1971 yılında Vietnam’da doğan Viet Thanh Nguyen, küçük yaşta gücünün üstünde zorluklara göğüs germek zorunda kalmış ama pes etmemiş ve kendi gibi mültecilerin sesini dünyaya duyurmuş Amerikan vatandaşı bir yazar. Güney California Üniversitesi’nde İngiliz ve Amerikan Çalışmaları ve Etnisite prefösörü olan Nguyen, aynı zamanda Aerol Arnold İngiliz Dili Kürsüsü başkanı olarak da çalışmalarına devam ediyor.
Viet Thanh Nguyen’in öykü kitabı Mülteciler sekiz öyküden oluşuyor. Kitaptaki öyküler yazarın yirmi yıllık çalışmasının ürünü, bu yüzden hem biçim hem de içerik anlamında kusursuz denilebilecek yapıdalar. Kara Gözlü Kadınlar, Amerikalılar, Anavatan öyküleri başta olmak üzere karakterlerin yaşadığı acılar okurun yüzüne tokat gibi çarpıyor. Son yıllarda ekranlardan izlediğimiz mülteci görüntülerini kitapta yer alan sekiz öyküde de gerçekçi biçimde bulmak mümkün. Öykülerde yer alan karakterler, başka bir ülkede göçmen hatta halk arasındaki ifadesiyle sığıntı olmanın, toplum dışına itilmenin zorluklarını bütün hücrelerinde hissediyorlar.
Kitabın ilk öyküsü olan Kara Gözlü Kadınlar’da yer alan anne ve kızı, Kendinden Başka Biri’nde yer alan Thomas, kitabın son öyküsü olan Anavatan‘da kendini uzakta yaşayan babası ve üvey kardeşlerine doktor olarak tanıtan ama aslında işsiz bir resepsiyon görevlisi olan Vivien… Her biri hayata tutunmak için çabalayan ama ruhlarındaki eksikliği hiç bir şekilde tamamlayamayan karakterler. Göç ettikleri ülkede can güvenliği var; sıcak evleri, tok uyudukları geceler her şey olması gerektiği gibi ama en ufak bir olayda hatırladıkları geçmiş onları huzursuz bir ruh gibi esir alıyor. Öteki Adam’da Amerika’da eşcinsel bir çiftin yanında kalan Vietnamlı Liem’in içindeki boşluk, farklı hissettiği cinselliği ve bir kalpte kendine yer bulma isteği ele alınıyor. Bunu yaparken gücünün ötesinde bir çaba harcıyor Liem, geçmişi ve göçmen olmasıyla ilgili kendisine sorulan sorularla aynı yaraların aynı yerden tekrar açıldığını hissetse de sabretmeyi biliyor. “Hikâyesini bir kez daha tekrar etme ihtimali dehşete kapılmasına neden olsa da Liem soğukkanlılıkla karşılık verdi. Saygon’dan kaçtığından beri geçen dört ayda gemiciler, askerler ve sosyal hizmet görevlileri hikâyesini ona defalarca sormuşlardı; soruları artık önceden kestirebiliyordu. Nasıl bir şeydi? Kendini nasıl hissediyorsun? Bütün bunlar çok acıklı değil mi?” Bu cümlelerle okuyucuya seslenen yazar aslında mülteciliğin bir yara izi gibi ömür boyu taşınacağını gösteriyor.
Viet Thanh Nguyen; karakterlerini acındırmadan, kişiliklerini koruyarak ama nelere maruz kaldıklarını da saklamadan ele alıyor. Göç etmenin kurtuluş olmadığını hatta göç edilen ülkede göçmenleri daha zorlu bir hayatın beklediğini ustalıkla anlatıyor. Yeni bir ülkeye, yeni bir kültüre alışma sürecinin insanın ruhunda açtığı boşluğu yaşanan olaylar üzerinden okura gösteriyor. Mültecilerin bilmedikleri bir dille, hiç tanımadıkları bir ülkede, kültür farklılığını iliklerine kadar hissedecek şekilde yaşamaya çalışmaları, çoğunda bir ömür sürecek travmalara neden oluyor. Zorluklarla, kayıplarla ve acıyla sürdürülen göç yolculuğunun sonunda hiçbir göçmenin önünde Alice Harikalar Diyarı açılmıyor. Asıl zorluk sınır kapısından adım attıktan sonra başlıyor.
Dünyanın dört bir yanındaki mültecilere ithaf edilen öyküleri okuyup bitirdikten sonra şunu düşünebiliriz: Bir gün biz de mülteci olabiliriz.
Mülteciler, Viet Thanh Nguyen, Kafka Kitap, Çeviri: Peren Gülmez, 1. Basım, 2019, 176 s.