Özcan Doğan, şiir, öykü, roman türlerinde yetkin eserler vermiş bir isim. Ayrıca iyi bir çevirmen.
“Öyle Değil mi Zehra?” Özcan Doğan’ın yeni romanı. Mart ayında, Doğu Batı Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluştu. Yazarın diğer eserlerini görenler olanlar onun hikâye diline aşinadırlar. Özellikle öykülerindeki diyaloglar kurgunun merkezini oluşturur. Yazarın anlatmak istediği meseleler adeta kahramanların dilinde ete kemiğe bürünmüştür. Okur da okuduğu diyaloglarla hikâyenin içine dâhil olur. Özcan Doğan’ın en önemli başarısının, okurların öyküleri içselleştirmesine olanak sağlamasıdır diyebiliriz.
Kitabı okuduğunuzda kadın ve erkek karakterlilerine aynı anda hak verebiliyorsunuz. Farklı pencerelerden bakıldığında esasen her iki taraf da haklı. Burada bir tarafın doğru olanı yaptığını, diğerinin ise yanlış yolda olduğu iddiasında değil yazar. Yaşanılan duruma çeviriyor bakışlarını. Bizim de hem kendimize hem de karşımızdaki insana ne gözle baktığımızı betimlemeye çalışıyor. Yazar, her sahnede okura empati kurma imkanı sağlıyor. Toplumun biçtiği kadın ve erkek rollerinin, evlilik kurumunun, yaşamın monotonluğunun bir panoramasını okuyoruz.
Yaşadığımız çağda aşk, sevgi ve ilişkiye dair tanımlamalar kökünden değişti. Temelde iki cinsin yaşadıkları sorunlar eskiden beri aynı olsa da zamanın ruhuyla bunlara yenileri eklendi. Özcan Doğan ise birlikte yaşıyor olmalarına rağmen esasen birbirlerine ait olmayan veya ait olmayı bir türlü başaramamış insanların hikâyelerini anlatıyor. Hem de şu şudur, bu budur demeyecek kadar içten bir sesle. Sadece insanları konuşturuyor. Onların içlerini dökmesine olanak sağlıyor. Bu vesileyle biz de kendi iç dünyamızı okumuş oluyoruz.