BÜLENT AYYILDIZ OKURU METNE DAHİL EDİYOR
Öykü kitaplarında beni çeken, yazarın farklı temaları işlemesinin yanı sıra postmodernizmin o sınırsız biçim oyunlarıyla, okura deneyim imkanı sunmasıdır. Adeta okuru bir labirente dahil eden ve sürprizlerle şaşırtan metinlerle hep ilgilenmişimdir.
İthaki Yayınlarının Türkçe Edebiyat dizisine yeni bir kitap eklendi yakın zamanda. Kayıp Rıhtım 2018 okur anketinde Yılın En İyi Fantastik Romanı seçilen Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değil kitabının yazarı Bülent Ayyıldız’dan yeni bir öykü seçkisi Gölgesiz Matiz.
Aklın sınırlarını zorlayan sorulara parende attırarak cevap derceden bir yazar Bülent Ayyıldız. Spiritüel detayları, şairane tasvirleri, ikonik imgeleri ustaca kullandığı eserinden alıntılayacağımız cümleler, çıkaracağımız dersler bulunmaktadır.
Senaryo tadında kurgusal yetenekle oluşturulan öyküler okurun da aynı havayı solumasına kanalize edilmiş görünmektedir. İnsan davranışlarını duygusal bağlamda ele aldığı vicdani seziş ve ruhsal dokunuşlarla harmanladığı satırlar metodik açıdan da değerlendirilmelidir.
Rüya ve gerçeğin, ermişlik ve isyanın, sokak ve metropolün aynı mihenk taşında buluştuğu ortamlara müdahil olan yazarı bu husustaki çalışmasından dolayı kutluyorum.
İddialı tespitlerde bulunduğu öykülerini de ayrıca beğendiğimi belirtirim. Bundan sonra yazmayı düşündüğü eserlerini kendine özgü çıkarımlarla süslemeye devam etmeli.
Merak unsurunu baştan sona üst seviyelerde tutmayı başardığı kitabı okurken heyecandan elimizin ayağımızın titremesine engel olamadığımızı söyleyebilirim. Sonuna gelince de şimdi ne yapmalı deme ihtiyacı
duyacak derecede çetrefilli meselelerle boğuşan kahramanlarla yer değiştirdiğimizi zannedebiliriz.
Vurgulamak istediğim diğer konuya gelince, öz kültürümüzün unutulmaya yüz tuttuğu zamanımızda belli bazı hatırlatmalarla edebiyatın yeniden şekillenmesi işini, en iyi, öykücülerin yapabileceğine olan inancımdır.
Özellikle yaşamın kıyısında bırakılmış, geri planda kalmış ve unutulmuş kimlikleri konu edinen, şiddet eğilimini irdeleyen, çarpık ilişkileri ironik bir dille aktaran, kaşla göz arasında maske değiştiren
oyunbazları şaşırtan Bülent Ayyıldız bakalım daha neler yazacak.
Hayalînin ustalığına verdiler. Aniden kocaman bir canavar belirdi perdede.
İnsanlar bunu da gerçek mi değil mi ayırt edemediler; derken perde yırtıldı.
Yanı başında Lami müstehzi sırıtmasıyla halka bakıyordu.
Yırtılan bezin arkasından tepegözler, şahmaranlar, câzûlar, cinnîler, yılanlar, çıyanlar çıkmaya başladı.
Halk ne olduğunu anlayamadı. Bu da neyin nesiydi. Tepegözler ağızlarından ateş
saçmaya başlayınca bir vaveyla koptu. İnsanlar sağa sola kaçışmaya başladı. Acı
bir seda kapladı meydanı. Ahali ne olduğunu anlamasa da can havliyle sağa sola
kaçışıyordu. Kafalar kopmaya, işkembeler, bağırsaklar ortalığa saçılmaya
başladı. Ortalık kan revan oldu. Lami kahkahalar atıyordu.”