Birkaç sene önceki soğuk kışlardan biriydi. Fatih Kocamustafapaşa’da; evimizin baktığı parkta bir adam yatıp kalkmaya başladı. Bu şehirde çoğu zaman böyle sahnelere rastlasak da en uzun metrajlısı bu adamdı benim için. Ve o kış ciddi anlamda soğuktu. Ben ayda yaklaşık dört yüz lira doğalgaz faturası öderken o adam sokakta uyuyordu. Sabah ben işe giderken oradaydı, akşam ben işten dönerken oradaydı, gece onu merak ederek uykumdan uyandığımda yine orada. Onun, bu yakın ama bir o kadar da ulaşılmaz varlığı beni çok etkiledi. Bunun da temelinde kenarda olana dair bir sempati yatıyor aslında. Düşmüş de olabilir, kovulmuş da olabilir, itilmiş de.
İnsanın kendi öyküsü, kendi kitabı hakkında konuşması çok zor. Öykü öykü yazarken fark etmiyorsun bile. Bir dosya oluşturup ortaya çıkan şeye toplam olarak baktığında kafanın derinliklerindeki her şey açığa çıkıyor. Bu toplu okumayı yaptığımda, kitapta; her yerden, sadece geçip giden insanlar gördüm. Şehri görmeyi çok seviyorlardı ama şehre ait değillerdi. İnsanları görmeyi seviyorlardı ama onların yanında rahat hissetmiyorlardı. Erkekleri seviyorlardı ama onları da arkalarında bırakmayı tercih ediyorlardı. “Gerçek” dediğimiz şeyin mahiyeti tartışılır fakat “gerçek” hissettirmeyi seviyorum yazımda. Çarşamba durağında akbil basan yarım akıllı Recep beş yıldır orada, Botan’ın kenarındaki Ekrem hâlâ içimde yara, hayali bir kameraya bazen yine bakıyorum çocukluğumdaki gibi, Süleymaniye’deki bekar odalarının hüzünlerini Suriyeli mültecilerin devam ettirmesi beni mekanın kaderine dair düşündürüyor, şişe şişe sularla dolaşan obsesif kadın hâlâ mahallemde ama bir öyküme konu olup kitabıma girdiğini bilmiyor, Balat’taki aynalı sokaktan ne zaman geçsem kendi uydurduğum bir Çingene kızı da görüyorum aynalarda. Suriçi’nin modern insanla buluşan güncel kederi beni çok etkiliyor.
Yazmak, gerçekten çok garip. Dümdüz söylüyorum. Ulvi amaçlarım yok. Benim olayım çok daha ilkel. Sadece basit bir haz meselesi. Okumaktan ve yazmaktan tüm çocukluğum ve gençliğim boyunca haz duydum. Bu sıcaklığı hissettiğim sürece, neden dikkatimi çektiğini belki de bilmediğim tüm o şeyleri yazmaya devam edeceğim.