka planını da anlama noktasındadır.
Yaşadığımız çağda kitap bizim için sağlam dayanaklı bir veri akışı sunacaktır. Belge ve görsellerle desteklenen kitabın referansları da bir hayli güçlü ve nesnel.
Laporte’nin marksist kimliği kitabın içeriğinin hazırlanması, devletlerin halk üzerindeki gücü ve bunun kimi zaman halk-devlet ekseninde gücün devletten yana kullanımına değinmesi onun kitap üzerindeki etkisini de göz ardı etmemize engeldir. Yazar ile kitap arasındaki bağın bu şekilde tutkulu olması boktan bir konunun bile biz okuyuculara keyifle, ilgiyle ve farklı bakış açılarıyla boka bakabilmesine olanak sağlıyor.