Kadim şehirlerimizden Diyarbakır’da bir gün iki yüz katlı binalar bulunduğunu, gökyüzünden uçan taksilerin ve kristal fanuslarda yaşayan insanların hayatını sürdürdüğünü, geçer akçenin enerji birimleri olduğunu hiç düşündünüz mü?
***
Hikâyeci Mehtap Gül, Gizemli Baskülün Tuhaf Maceraları’ndan sonra yeni bir gençlik romanıyla tekrar karşımızda. Editörlüğünü Abdullah Harmancı’nın yaptığı 309 Kayıp Gün Beyazbulut Kitap’tan Ekim 2023 tarihinde çıktı. Romanın dayandığı, Kur’an-ı Kerim’de de geçen “Yedi Uyurlar” olarak bilinen Ashab-ı Kehf kıssası, 2023 yılında yeniden yaşanıyor. Metin, bizleri ucu bucağı görünmez zamanlara ve tam otomatik robotlara götürüyor. Satırlarda dolaşırken Diyarbakır’ın gastronomi kültürüne de aşina oluyoruz. Şehrin ünlü yemeklerinin ve mekânlarının da tanıtılmasına vesile oluyor.
Çınar, Lokman ve Behram okul olarak gittikleri bir Güneydoğu Anadolu gezisinde girdikleri mağarada uyuyakalıyor ve uyandıklarında kendilerini karanlığın içerisinde buluyor. Işığa doğru ilerlediklerinde hiç alışık olmadıkları bir şehir manzarasıyla karşı karşıya olduklarını anlıyor. Bir de bakınca ne görsünler! Yıl: 2332 Saat: 09:15 . Büyük ve yüksek binalar içerisinde insanların kapsüllerle beslendiği, iletişimin artık telefonlarla değil hologramlarla yapıldığı, bırakın kâğıt parayı sayısal olarak bile paranın ortadan kalktığı ve enerji birimleriyle alışverişlerin yapıldığı bir dünyaya şaşkınlıkla bakan karakterlerimiz ne yapacaklarını bilemiyordu. Kıtmir (köpek) ve Çavuş (kuş) ile birlikte üç arkadaş Hevsel Teyze ile tanıştıktan sonra ona zamanda nasıl kaybolduklarını ve bu zaman dilimine ait olmadıklarını anlatıyorlar. Hevsel Teyze’nin Diyarbakır’a özgü yemeklerinden yiyorlar. Sohbet ederlerken Hevsel Teyze’nin dedesinin Çınar, Lokman ve Behram’ın nasıl kaybolduğunu bildiğini, vasiyeti üzerine “Hevsel’in Ev Yemekleri” adlı dükkanın hâlâ açık olduğunu öğreniyoruz. Dakyan, daha sonradan robot olduğunu öğreneceğimiz romanın kötü kahramanıdır. Dakyan, Hevsel Teyze’nin taş evinin de bulunduğu arsayı elde etmek için havadan elektronik atıklar göndermektedir.
Çocuklar, Hevsel Teyze’nin üzüntüsünü derinden hissederler. Bunun üzerine Dakyan’la savaşmaya karar verirler. Yaptıkları plan işe yarar ve onun hangarına girmeyi başarırlar. İçeride robotlar tarafından yakalansalar da daha sonra Çınar’ın dâhiyane planlarıyla Dakyan’ın hakkından gelirler ve Hevsel Teyze’yi kötülüklerden kurtarırlar. Yazarımız şaşırtıcı sonuyla bize rüya gibi bir metin armağan etmiştir.
Resimlemesini Sibel Büyük’ün yaptığı romanın içerisinde 2332 yılındaki Diyarbakır’ı, Hevsel Teyze ve yemeklerini, Dakyan’ın hangarının 200. katındaki robotları, “Hevsel’in Ev Yemekleri” tabelasını, uçan taksileri, insansız hava araçlarını görüyoruz.
Zamanımızın ötesine giden karakterlerin şaşkınlıklarını, bireylerin günlük hayatlarını nasıl devam ettirdiklerini, alışverişin nasıl yapıldığını, insanların robotlarla ilişkilerini ve 309 yıl sonraki teknolojik gelişmeleri diyaloglarla örülü tasvirlerle metnine taşımıştır.
Beyazbulut Kitap’ın 22. eseri olan 309 Kayıp Gün, zamanımızın ötesine geçerek dünyanın nasıl da yapay zekâ, makineler ve robotlar sarmalına girerek insanı ele geçirmeye çalışan bir sistemin içerisine atılmaya çalışıldığını gözler önüne seren bir metin. Özellikle 8-12 yaş arası çocukların zevkle okuyacakları ustalıkla örülmüş nitelikli bir gençlik romanı… Okulların da ara tatilde olduğu şu günlerde Mehtap Gül’ün son romanını okumanın tam zamanı değil mi?
