Günümüz topluma artık bir şiddet yumağıdır. Şiddet gösteren bireyler, şiddetin yaygınlaşıp kanıksanmasına neden olurken şiddetin türlerini de arttırmaktadırlar. Artık bilginin, birikimin ya da teknolojinin arttığı günümüzde bunlarla ilintili olarak yeni yeni şiddetler, sarmalın büyümesine neden olmaktadır. Onur Akyıl’ın Açık Dövüş’ü bu bağlamda işlenirken onun şiddeti geçmişi insan tarihiyle at başı giden erksel şiddete odaklanmaktadır. Patron-emekçi, erkek-kadın ve bunun gibi kaba kuvvet ve parasal farkların yol açtığı şiddeti işleyen yazar, bunu öykülerinde işlerken ironik bir dil kullanılmanın yanında kimi öyküde kullandığı imgesel dil öykülerine farklı bir perspektif getirmektedir.
Öykü karakterlerinde hınç vardır ve bu hınç kimi olaylarda anarşik bir bağlam yaratarak seri cinayetlere giden bir eylemselliğe bürünmektedir. Özellikle muktedirlere ve onların temsilcilerine yönelen şiddet yazarın çoğu öyküsünde kurguyu sürdürme aracı olarak işlev görür ve bu işlev merak öğesiyle birleştirilerek okuyucunun neredeyse tüm öykülerde öykü sonuna kadar kurguyu merak etmesini sağlıyor.
Yazarın öykülerinde salt eylemlerin yarattığı bir merak değil yerleşik dil kullanımlarının ters yüz edildiği yönlere de sahipler: Kanı yerde kalmamak, şeytanın bacağını kırmak gibi kalıplaşmış anlam öbeklerini soyut bağlamdan çıkarıp onu bireyin ya da toplumun somut alanına sokarak onlara bir kimlik kazandırmış ve bu kimlik, bireylerin ifade ediş tarzlarını etkiler olmuştur. Şeytanın Bacağı adlı öyküde şeytan üzerine yapılan ve bunun günümüz insanının eylemleri ile ilişkilendirilerek hem bir toplumsal eleştiri yapmış hem de bireylerin tutumlarına dikkat çekerek olaylara farklı bir bakıştan bakılmasının önünü açıyor ve aynı şekilde Tanrı Burada öyküsünde de inanç-davranış bağlamında okuyucunun yeni bir düşünsel işleyişe evrilmesine olanak tanıyacak etkidedir.
Alegorik bir biçeme sahip Kurbağa Nerede Öldü? adlı öyküde bir erkek yazarla özdeşleştirilen ve yazılmış bir kitabın yarattığı etkilerin kurgulandığı öyküde ironi ve asparagaslık öykünün ana üslubunu oluşturmaktadır. Okuyucu alımlamasının farklılaşabileceği bu öyküde, yazarın farklı anlamlar çıkarabilecek derinlikli bir metin yazması kuşkusuz yazarın başarılı bir kurgu yaratımı olarak yorumlanabilir.
Çekiliş öyküsünde muğlak bir silsilenin devamında ölenler, bolca kan ve öykü sonunda öykünün daha da grift bir hal alması yine diğer çoğu öyküde olduğu gibi bu öyküde de okuyucunun düşünme süreçlerini hareket ettirecek itici güce sahiptir. Ve yine bu öykünün bağlamını oluşturan şiddet, bu öykünün de diğer öykülerle uyumlu bir fikrî yön bulmasını sağlamıştır.
Öykü, basitçe yaşanılan ya da yaşanabilecek olayların anlatıldığı kısa ve öz metinler olarak tanımlansa da Onur Akçıl, Açık Dövüş’te bu kuralı biraz esneterek kimi öykülerinde deneme havası kimilerindeyse fantastik bir yön katmıştır. Öykülerin içerikleri birbirinden bağımsız olsa da hepsinde yakalanması başarılan ironik ve toplumsal eleştiri seviyesi yazarın başarılı ve bir içeriğe eşlik eden akıcı bir öykü dili yakalamıştır. Bu özellikler, okuyucunun kurgusal metinde bile düşünsel bir yön bulmasını sağlayacağından ötürü de ayrı bir olumluluk atfedilebilir.