Okur Odaklı Kuram içinde yer alan Alımlama Estetiği Kuramı, metindeki tutarlılığı sağlamak adına bazı teknikleri önermektedir. Edebiyat eserlerinin incelenmesinde Alımlama Estetiği Kuramının metindeki tutarlılığa yönelik işaret ettiği dikkat somutlaştırma, karakter, olay örgüsü, konu, yapı, bakış açısı teknikleri üzerine yoğunlaşmıştır.
SOMUTLAŞTIRMA
Somutlaştırma, hikâye kurgusunda anlatılanların okurun zihninde canlanmasına yardım etmektedir.
Çiçeklerin rüzgârda oradan oraya savrulurken mutlu olduklarını fark etmiş. Hemen kendini atmış yemyeşil çimenlere. Yuvarlanmış durmuş… (S.14)
KARAKTER
Eserdeki karakter Kalben, “yuvarlak karakter” özelliği taşımaktadır. Buna göre, karakter, başından geçen olaylar ve durumlar neticesinde değişime uğrar (Tüfekçi-Can, 2012).
Eserdeki “Kalben” karakteri hüzün duygusunu yaşamaktadır. Okuru, hayal kırıklığı duygusunu yaşarken karşılamaktadır. Bu duygusundan rahatsız olur, kırık kalbine iyi gelecek çeşitli yaşantı denemelerinde (çiçeklere su vermek, sıcak süt içmek vb.) bulunur. İçsel olarak mücadeleci bir tutum sergilemektedir. Bir türlü kalbine iyi gelecek etkiyi bulamaz; nihayetinde, martının getirdiği bir deniz kabuğu ona kendisini en mutlu edecek yaşantıyı hatırlatır. Bu yaşantı, başka bir insanı mutlu etmektir. Kalben, içsel bir dönüşüm geçirir ve kendisini mutlu edecek bu yaşantıyı hayatında uygular. Mutsuz ve hayal kırıklığına uğramış hissetmesi durulur. Karakterin eserin başlangıcındaki haline göre bir dönüşüm yaşadığı söylenebilir. Bu nedenle, “Kalben” yuvarlak karakter özelliği göstermektedir.
Olay örgüsü ve karakter birbiriyle yakından ilişkilidir. Karakter, olay örgüsü içindeki olaylara yön veren temsilci niteliğindedir. Olay örgüsünün iyi kurgulanması, okurda merak hissinin oluşmasına bağlıdır. Olay örgüsünün sürekli artan merak üzerine kurgulanması “Erteleme tekniği” ile açıklanır. Bu teknikte okur, olay örgüsünün sonunu sürekli tahmin etme eğilimi gösterir. Böylece olay örgüsü, doruk noktasına ulaşır (Tüfekçi-Can, 2012).
Kalben karakteri türlü yollar deneyerek kalp kırıklığını geçirmek ister. Okurun dünyasında ise martının deniz kabuğunu Kalben’e verene kadarki süreçte, “Acaba, Kalben’in kalbine iyi gelecek olan yaşantı ne?” sorusu belirir. Bu bakımdan, okurda merak duygusunu oluşturduğu için olay örgüsü bakımından “erteleme tekniği”nin varlığından söz edilebilir.
KONU
Edebi eserdeki “anlam”, konu kavramı ile açıklanır. “Yazarın mesajı-amacı ne? Eserde yatan gizli anlam ne?” gibi sorular eserin konusu hakkında bilgi verir. Okur merkezli kuram kapsamında yer alan alımlama estetiği yaklaşımına göre, eserin anlamlandırılmasında okurun işlevi vardır. Okurun esere aktif katılımı beklenir. Buna göre, eserin konusunun okur tarafından kolaylıkla anlaşılması istenmez. Okurun eseri anlamlandırması sürecinde anlam çıkarma teknikleri kullanılır. Yönlendirme ve özdeşleştirme bu teknikler arasındadır. Yönlendirme tekniğinde okura mesaj verme durumu söz konusudur. Özdeşleştirme tekniğinde ise okur, eserdeki karakter ile kendisini özdeşleştirir (Tüfekçi-Can, 2012).
Ağırlıklı olarak özdeşleştirme tekniğinin varlığından söz edilebilir. Eserdeki herhangi bir yönlendirme söz konusu değildir. Kalben karakterinin yaşadığı hayal kırıklığını okur karakterle özdeşleşerek hissedebilmektedir. Eserde, başka insanları mutlu etmenin Kalben için kendi kalp kırıklığını giderici bir anlamı vardır. Bu anlam, okura genellenerek sunulmamıştır. Bir başka deyişle, kalp kırıklığını giderme biçimi Kalben’e özgüdür. Okura “Kalp kırıklığına iyi gelen yol budur,” şeklinde bir yönlendirme verilmemiştir. Eser, mesaj verme kaygısı taşımamaktadır. Konu, karakter ile özdeşleşme yoluyla kurgulanmıştır.
YAPI
Yapı, metindeki birçok farklı unsurun bir araya geliş biçimi olarak ifade edilmektedir. Kelimeler, imgeler, betimlemeler eserin yapısal özelliklerini oluşturur. Okurun eseri alımlayabilmesi için edebi eseri oluşturan yapısal unsurların da belli bir düzen içinde sunulması gerekir. Kelimelerin ritmik şekilde sıralanması, müzikal yapıları, zihinde bıraktıkları iz, imgelerin canlı bir şekilde sunulması, betimlemelerin gerçekmiş izlenimi vermesi vb. özellikler eserin yapısı hakkındadır (Tüfekçi-Can, 2012).
Kafiyeli olarak kullanılan kelimelerin varlığından söz edilebilir. Bu durum, eserde ritmik-müzikal bir atmosfer oluşturmuştur. Ayrıca, görsel (Kalben’in gözlemledikleri), işitsel (“şıp şıp” yağmur damlaları) dokunsal (sıcak süt) ifadeler bir arada kullanılarak imgeler canlı bir şekilde sunulmuştur.
BAKIŞ AÇISI
Bir eserde “Kim konuşuyor?” sorusu okuru anlatıcıya götürürken, “Kim algılıyor, görüyor?” sorusu okuru bakış açısına götürür. Eserin çözümlenmesi, okurun anlatıcıyı algılamasıyla ilgilidir. Birinci tekil şahıs anlatıcı söz konusuysa, öznel bir bakış açısı vardır. Bu anlatıcı türünün bir diğer adı, “ben anlatıcı”dır. Eserde üçüncü tekil şahıs anlatıcısı varsa, objektif bir bakış açısı söz konusudur. Gözlemci anlatıcı konumundadır ve karakterlerin olaylar hakkında ne düşündüğünü asla bilmez. Okur, karakterin ne düşündüğünü kendisine yazar tarafından verilenler doğrultusunda ancak tahmin edebilir. Üçüncü tekil şahıs anlatıcısına bazı anlatılarda “ilahi anlatıcı” da denir. Eserde, gören ve konuşan kişinin farklı olması, “odaklanma” kavramıyla açıklanır. Odaklanma, olayları anlatan kişiden ziyade, olayları gören kişiyi ifade eder (Tüfekçi-Can, 2012).
“Kim konuşuyor?” sorusu sorulduğunda alınan cevap okuru anlatıcıya götürür. Anlatıcı ise karakterin başından geçenleri dışarıdan bir gözlemci olarak ifade etmiştir, dolayısıyla anlatıcı üçüncü tekil şahıs konumundadır. Eserde geçenlere “Kim algılıyor, kim görüyor?” sorusu sorulduğunda alınan cevap okuru bakış açısına götürdüğüne göre, bu eserdeki bakış açısında karakterin duygusunu düzenlemek adına eylemsel bir tutum içinde olduğu söylenebilir. Eserde geçen durumları anlatan kişi, Kalben’in başından geçenleri okura iletmektedir. Bakış açısı olarak değerlendirildiğinde, olayları gören kişi, Kalben’in iç dünyasında yaşadığı duygu durumlarını okura sezdirmektedir. Örneğin, Kalben’in sıcak süt içerek mutlu olmayı ummasında, sıcak süt içmesi okuru anlatıcıya götürürken, sıcak sütü içme eylemiyle Kalben’in hangi duyguya erişmeyi umduğu okuru bakış açısına götürür.
“Koşa koşa eve gidip annesinden bir bardak süt istemiş. / Sıcak sütü içerken kalbini bir yumuşaklık kaplamış, / ama yine de Kalben’in kalbi hâlâ kırıkmış.” (S. 11)
KAYNAKÇA
Tüfekçi-Can, D. (2012). Çocuk edebiyatı üzerine bir araştırma: tanımlar, türler ve teoriler. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Yemenici, E. (2022). Eyvah kalbim kırıldı. İstanbul: SEV Yayıncılık (Redhouse Kidz).