YAZARLARA YAZMADIKLARI YERDEN SORULAR
“Gök kubbenin altında söylenmemiş söz yoktur.” Cicero’ya atfedilen bu sözü edebiyat söyleşilerine uyarladığımızda yazarların yazı yolculuğu, kitapları ve edebiyat dünyasına dair “sorulmamış soru yoktur” diyebiliriz. Bu söyleşi dizisinde yer alan sorular da elbette ilk kez sorulmuyor ama eserlerini beğeniyle takip ettiğimiz yazarlarımızla bu kez özellikle yazmadıkları üzerinden, hayaller üzerinden sohbet edelim istedik.
Hatice Günday Şahman: Yazar olmanın yanı sıra ya da ön koşulu olarak iyi bir okur olan yazarın hayran olduğu bir yazar, hatta kimi zaman ona “Keşke ben yazmış olsaydım,” dedirten bir eser mutlaka vardır. Sizde de böyle bir duygu yaratan öykü/roman var mı? Varsa hangi yönleriyle sizi bu kadar etkiledi?
Hande Ortaç: Başkasının hikâyesinde derinleşebilmek ve ondan yeni bir anlatı çıkarmak zor olur diye düşünüyorum. Her kitabı ben buna nasıl bir son yazardım sorusuyle bitirir ama kendi bulduğum alternatif çözümlere pek de itibar etmem. Bu noktada eğer bir karakterin peşinden gideceksem yabancılık çekmemek için en çok vakit geçirdiğim ve didik didik ettiğim kendi metinlerimdeki karakterleri seçmeyi tercih ederim. İçinde hem sayıca çok karakter barındırması hem de anlatının yeni bir gelecek tasavvurunda geçiyor olması sebebiyle en çok “Daha İyi Misin?” kitabımda yer alan “Pembe ve Eflatun” öyküsündeki karakterlerin hikâyelerinin peşine düşmek isterim. Bu öyküde, her ne olursa olsun yeni bir başlangıcın mümkün olduğunu söylemeye çalışıyorum. Bu umudu da adlarını farklı renklerden alan kadınlar üstünden anlatmak istedim. İşte bu en karanlık zamanda bile yeni bir hayatı hayal etme cesareti gösteren kadınların geçmiş hikâyelerini öğrenmek isterdim. Neydiler ve her türlü olumsuz gidişata rağmen nasıl böyle iyi kaldılar ve mücadeleci olmayı başardılar? Bu bir dizi öykü, karanlık bir dönemde geçen güçlenme ve umut hikâyeleri olurdu sanırım. Bunu düşünmek bile beni heyecanlandırdı. Kimbilir belki bir gün yazarım?
Hande Ortaç: Ben odağı gelecekte olan bir insanım, o yüzden şimdiye dek çok sevdiğim yazarlar, yazılmış harika metinler ve yaratılmış muhteşem karakterler olsa da bundan sonra olacakları daha çok merak ediyorum. Benim için birlikte hayal edebilmek ve bunu hayata geçirecek bir enerjiyi ortaya çıkarabilmek kadar heyecanlısı olamaz. O yüzden benim masamda birlikte ürettiğim, eş zamanlı yazdığım, dayanışma içinde olduğum kısacası çağdaşım yazarların, çizerlerin ve editörlerin olmasını tercih ederim. Masamız herkese açıktır, sandalye sınırımız asla yoktur, hatta oturmaya gerek yok, direkt kokteyl moduna geçebiliriz. Bu toplaşmada hemen yanımda yıllardır internet üzerinden yayımladığımız altZine.net ve altKitap.net’te birlikte çalıştığım dostlarımın olmasını çok isterim. Yolu bu mecralardan geçmiş, üretimimize katkıda bulunmuş kişilerin yeni hayallere de el atması müthiş olurdu. Dimağımızı yeni ufuklara açacak herkesin bu masada yeri var.
Hatice Günday Şahman: Yazarken çok beğendiğiniz, çok bağlandığınız cümleler olsa da bazen bu cümleler farklı nedenlerden dolayı metne dâhil olamaz. Siz bu cümleleri acımasızca ya da eliniz titreyerek siler misiniz? Yoksa farklı bir şekilde değerlendirir misiniz?
Hatice Günday Şahman: Son cümleyi de yazıp bitirdiğiniz halde sonrasında vazgeçip yayımlamadığınız metinler var mı? Ya da tam tersi aylardır, yıllardır zihninizde gezdirip de bir türlü yazıya dökemediğiniz öykü uçları, roman taslakları var mı?
Hande Ortaç: Bitirip içime sinmiş, bir öykü bütünlüğüne kavuşmuş ama henüz yayımlanmamış bir öyküm olmadı. Fakat farklı mecralarda ve zamanlarda yayımlanmış bu metinler bir gün bir kitaba girip tekrar dolaşıma girer mi ondan pek emin değilim.
Diğer yandan, birçok öyküyü yazıya dökmeden önce kafamda aylarca, yıllarca gezdiriyorum, tasarlıyorum, notlar alıyorum. Aralarından ancak birkaçını yazabiliyorum. Eğer o fikir ya da hakkında yazacağım karakter yeterince güçlüyse yakamı bırakmıyor ve kendini yazdırıyor. Detaylı düşünüp plan çıkararak yazan biriyim o sebeple boş kâğıda ilhamla yazdığım pek olmaz. Her daim aklım bir karış havada, hayaller ve fikirlerle etrafta dolaşır dururum.