BİR BESTENİN NOTALARI (1967)
Paul Auster
Çev.: Gökçenur Ç.
Dünya kafamın içinde. Bedenim dünyada.
Dünya benim düşüncemde. Ben dünyayım. Dünya senin düşüncelerinde. Sen dünyasın. Benim dünyam ve senin dünyan aynı dünya değil.
İnsanın dışında bir dünya yoktur. (İnsan derken görülebilen, dokunulabilen, duyulabilen, düşünülebilen ve düşlenebilen her şeyi kastediyorum)
Dünyanın nesnel bir varoluşu yoktur. Sadece biz onu algılayabildiğimiz sürece var olur. Ve muhakkak ki algılarımız sınırlıdır. Bu dünyanın bir sınırı vardır, bir yerde biter anlamına gelir. Ama benim için dünyanın bittiği yer senin için dünyanın bittiği yerden farklıdır.
Hiç bir sanat kuramı (böyle bir şey varsa tabii) insan algıları kuramından ayrı değildir.
Ama sadece algılarımız değil, bu algıları ifade ettiğimiz dil de sınırlıdır.
Dil bir deneyim değildir. Düzenlenmiş deneyimlerin bir ortalamasıdır.
O zaman dil deneyimi nedir? Bize dünyayı verir ve alır. Aynı nefeste.
İnsanlığın çöküşü bir ahlaksızlık sorunu değildir. İnsanlığın çöküşü dilin deneyime hükmetmesi sorunudur: dünyanın sözcüklerin arasına gömülüşü, gözden ağza inen bir deneyim. Beş santimetrelik bir fark.
10
Gözler dünyayı bir akış içinde görür. Sözcükler bu akışı yakalamaya ve dengelemeye yönelik birer çabadır. Ve biz yine de deneyimi dile tercüme etmekte ısrar ederiz. Bu yüzden şiir, bu yüzden günlük yaşamın ifadesi. Bu evrensel ümitsizliği engelleyen inançtır—ve aynı zamanda neden olur ona.
Sanat insan duygularının ve düşüncelerinin bir aynasıdır (Marlowe). Yansıyan imge kırılgandır. Aynayı kırın ve parçaları yeniden biraraya getirin. Sonuç yine bir şeyin yansıması olacaktır. Her kombinasyon uygundur, her parça dışarıda bırakılabilir. Yeter ki bir parça kalsın. Yukarıda sözü edilenler anlaşıldıktan sonra, Hamlet’de aynayı doğaya tutmak Marlowe’un formülü ile aynı sonucu verir. Doğadaki şeyler de insandır, hatta doğanın kendisi bile. (Dünya düşüncelerimizde var olmasaydı biz de olmazdık.). Diğer bir deyişle durum ne olursa olsun (kadim ya da yeni, klasik ya da romantik) sanat insan zihninin bir ürünüdür. (İnsanın taklidi)
Sözcüklere inanca Klasik derim. Sözcüklerden kuşku etmeye Romantik. Klasiksever geleceğe inanır. Romantik onun düş kırıklığına uğrayacağını ve isteklerini asla tatmin edemeyeceğini bilir. Onun inancına gore dünya anlatılamaz, sözcüklerin kavrayışının ötesindedir.
Sözcüklerden kurtulmanın tek yolu kendi bedeninizi yitirmektir. Sözcükler sizi kurtarmadığında çözünür ve bir hiçlik imgesine dönüşürsünüz. Gözden kaybolursunuz.