Tılsım romanı, Bolano’nun yarı otobiyografik başyapıtı Vahşi Hafiyeler’de bahsi geçen Auxilio’yu bir tür anıtsallaştırma girişimidir. Tüm dünyada dönemin baskıcı rejimleri tarafından hayattan koparılan, işkencelere maruz kalan, hayalleri ellerinden alınıp başka ülkelere sürgün edilen veya göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce üniversite gencinin, silinip gitmiş şairlerin epik hikâyesidir.
Eylül 1968’de Uruguaylı bir göçmen, üniversiteli gençlerle vakit geçiren bohem bir kadın olan Auxilio Lacouture (bu gerçek olayın kahramanının asıl adı Alcira Soust Scaffo) Meksika ordusu tarafından işgal edilen Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi’nin kadınlar tuvaletinde saklanır ve orada on bir gün geçirir. Ordu yüzlerce öğrenciyi öldürür, yüzlercesini de tutuklayıp götürür. Auxilio bu süre zarfında gizlendiği kabinde tuvalet kâğıdı yer, bol bol su içer, şiir okur, hayaller kurar ve uyur. Ordu çekip gittikten sonra yaşadığı öğrenilince Auxilio tüm sanat camiasında bir efsaneye dönüşür, ‘’Meksika Şiirinin Anası’’ olarak kabul edilir.
Tılsım, Auxilio’nun o günden sonra üniversite çevresinde özellikle şairlerle, gazetecilerle ve ressamlarla yaşadıkları üzerine yazılmış bir anı defteri mahiyetinde. Kurgu lineer bir zaman çizgisinde ilerlemiyor. Gelgitli bir zihni olan Auxilio zamanda ileri geri sıçramalar yaşıyor, 1968 yılında üniversitedeki şair topluluğunun en genci olan on yedi yaşındaki Arturo Belano(Roberto Bolano) ile tanışıyor, onu bir kardeş gibi seviyor. Arturo’nun Meksika’yı terk ettiği ve geri döndüğü süreçleri yakından takip ediyor.
Olay örgüsü, birbiriyle ilintisiz ya da zayıf ilintili olan kişilerin farklı zamanlarda yaşadıklarına Auxilio’nun şahitliklerinden oluşuyor. Dolayısıyla takip edilecek net bir olay örgüsü yok. Yazar bu anı parçalarını romana çevirme işini, masalsı bir kayıt cihazı gibi kurguladığı Auxilio’nun şiirsel zihniyle, anılar arası sınırları silikleştirerek kotarıyor.
Bolano’nun ülkesini terk etmek zorunda kalan bir eski şair olması, anlatılanların çoğunlukla gerçek anılardan köken alması hikâyenin duygusal zeminini çok güçlendiriyor. Tılsım, on beş on altı ayrı hikâyenin birleşiminden oluşan Vahşi Hafiyeler’den çıkarılmış bir hikâyeye benziyor. Bu açıdan, Tılsım’dan önce Vahşi Hafiyeler’in okunmasının okuma keyfini oldukça artıracağını söylemekte mahsur yok.
Bolano bu eserde, özellikle birinci tekil şahıs anlatıcılarındaki olağanüstü başarısını tekrarlıyor. Karakter oluşturmak konusunda büyük ustalardan biri o. Kendine has şiirsel anlatısı, ağdalı ve okuru yoran bir biçimde değil asla. Onun büyük başarısı da bu şiirselliği süper akışkan(Latin Amerika Edebiyatı için tipik diyebiliriz) bir tempoyla kurabilmesinde. Bu özel tempoyu, gerçekçi bir zemine oturtmak için ayrıntıların gücünden, anı etkilerinden faydalanıyor.
Tılsım özellikle şiirsel anlatılardan hoşlananlar için harika bir seçenek. Birkaç alıntı ile bitirelim.
‘’Anlayacağımı anladım ve kırılgan, titrek bir neşe günlerime sızdı.’’
‘’Her ne kadar, duyduğum şarkı savaşı, Latin Amerika’nın daha gencecikken kurban edilmiş bütün bir kuşağın kahramanlıklarını anlatsa da aslında içten içe değerlerden ve aynalardan, arzudan ve zevkten bahsettiğini biliyorum.
Bizim tılsımımız, işte o şarkıdır.’’