Majid Panahi’yle ‘’Dövüş Horozu’’ filmini ve fotoğrafçılığını konuştuk.
İranlı yönetmen Majid Panahi, yıllar sonra işkencecisiyle karşılaşan savaş fotoğrafçısının öyküsünü çekti: “Dövüş Horozu”
Nuray Salman: Fotoğrafçı, senarist ve yönetmen Majit Panahi kimdir, kendinizden söz eder misiniz?
Majid Panahi: 1981’de Tahran’da doğdum. 2002’de İran televizyonuna bağlı bir film okulundan mezun oldum. Tahran’da Elmi Karbordi Ünivertesi’nde Kültürel Yönetim bölümünden lisans aldım. 2009-2010 ve 2011 yıllarında Tahran’da Karnameh Özel Film okulunda Abbas Kiarüstemi ve Asghar Farhadi’niden dersler aldım. 2014’te bir reklam projesi için Erbil’deyken ortak yazar arkadaşım Kanadalı yapımcı Patrik Graham ile tanıştım; Monika ve Game Birds adlı iki senaryoyu İngilizce olarak beraber kaleme aldık. 2015’te “Cehennem Dünyanın En Soğuk Gerçeğidir” adlı şiir kitabımı Farsça olarak bastım. İlk maaşımla bir Zenith fotoğraf makinası aldım ve fotoğrafçılığa başladım. Hayatım boyunca amatör olarak fotoğraf çektim. Sinema benim tutkumdur. Bir tutsağın kaçmak için plan yaptığı gibi, bu tutkunun tuzağına düşmeden, sanat yapmayı ve sinema yapmayı planlıyorum ve fotoğraflarımın sergisini yapacağım.
Nuray Salman: Türkiye’de kalmaya nasıl karar verdiniz?
Majid Panahi: 2011’de bir iş teklifi için KKTC’ye gittim ve altı ay orda yaşadım. O dönem içinde Türkiye gelip gidiyordum ve bir gün Antalya’da pasaportumu kaybettim ve bu tesadüf, hayatımın devamını Türkiye’ye taşıdı. Türkçeyi öğrendim, arkadaş edindim, kalmaya karar verdim.
Nuray Salman: Neden ‘’Dövüş Horozu’’?
Majid Panahi: Horoz dövüşü bir metafor olarak kurbanların bireysel hikâyelerine gönderme yapıyor. Her karakter bir “dövüş horozu” gibi… Hazar, yıkılmışlığın; Zaidan, acının; Amira, intikamın; Kadir, hırsın; Ceylan, sevginin ve Fatima, umudun vicdanla yer yer yan yana, yer yer karşı karşıya gelen ikilemlerinin ürünüdür.
Nuray Salman: Filminizle vermek istediğiniz mesaj nedir diye sorsam…
Majid Panahi: Film, bir savaş fotoğrafçısının yıllar sonra işkencecisiyle karşılaşması ve ondan intikam almaya çalışmasını konu alıyor. Bu coğrafyanın insanları savaşsız geçen sayılı günler görmüştür. Yangın bizim evimize düşmese bile komşularımızın evlerinde hep yangın var ve bazen o yangının dumanı nefesimizi tıkar. Dövüş Horozu, savaş tutkusunun, tutsaklarının kâbusa dönüşmüş rüyalarının hikâyesidir. Normal insanların ömür boyu taşıdığı travmaların hikâyesi. Kaybettiklerinin intikamını almak ya da yeni bir başlangıca şans vermek, bu ikilemde kalan karakterlerin hikayesidir.
Nuray Salman: ‘’Dövüş Horozu ‘’filminizin ne zaman vizyona girecek? Oyuncu kadrosunda kimler var?
Majid Panahi: Filmin vizyon tarihi daha belli değil ama festivaller döneminden sonra yani 2021 Aralık, 2022 Ocak gibi bir tarih olabilir. Ama festivallere marttan itibaren göndereceğiz. Oyuncularımız; Ahmet Melih Yılmaz/ Gonca Vuslateri/ Mehmet Usta/Nilay Erdönmez/ Meysa Alisa/ Serkan Kuru/ Rıza Akın/ Ali Seçkiner/ Can Ali Çalışandemir/ Aydın Orak/ Tekin Alkan.
Nuray Salman: Fotoğrafçılık ilgili serüveniniz nasıl başladı ?
Majid Panahi: 18 yaşıma geldiğim zaman ilk işime çevirmen olarak girdim. İlk maaşımla bir Zenith fotoğraf makinası aldım ve fotoğrafçılığa başladım. Hayatım boyunca amatör fotoğrafçı olarak fotoğraf çektim yani para kazanmak için yapmadım o işi. Lisede matematik bölümünü bitirdim ve mimar veya mühendis olmayı hayal ediyordum. Ama bir yıllık bir felç dönemi yaşayınca okumaya, düşünmeye daha düşkün oldum ve yürüyemediğim için doğaya çıkıp fotoğraf çekmeyi her gün hayal ediyordum. Felçlik dönemi 18 ay sürdü. Resim kitap ve şiir dolu 18 ay. Bir tepenin üstünde tek bir ağacın fotoğrafı vardı odamda ve her gün oraya gidip o ağacın fotoğrafını çekmeyi hayal ediyordum. Yıllar sonra o ağacın fotoğrafın çektim. Daha güzeli fotoğrafçısıyla da tanıştım, Abbas Kiarüstemi. İlerleyen günlerde kişisel bir sergi açmayı düşünüyorum.
Nuray Salman: Neleri fotoğraflamayı seviyorsunuz?
Majid Panahi: Fotoğrafçılığa doğada başladım, yıllar sonra sokak fotoğrafçılığa yaptım. Şu an iki sevdiğim stili şöyle yarattım. Bu ikiliyi bir araya getirerek; insan figürlerine ve doğaya şehir mimarisinin yansımasından bakıyorum ve siyah-beyaz çekiyorum. O figürler sırlarını, geçmişlerini, hasretleri ve duygularını yansımalar vasıtasıyla bizimle paylaşıyorlar.