Genç Şairlerden Nilgün Emre ile İkinci Şiir Kitabı Üzerine Kısa Bir Şiir Sohbeti
Ebru Özden: Şiir yazarken dilin imkânları seni sınırlıyor mu ya da şiir yazarken Türkçenin getirileri neler sana?
Nilgün Emre: Türkçe bence dünyanın en muazzam dillerinden birisi. Yazarken dilin beni sınırladığı, zorladığı bir nokta olmadı. Türkçe zengin bir dil. Şiir yazarken yararlanabileceğimiz birçok imkân var, örneğin derleme sözlükleri, deyimler, atasözleri hatta günlük konuşma dilinden bile şiir çıkarabiliriz, bunlar dilin getirileri.
Ebru Özden: Ben, şiirin ses yaratmak olduğunu savunurum. Peki, sen şiirde hikâye sever misin? Bunu sanatsal bulur musun? Ya da şiirde hikâye sever misin?
Nilgün Emre: İlhan Berk bu konu hakkında şöyle diyor: “Şiir anlama bağlı değildir. Anlam düzyazıya özgüdür. Şiir bir şey anlatmaz – Güzellik bir şey anlatmaz çünkü.” Bu sözlere katılıyorum. Şiirde anlamdan çok ritme inanan birisiyim. Bir şiirin ritmi, ahengi o şiiri estetik yapan temel unsurlardan, anlam daha sonra gelir. Ne diyor Paul Valery “bir metnin gerçek anlamı yoktur.” Belki de yazdığımız hiçbir şeyin anlamı yoktur.
Şiirde pek hikâye sevdiğimi söyleyemem. İlhan Berk’in de dediği gibi “şiir bir şey anlatmaz” bu yüzden şiir hikâye de anlatmaz.
Ebru Özden: Türk ve dünya edebiyatında ustaların kimler ve kendini bir akıma yakın buluyor musun?
Nilgün Emre: Kendimi Türkiye’de bir akıma yakın bulmuyorum dünyada bir akıma yakın olacaksam Dadaizm olurdu bu. Türkiye’de en sevdiğim şair Lâle Müldür, onun tarzı, şiire ve dünyaya bakışı beni hep etkilemiştir. Şiirle içli dışlı olan herkesin ondan öğreneceği bir şey var. Ayrıca Ece Ayhan ve İlhan Berk’i severek okurum. Dünya edebiyatında ise Garcia Lorca, Tristan Tzara, T.S. Eliot ve Ömer Hayyam’ı çok severim. Rimbaud’ya da ayrıca hayranlık duyarım.
Ebru Özden: Velud bir şair misin?
Nilgün Emre: Hayır değilim, şiirlerimi çok zor süreçlerden sonra yazarım. İçime sinmeyen hiçbir şiiri yayımlatmadım. Önce bir şiir fikri doğar bende ama onu yazman ayları bazen yılları bulur. Yazdıktan sonra da biraz beklerim uygun zaman olduğunu düşündüğüm zaman şiiri yayımlatırım.
Ebru Özden: Türk şiiri bitmez bir şiir. Genç kuşakta şiiri geleceğe taşıyacağını düşündüğün şairler var mı? İsim vermen gerekmiyor.
Nilgün Emre: Evet var, genç kuşak gerçekten gümbür gümbür şiir yazıyor. Sevdiğim şairler var elbette. Onların isimleri bana kalsın. Orlando ve Veronika’da birçok genç arkadaşın ilk kez şiirlerini yayımladık. Hasan Ege Karanfil, Asya Uzun gibi…
Ebru Özden: Peki sence şiirde gelenek mi, modernizm mi?
Nilgün Emre: Ben modernizmden yanayım. Geleneği de hiçe sayamayız tabii. Ama yenilikçi deyişler, yepyeni söyleyiş biçimleri ve kalıcı bir şiir üretmek istiyorsak her zaman yönümüz modernizmden yana olmalı.
Ebru Özden: “Şiirde ilk dize Tanrı vergisi, gerisi alın teridir.” Valery söylüyor bunu. Ben senin yazma sürecini merak ettim. Yazıp bırakır mısın yoksa ilk dizeyi yazar, çalışarak çoğaltır mısın? Şiir beklemeli mi yani?
Nilgün Emre: “Şiirle buluşmamız (ki tansıkla buluşmadır bu) neredeyse dünyaya yeniden gelmektir. Bu da her şeyi yeniden görüyor, dokunuyor, öğreniyoruz demektir.” der İlhan Berk. Benim şiir yazma sürecim böyle başlıyor, önce temas ettiğim somut şeyleri not ediyorum, daha sonra kafamda bir şiir fikri oluşuyor onun üzerine çalışıyorum. Şiirlerimi bir duvar ustası gibi yavaş örerim hiçbir zaman bir oturuşta şiir yazmadım. Hep zamana yaydım, bekledim.
Ebru Özden: Türk şairlerden birinin şiirini seçip “bunu ben yazsaydım,” demen gerekiyor diyelim… hangi şiiri seçerdin? Benim şiirimi ayırayım içinden. Ben Yahya Kemal’in “Erenköyü’nde Bahar” aldım. Sen başka bir şiir seç.
Nilgün Emre: Hahaha, ben zaten Yahya Kemal’i pek sevmem. Bunu ben yazsaydım diyeceğim çok şiir var ancak Ergin Günçe’nin “Türkiye Kadar Bir Çiçek” şiirini yazmak isterdim.
Ebru Özden: “Solo” ikinci şiir kitabın. İlk kitaptan ikinci kitaba kadarki süreçte değişen bir şey oldu mu? Serüvenini paylaşmak ister misin?
Nilgün Emre: İlk kitaptan ikinci kitaba kadar diye bir süreç yok aslında çünkü Solo benim için ilk kitap, Melankolik Kahkaha’nın üzerine eklediğim dört yeni şiir ve oradan çıkardığım dört şiirden oluşan bir kitap Solo.