“Dünyanın en çabuk geçen; geçer geçmez de en hızlı yakalanılan hastalığına sahipti:Umut…”
“Yasak meyveyi yediği için cennetten kovulan Havva ile Adem’in çocuklarıyız. Gezegendeki varlık nedenimiz suç” diyen usta polisiye yazarı Cenk Çalışır’ın Oğlak Yayınları-Maceraperest kitaplar dizisinden çıkan son kitabı Beria’yı okurken Hakan Günday’ın AZ kitabında yer alan yukarıdaki cümleler kafamızda dönüp durmaya başlıyor. Bu sarsıcı bir solukta okunması çok zor olan kitap temelde Suriye’deki iç savaşta kocasını kaybedip kızı Beria ile kaçış yolculuğuna başlayan Aişe’nin hikayesine odaklansa da alt metninde günümüzün en büyük toplumsal problemlerinden bazılarını da barındırıyor: İç savaşlar ,insan tacirleri, pedofili, şantaj, dilendirilen çocuklar, sokak yaşamı, güç ve para hırsı…
“Yine aynı şeyi yapıyoruz. İnsanların zaaflarından yararlanıyoruz.Siz korkutuyordunuz. Bizse kaydediyoruz. Sonu aynı. Şantaj. Yalnızca şekli değişti. Buna ayak uydurmak zorundayız hepsi bu. Ya yeni kuralları öğreneceğiz ya da oyunun dışında kalacağız.”(s.19)
Günümüzün gelişen teknolojisinin başımıza açtığı dertlerden birisi olan gözetlenme ve özel hayatın gözler önüne serilmesi. Hele de saygınlığı olan birisiyseniz bunlar rahatlıkla şantaj malzemesi olabiliyor. Kitabın çok katmanlı olay ve kişi örgüsündeki dikkat çeken noktalardan birisi de Faysal Coşkay ve oğlu Okan arasında geçen yukarıdaki konuşma ve devamında yaşananlar. Şantaj uğruna katledilen hayatlar…
“Kendisinin olmayan bir ülkeye gitmek istiyordu. Türk askeri tarafından vurulabilirdi. Kendi ülkesinden kaçıyordu. Suriye ordusu tarafından vurulabilirdi. Suriye yönetimiyle savaşmıyordu. Muhalifler tarafından vurulabilirdi. Önünde bir, arkasında iki tehlike yürüdü karanlığa. Vurulmak değildi korkusu. Onu çıldırtan Beria’nın ölmediğini bilerek ölmekti. Lanet okudu savaşa. Bir anneyi, ölmeden önce çocuğunun da öldüğünü görmeyi isteyecek kadar çaresiz bırakan savaşa.”(s.27)
Aişe’nin Suriye’den gecenin zifiri karanlığında kaçarken; ya kendisi ölür Beria ölmezse, kendisi vurulurken Beria’sı ona siper olursa, Beria ölür de kendisi hayatta kalırsa düşünceleri bize de geçiyor sarsılmamıza engel olamayarak savaşa bir kez daha lanet okuyoruz.
Netice olarak 407 sayfalık bu eser her satırı, her olayı ve her karakteriyle sizi diken üstünde tutacak, konusu ve anlattıkları itibariyle de güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyecek bir çalışma.
DİPNOT: Yazının başlığında sözleri Can UZUNALLI’ya ait olan bir ÜTOPYA PROJECT çalışması olan DAHA UMUT VAR şarkısına atıf yapılmıştır.