En uzun geceler vardır, sabahın bir türlü gelmek bilmediği. Hayal ve gerçek sanrı ve umut iç içe geçmiştir artık. Geyikler, Annem ve Almanya işte böyle bir sabaha uyanışın hüzünlü, buruk ve içten bir öyküsü.
İlk olarak Türk Dili dergisinin 1979 Eylül sayısında yayımlandığında ses getiren[1] bu öykü aynı zamanda Nursel Duruel’in ilk öykü kitabına adını verir ve kitap yazara iki önemli öykü ödülünü kazandırır: 1981 Akademi Kitabevi Öykü Ödülü ve 1983 Sait Faik Hikâye Armağanı.
Duruel Geyikler, Annem ve Almanya’da daha çok, kadın, anne ve aile kavramları üzerinde duruyor. Fırıncı Şükriye ölünün ardından geriye dönüşlerle anlatılan bir öykü. Satır aralarında kuşak çatışmalarını, değer yitimlerini okumak mümkün. 03 Nöbeti adlı öykünün başkişisi de yine bir kadın. Saliha işi ve okulu arasında sıkışıp kalmış, çıkış yolu bulamayan bir gençtir. Dur durak bilmeden süren iç çatışmaları, toplumda kadın olmanın yüklediği sıkıntı, erkeklerin yaltaklanmaları, otomatlaşan iş hayatı, hayatı anlamlandırma çabası onu tipik bir bunaltıya sürükler. Kurduğu cümleler durumunu açığa çıkarır. “Yarı yerim aydınlıkta, yarı yerim karanlıkta. Kendimi bile yeterince ölçüp biçemiyorum. İşte bu yüzden okumak istiyorum.” Ama umut hep vardır tabii. “Kaba ama yaralama amacı gütmeyen inek gibi esniyor benzetmesinin Saliha’ya kattığı yaşdaş canlılığı hiç bilemeyeceklerdi.” Öykü böyle biter.
Ölüm Aralarında Kaldı, Zaman Aralığında ve Yineleme adlı öyküler yapı bakımından diğerlerinden ayrılıyor. Bu üç kısa öykünün genel olarak duygu yoğunluklu olduklarını söyleyebiliriz. Zaman Aralığında ilginç bir öykü. Duruel’in aynı zamanda Arkeoloji öğrenimi gördüğünü düşününce Ninova, Mohenjo-Daro gibi isimlerin geçtiği, aynı zamanda ilgi çekici bir Sümer şiirinin de bulunduğu bu öyküyü çok da garipsememek gerek. Geyikler, Annem ve Almanya’nın sonunda yer alan Yineleme adlı öykü ise sadece diyaloglardan oluşuyor. Çatışmacı bir zihnin iç konuşmaları olarak da düşünebiliriz bu öyküyü.
Duruel’in samimi sıcak bir öykü evreni var. Öykülerinde insanın ev hallerine, içsel yaşantılarına yer verirken; arka planda toplumsal durumlara, değişimlere tanık oluruz. Geyikler, Annem ve Almanya, köy-kent-kasaba ilişkilerini, çelişkilerini, göç ve uyum sorununu, aile üyeleri arası anlaşmazlıkları, yaşlılık ve ölümü, rafine bir dille okuyucuya sunan bir kitap. Özellikle, kitaba da adını veren öykünün Türk toplumsal dinamiklerine getirdiği içten bakış Geyikler, Annem ve Almanya’nın kısa sürede kült kitap niteliği kazanmasını anlaşılır kılıyor.
[1] İmge Öyküler dergisi, sayı 2, s. 140
Bu yazı öykü teknesi dergisinin Mayıs-Haziran 2010 tarihli 15. sayısında yayımlanmıştır.