Mojtaba Nahani ile “Bir saç teline takılıp kalmak” üzerine…
Farsça ve Azerbaycan Türkçesiyle yazdığınız iki şiir kitabınızın ardından İstanbul Türkçesiyle yazdığınız üçüncü şiir kitabınız olan “Bir saç teline takılıp kalmak” kutlu olsun.
Rabia Çelik Çadırcı: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? “Benim geldiğim yerde/Gencecik kızları katlediyorlar /Ne için irşat için/Karanlık devam edecek kesin ama/Son sözü söylemedik henüz/Sen savur saçlarını/Özgürlük yakındır/Denizim!” Mojtaba Nahani kimdir? Geldiği yerin karanlığına söylenmemiş sözü nedir ve bu karanlığı şiirle aydınlatacağına inanıyor mu? Çalışmaları nelerdir?
Mojtaba Nahani: İnsanın kendisinden bahsetmesi bence kolay değil. Her insan yaşadığı coğrafya ve kültürden ayrı olamaz. Nereye giderse gitsin toprağındaki koku ve tadı taşır. Benim çocukluğum da ben anlamadan gelip geçti.
Aydınlık ve karanlık arasında kalan ben ister istemez her şeyi yazılarıma yansıtıyorum. Bazen bilinçli ve bazen de bilinç dışı oluyor bunlar. Her zaman alacakaranlığı sevmişimdir ve bu alacakaranlık benim şiirlerimde ve hatta çeviri için seçtiğim şiirlerde bulunur. Şiirin ve kelimenin gücüne inanıyorum ne kadar da ulaşılmaz bir şey olduğuna inansam da.
Benim önceliğim her zaman şiirdir. Şiir yazarım ve çeviririm. Öykü ve roman da çeviririm. Ama her zaman benim için şiir her şeyden önce gelir.
Rabia Çelik Çadırcı: “Bir saç teline takılıp kalmak” adlı şiir kitabınızı Türkçe yazmak düşüncesi nasıl olgunlaştı? Merak etmişimdir; farklı bir dilde yazarken ana dilinizle mi yoksa yazmakta olduğunuz dille mi düşünerek yazdınız? “Cenneti vadediyorlardı/Hayatı göz ardı ederek/Bir kurşunla/Bir baltayla/Kokuşmuş bir düşünceyle…”
Duygularınızı Türkçe şiirlerle tam anlamıyla ifade edebildiğinizi düşünüyor musunuz?
Mojtaba Nahani: Zaten bir düşünceyle yola çıkarak şiir yazmazsın. Ben planlı olarak şiir yazamam ve kendisinden oluşur. Bu kitaptaki şiirler de bir kaç yılda yazdığım şiirlerden oluşuyor. Bu arada ben zaten İran Türklerindenim ve anadilim Azerbaycan Türkçesi bundan dolayı Türkçe şiir yazmak ve düşünmek benim için zor değil. Ben Farsça dilinde de şiir yazıyorum ve onda da hiç zorluk yaşamadım. Bence insan sevdiği dillerde çok iyi yazabilir ve yazmalıdır da. Okumak ve çok iyi okumak ve hep yazmakla ilgilidir.
Sorunuza geri dönersem ben zaten Türkçe düşünerek ve his ederek yazdım ve yazıyorum. Evet ben her iki dilde (Farsça ve Türkçe) duygularımı kolaylıkla ifade ediyorum. Ama bazen Türkçede daha keskin ve etkileyici oluyor.
Rabia Çelik Çadırcı: Aynı zamanda çevirmensiniz. Sormak isterim; şiiri çevirirken yeniden o şiiri inşa etmiş olmak gibi bir hisse kapılıyor musunuz? Çevirdiğiniz dilden dönüşürken şiirdeki duygu yoğunluğunu ve düşünceyi tam karşıladığını düşünüyor musunuz? Peki müzik? Şairinin dinletmeye belki de özen gösterdiği müziği, siz çevirirken alternatif sözcüklerle mi yapıyorsunuz?
Mojtaba Nahani: O hisse kapılanlar vardır zaten ama ben hiçbir zaman bu hisse kapılmadım. Her zaman okuduğum metine sadık kalmaya çalıştım ve hâlâ da öyle yaparım. Yeniden bir şeyi inşa etmek gibi olmuyor bende. Ama en uygun kelimelerle şairin anlattığı duyguları ve hatta motifleri anlatmaya çalışırım.
Çevirmenlik bir sanattır, zor ve hassas bir iş. Tabiki şiirin en haz aldığınız an onu kendi dilinde okumaktır. Bunu hiç kimse inkâr edemez. Ama iyi ve düzgün çeviriler oldukça iyi şairler de başka dillerde de yaşayacaklar her zaman. Çeviriden hiçbir zaman uzak duramayız. Çeviri olmadan bence bir şeyler eksik kalacak. Ama doğru ve işini bilen çevirmenler de yetiştirmeliyiz. Ve işine aşık çevirmenler.
İster istemez dizelerde ve satırlardaki müzik aynı şekilde başka dile geçemeyebilir. Dil bakımından bu konuyu konuşabiliriz. Ama ben kendim müziği iyi bir şekilde çeviride göstermeye çalışmışımdır ne kadar başarılı olduğumu okurlar anlatmalı.
Rabia Çelik Çadırcı: Bir süredir Türk şair kadınların şiirlerini çeviriyor, İran’da dergiler aracılığıyla yayımlıyorsunuz. Çevrilen bu şiirler nasıl karşılanıyor ve devamı konusunda geri bildirim alıyor musunuz?
Mojtaba Nahani: Uzun zamandır Türk kadın şairlerle ilgili çalışmalar yapmaktayım ve aynen devam ediyor. Zaten dergide yayınladığım çevirileri yakın zamanda kitaba dönüştürmeyi düşünüyorum. İlgi her iki ülkede çok iyi ve okurlar çok merakla her sayıyı bekliyorlar. Şimdiye kadar dönüşleri bana iyiydi ve dediğim gibi devam ediyoruz.
Rabia Çelik Çadırcı: Her iki ülkenin de şiir dünyasına aşinasınız. İki ülkenin de okurlarının şiire olan ilgisine yönelik neler söylemek istersiniz?
Mojtaba Nahani: Genel olarak dünyada da şiire ilgi çok az ama bence sıkı sevenleri ve takipçileri var ve bu çok önemli. Şiir her zaman vardır, bunu unutmamamız gerekir.