Evdeki buzdolabının karşısında uzun uzun oturduğumu hatırlıyorum. Karnım aç değildi, hayır. Aklımda bir öykü vardı ve kahramanı buzdolabı olacaktı.
2019 yılında yayınlanan öykü kitabım Buraya Bakarlar’da yer alan Boşlukları Doldurunuz isimli öykünün yazım süreci böyle başladı.
Eşya nedir? Biz ona nasıl anlamlar yüklüyoruz?
Dünyanın geri kalanında nasıldır bilmem ama bizim için buzdolabının ayrı bir yeri var. Onun yüzeyini bir çeşit sergi alanı olarak kullanıyoruz. Üzerine fotoğraflar, nerelere gittiğimizi belli eden magnetler, resimler, oyuncaklar asıyor, biriktirdiğimiz anıların bize eşlik etmesine izin veriyoruz. Sadece hatırlamak istediklerimizi ve bizi neşelendirenleri elbette. Aramızda mutlu, güzel günleri hatırlamadan domatese, peynire, zeytine ulaşabilen yoktur sanırım. Öykünün ana karakteri Azize Hanım da dahil.
Azize Hanım’ın ömrünün sonlarına doğru yapayalnız kalmasının ardından buzdolabını “ahretlik” olarak kabullenmesi ve onunla dertleşecek olması fikri beni heyecanlandırdı. Yalnızlığı anlatmak güçtü ama insanı kendine çeken bir yanı vardı. Eğlenceli bir öykü olmayacağı kesindi. Dahası, öyküyü eğlenceli olduğu düşünülen buzdolabı süsleri üzerinden anlatacaktım.
Azize Hanım, karşısına geçip yalnızlığını paylaşacağı buzdolabını nasıl süslerdi? Süs diye asılan nesnelerin bir hikâyesi olmalıydı. Konuşurken geçmişe dönebilmeli, hatıraları üzerinden ahretliğine içini dökebilmeliydi. Anımsadıkları, şimdiki zamana gözyaşı olarak da düşmeliydi kahkaha olarak da. Nesneleri seçerken zorlandım diyebilirim. Onların kendi hikâyeleri bir araya gelecek ve öykünün temelini oluşturacaktı. Azize Hanım’ın anıları için birçok buzdolabı süsü buldum. Çoğunu çöpe attım. Önüme çıkan onlarca buzdolabının üzerinde ne var diye baktım, bakmadım değil. En sonunda, elimde kalanların izini sürerek bir ömrü kurgulamaya başladım.
Her öyküden sonra yazdıklarımı sesli okurum. Bu öyküyü evdeki buzdolabımızın karşısına geçip öyle okudum.
Yalnızlığı anlatan, tuhaf bir öykü olsun istedim. Yalnızlığın ucu bucağı yok, malum. Dilerim, bu öykü de ona bir yerinden eklemlenir.