MUHİT, DEPREM ÖZEL SAYISIYLA RAFLARDAKİ YERİNİ ALDI
Şair ve yazar İbrahim Tenekeci yönetiminde yürüyüşüne kaldığı yerden devam eden Muhit, Mart sayısında 6 Şubat günü ülkemizde meydana gelen emsalsiz felaketin şahitliğini yapıyor.
Dergi, Usta çizer Hasan Aycın’ın depreme özel bir çizgisiyle açılıyor. İbrahim Tenekeci, “Zorluklar Karşısında” başlıklı yazısıyla savaşlar, doğal afetler gibi bunalımlı dönemlerde edebiyatın asli vazifesinin ne olduğunu dile getiriyor. Mehmet Tepe, “Depremden Çok Önce” başlıklı yazısıyla birebir şahit olduğu zor anlarını “Çaresizlik en büyük felaketmiş, depremde öğrendim.” sözleriyle aktarıyor. Zeki Bulduk, “Seferberlikten Dönüşün Acısı” başlıklı yazısıyla deprem bölgesinde yaşanılanları ve bu süreçte hissettiklerini kaleme alıyor. Halil İbrahim İzgi, “Neredesin Jude?” başlıklı yazısıyla enkazda hayatını kaybeden Genç Kızılay Gönüllüsü Jude’yi yazarken İbrahim Altay, “Acının Yüzüne Bakamamak” başlıklı yazısında enkaz bölgesindeki karşılıksız dayanışmayı “Bir felaket olduğunda elindeki her ne ise onu bırakıp koşan bir insan var. Memleketimizin insanı.” diyerek anlatıyor. Recep Terler, “Memleketimiz” başlıklı yazısıyla enkaz bölgesine yapılan bireysel yardımları yazarken Gökhan Gökçek, “Millet Olmanın Şartı Zor Günlerde Bir Olmaktır” başlıklı yazısıyla dünyanın dört bir yanından ülkemize gönderilen yardımları yazıyor. Mustafa Özel, “Ben Böyle Bir Maraş’a mı Gidecektim?” ve Müslim Coşkun “Acının Bütün Eşiklerinden Geçtik” başlıklı yazılarıyla yaşanılan felaketin ülkemiz ve milletimiz üzerindeki duygularını kaleme alıyorlar. Mahmut Bıyıklı, “Depremde Ebediyete Yürüyen Edebiyatçılar”ı kaleme alırken Saadettin Acar, “Bir Musibetin Hatırlattığı”nı yazıyor. Gökhan Ergür, “Deprem Sonrası Ruhun Yeniden İnşası” ve Mehmet Dinç “Büyük Afetin Ardından Yeni Normalimiz” başlıklı yazılarıyla yaşanan felaketin kişisel, toplumsal etkilerini ve bu süreci sağlıklı şekilde sürdürmenin detaylarını anlatıyorlar. Metin Erol, “Enkaz Altında Kalan Ruhlar ve Zihinler” başlıklı yazısıyla süreç boyunca sosyal medyada ve iletişim kanallarında meydana gelen bilgi kirliliğinin nelere sebebiyet verdiğini anlatıyor. Alidost Ertuğrul, “Konut ve Kentleşme Meselesi Üzerine” başlıklı yazısıyla şehirleşmenin nasıl olması ve konutlaşmanın doğal afetlere karşı nasıl yapılması gerektiğini yazarken Münire Rumeysa Çakan “Afet Sonrası Kültürel Mirasımız” başlıklı yazısıyla deprem bölgelerinde hasar gören ve yıkılan tarihi yapıları ve yapılacak olan restorasyon çalışmalarını yazıyor. Hasan Mert Kaya, “İyiliğin Medeniyeti” başlıklı yazısıyla Türk toplumunun geçmişten beri süregelen yardımseverliğini kronolojik sırayla ele alıyor. Dosya kapsamında yapılan söyleşide Göksan Göktaş sordu, Erol Göka cevapladı: “Dayanışma ruhumuz, modern siyasi kültürümüzden çok daha güçlüdür.”
İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için Cookie kullanıyoruz. Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Cookie’leri silebilir ya da engelleyebilirsiniz. Gizlilik politikamızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.