Fatih Erdoğan, çocuklara okumayı sevdiren yazar, diye anılır. Gerçekliği de vardır bunun. Test edip onayladım. Oradan biliyorum. Bu kadar basit fakat bir o kadar da önemli bir anılmadır aslında. Çok önemli bir iştir yapılan. Yine de yeterli olmayacağı inancındayım bu ifadendin. Çünkü Fatih Erdoğan, çocuk edebiyatının yapıtaşlarından biridir. Çocuk edebiyatı söz konusu olduğunda adını anmadan konu kapanmamalıdır. Çocuk edebiyatı vardır-yoktur tartışmaları bile başlamamıştı belki Mavibulut’u ile yola koyulduğunda. Bu zorlu yolda tam kırk yıl önce ilk taşı koymuş, sonra diğer taşları döşemiş ve şimdi de o yolda yürüyor. İyi ki…
Fatih Erdoğan, çocuk edebiyatının bir yazarı olmanın ötesinde bir hocadır da. Ve Fatih Hoca ders kitabı gibi bir kitabı bıraktı önümüze yakın bir zamanda. Aslında ders kitabı diye nitelendirmek istemiyorum. Çünkü akıllara içeriği boş kitaplar gelmesinden endişe ediyorum. “Akıllardaki ders kitabı algısını yıkan bir kitap” diye tanımlarsam daha açıklayıcı olacaktır. İlk hevesten imza gününe şiarıyla sunuluyor “Çocuklar İçin Yazmak” adlı kitap. Mavibulut markasının bir ürünü olan Binbirkitap etiketiyle.
Kitabın hedef kitlesi yazar olmak isteyenler olarak belirlenmiş. Çocuklar için kitap yazmak isteyenler. Giriş bölümünde; “bu kitabı eline aldığına göre yazar olmak seni ilgilendiriyor olmalı, dese de Fatih Erdoğan, böyle bir düşüncesi olmayan ben de çokça yararlandığımı ifade edebilirim. Kitabın girişinden itibaren birçok başlıktan söz ediyor yazar. Fakat hiç birine derinlemesine girmiyor. Daha sonra, daha sonra değineceğiz diyerek ilgiyi ve merakı diri tutuyor her an. “Kurslar” başlığı altında; kurs murs (hatta bu kitap bile) hikâye. İşin asıl yükü senin üzerinde, diyor yazar adayına ki tamamen katılıyorum.
“Çocuklar İçin Yazmak”ta Fatih Erdoğan, deneyimlerini aktarma yoluyla yön vermeyi tercih etmiş yazar adaylarına. Bilimsel olan bilgiyi olduğu gibi yönlendirmemiş. Yaşanmışlıklarla karıştırmış, yumuşatmış. Mizahi üslubu ile harmanlayınca da keyifle okunan bir kitap çıkmış ortaya. Hani tahtaya çıkıp anlatsa, bıkmadan usanmadan dinleyeceğimiz hocalarımız vardır ve ders ne zaman bitecek diye değil de aman zaman yavaş geçsin de daha çok dinleyebilelim, bir arada kalabilelim diye sürekli saate baktığımız dersler/zamanlar, işte böyle bir süreç bu kitabı okuma süreci. Ki “kitap oku” dememek için üç buçuk sayfa yazmış. Oysa bu iki sözcüğü peş peşe getirip rahatlıkla kullanabilirdi. Üşenmemiş yazmış ve bu iki sözcüğü bir araya getirmemiş. Fatih Erdoğan sadece iyi bir yazar değil, iyi bir eğitimci de.
Çocuklar İçin Yazmak, yazar adayı için hiçbir konuda boşluk bırakmıyor. Yanıtını aradığı her soruyu ya da soruyu kapsayan konuyu bu kitapta bulacaktır aday. Genel başlıklara şöyle bir bakacak olursak: “Giriş (yöntem), Ne demek çocuklar için yazmak? Püf Noktası, Gerekenler Ne? Okumak, Yaş grubu konusu, Anlatan Kim? Mekân, Kahramanlar, Kurgu, Mesaj vs.” Daha nice başlık ve bu başlıklara ait alt başlıklar… Tane tane anlatmış Fatih Hoca.
Çocuk edebiyatı alanında, edebiyatın kendisini kapsayan kitapların varlığını biliyordum fakat yazar adayını hedefleyen bir başka kitap sanırım yok. “Yaratıcı Yazarlık” başlığı altında yazılanları bu kapsamın dışında tutuyorum çünkü bu kitap onlardan da farklı bir kitap. Tam anlamıyla bir rehber. Ki sadece yazar adayları için demek de haksızlık olur aslında. Hali hazırda yazan ve kendini geliştirmek isteyenlere de katkı sağlayacak bir kitap bu. Kırk yıllık bir birikimin/ deneyimin eseri. Metaya dönüşmüş hali.
Kitabı eline alıp okuduktan sonra, “Fatih Erdoğan iyi ki çocuklar için yazmış” demeyecek olan var mı, bu da benim merak ettiğimdir.
