Şu her şeyin üzerine dantel örtme modası gerilerde mi kaldı zannediyorsunuz? İnanın bana çok yanılıyorsunuz. Pek çok şey unutulmuş, geçmişe gömülmüş olabilir ama anneanne, babaanne evlerinin vazgeçilmez dekorasyon unsuru dantel, tüm haşmetiyle iktidarını sürdürmeye ve sinsice yayılmaya devam ediyor. Üstelik çok şaşıracağınız yerlerde bile karşılaşabilirsiniz onunla. Günün değişen modasıyla birlikte bitpazarına nur yağdı, eski alışkanlıklar, modalar birer birer naftalinli sandıklardan çıkmaya ve günümüz trendlerini belirlemeye başladı.
Gün geçmiyor ki sosyal medyada bir yeni gelin, evini paylaşmasın, dantellerini sergilemesin, çeyizini sermesin. Bu çeyiz serme işi de enteresan. Henüz evlenmemiş gelinin henüz hiç yaşanmamış evine anneler, ablalar, bacılar, görümceler, komşular, arkadaşlar ve bilumum kadın akraba doluşup kızın nesi var nesi yoksa elden geçiriyorlar. Gerçekten nesi var nesi yoksa! Sonra Allah ne verdiyse yatakların, koltukların, çekyatların, masaların üzerine seriyorlar. Yani serme işi bildiğiniz anlamda sermek, mecaz değil. Bir bakmışsınız salondaki yeni moda L koltuk üzerinde renk renk banyo lifleri -yaklaşık 250 adet, 50 yıl evli kalıp her gün birbirlerini keseleseler tüketemezler-, plastik mutfak masasının üzerinde 30 parçalık porselen baharat takımı –kızımız bütün dünya mutfaklarına ve baharatlarına hâkim anlaşılan-, iç içe dizilmiş onlarca tava, tencere, bardak, salonda yemek masası kraliçeye davet verilecek denli özenli hazırlanmış, peçetler işli işli, her yer yaldızlar içinde, mümkün olan her şeyin üzerine bir dantel örtü serilmiş, bütün kulplara kırmızı kurdeleler bağlanmış, her köşeye birer plastik çiçek yerleştirilmiş, kaloriferlerin üstü bile örtülerle bezenmiş, bütün çekmeceler ve tıka basa doldurulmuş dolapların kapakları içlerindekini gösterecek şekilde açık. Ama en acıklısı bu masum genç kızın en mahrem eşyası yatağın üzerine bir bir serilmiş. Yalnızca pelüş ayılarından bahsetmiyorum elbette. Akla hayale gelebilecek her şey! Üstelik daha zavallı damat oraya hiç serilememişken. Her yer göz acıtacak denli kırmızı veya pembe… Bu kızlar bu evi nasıl toplayacak, bunca işe yaramayacak örtüyü, danteli, işlemeyi, yaldızı, tuzu biberi nereye kaldıracak düşünen yok.
Bunu paylaşma isteği ise bambaşka bir ihtiyaç. Doğrusu ben banyo lifimin fotoğrafını çekip eşe dosta sergilemek istemezdim. Veya makyaj malzemelerimi, yorganımı –çünkü maalesef bir tane var-, banyo pelüşümü… Ama günümüz insanı sosyal medyada neler paylaşmıyor ki? Artık gizlimiz saklımız kalmadı. Sakınma, çekinme yok. Utanma ise çoktan sözlüklerden çıktı. Neyimiz var neyimiz yoksa gösterme, beğendirme ihtiyacı içindeyiz. Ne kadar çok beğenilirsek o kadar gerçekleştiriyoruz kendimizi. Yoksa yok olup gidiyoruz sanki.
Ama asıl iktidar yine dantelde elbette. Dantel yeni gelin evinin baş tacı, mutluluk iksiri, evliliğin altın anahtarı, olmazsa olmazı. Bir süre sonra yılıp kaldırdıklarını düşündüğüm bu el emeği göz nuru -diyemiyorum çünkü artık bunlar da hazır, fabrikasyon- güzellikler mümkün olan her parçanın üzerine özenle yerleştiriliyor. Tüplü televizyonlar varken en azından örtecekleri küçük de olsa bir alana sahip olan bu danteller, plazma televizyonların üzerinde ne yana sarkacaklarını şaşırıyor, inim inim inliyor. Koltuk kolları, sehpalar, vestiyer mobilyaları, büfe üstleri, içleri, komodinler, televizyon üniteleri en sevdikleri yaşam alanları. Ama bir de mutfak dolaplarına girmiyorlar mı, işte sanırım orada üremeye, çoğalmaya başlıyorlar. Arsız sarmaşıklar misali her bir raftan mutlulukla sarkıp en alt rafa kadar ulaşıyorlar. Kapak kapansa bile, benim gibilere nanik yapar gibi üçgen üçgen dolabın dışına sarkmaya devam ediyorlar.
Bu dantel kardeşliği, karşılıklı övgüler, beğeniler ve alkışlarla büyüyor, güçleniyor. Korkarım danteller yakında hayatımızın her alanını ele geçirecek. Klozet kapağı üstleri, abajur tepeleri, tablo çerçeveleri ve damadın kafasının üstü henüz eksik kaldı gibi görünüyor bana. Buralara da ulaştı mı artık önünde kimse duramayacak. Siz dünyayı robotlar ele geçirir mi diye tartışıp durun daha, dantelin zaferini ilanı yakındır! Dantel çoktan dünyayı ele geçirdi bile. Biz yalnızca ona hizmet eden zavallı fanileriz. Oysa dantel ölümsüz, dantel hep olacak. Boşuna direnmeyin. Evinizi şimdiden dantellerle doldurun. Kaçınılmaz olanın tadını çıkarmaya bakın. Yaşasın dantel kardeşliği!
Gamzecim çok sempatik, neşeli bir yazı, ellerin dert görmesin : -) Dantel de…