Topacın ipini ustaca çeken parmaklar Okan ve Melis’e ait. Olgun yaşını kaçırmadan tam da beklendiği gibi üretimler yapan ‘performans’ çıkışlı Biriken’in biriktirdikleri, yeni tiyatro metinlerine daha önce de çokça dokundu. Ama bu kez (özellikle de rejide) gözle görülür bir ayrıcalık var. Sahne sahne, bölüm bölüm düşünülen yeni buluşlarla rakiplerini geride bırakan bir iş çıkartılmış ortaya. Dünya çağdaş tiyatrosunu yakından takip eden fikirlerin kol gezdiği oyun boyunca gittikçe yükselen, sürekli artan bir dinamikle usta işi bir ışık,beden ve metin buluşması deneyimleniyor. Performing art’ın kompozisyon üslubu ile yazılmış klasik oyun tekstleri üzerindeki modern etkisi üzerine saatlerce konuşabilirsiniz. Bunu yapmadan önce ‘Sahibinden Kiralık’ gibi bir örneği izlemek büyük önem taşıyor. Video, anlık video, fotoğraf, obje ve zaman atlamalı metin okumalarını aynı platoda buluşturmanın gücünü, evrensel notalara sıçrayan yeni çağrışımları ve bunların toplamının bellek üzerinde yarattığı etkiyi önemli buluyorum. Kendini çok kere ispatlamış usta bir yazarın farklı türde okumalara gayet müsait olan oyunu ‘for rent’, Avrupa’da da ilgi görüyor. İşte tam da bu nedenle..
Genç kuşak oyuncular için piyango niteliğinde bir kendini sınama yeri olan bu kesici oyunun affetmeyen tarafları da yok değil. Diyalog akışındaki ani virajlar, sekteler ve durma-devam etme sırasındaki oyuncu heyecanlarına asla geçit vermeyen bir işin içinde olduklarını bilerek oynamaları ve çok iyi ders çalışmaları gerekiyor. Doğru komutları veren yönetime kafa tutarak başına buyruk gösteri yapan oyuncuların alanı değil burası. Biriken, kiracılara göz açtırmayan zor maddelerle oluşturmuş kontratını. Uzun provaların, yorulmak bilmeyen ateşli oyuncuların işi bu. Sınır tanımaz, tabudan anlamaz bir metnin içinde, beyaz yakalı bir disiplinle çalışmaya da hazır olmalılar. Bu bakış açısıyla ele alındığında reji ve oyunculuklar arasında kopmaya hazır, can kaybına yol açacak ince bağların varlığından söz edebiliriz. Aman dikkat!
Zeynep Su, 16 yaşındaki genç kızı çılgın bir heyecanla oynuyor. Bu çok iyi ve etkileyici ama biraz sakinleşmeli. Cem Baza, denge ve ölçü kuralına uyarak oynuyor. Yusuf Sefaoğlu, genç yaşta edindiği sahne deneyimine yeni renkler ekliyor. ‘Ölüm ve Kız’dan sonra benzersiz bir sınavdan geçiyor. Özen Yula’nın dama taşı gibi birbirinin üzerine devrilen karakterleri arasına en zorlu görevi yüklenen oyuncu; Aytaç Uşun. ‘Sarı Sıcak’ ve o filme geçmesine izin veren tehlikeli enerjisiyle ‘Silsile’nin çıkış yapan bıçkın delikanlısı ilk kez tiyatroda şansını deniyor. Bence olumlu bir sonuçtan söz edebiliriz. Kalbine kazınan bıçak yarasının onulmaz acısını tek bir bakışla izleyiciye aktarabiliyor. En doğal haliyle kalp kırıklığını onda görebilmek mümkün. Örneğin, bedenlerin çakmak ateşiyle tütsülenerek bütün park’a yanık kokusu saçtığı sahnede yazarın unutulmaz tiradında gerçekten görülmeye değer. Tıpkı genç kızın yıllar sonra hissettiklerini dile getirdiği etkili sahnelerde Meral Çetinkaya’nın bir görünüp bir kaybolan istikbaldeki munis hayaleti gibi. Bu çarpıcı ve sınırları zorlayan metnin ‘manita terörü’ tayfasına kusursuz örnek gösterilecek eli bıçaklı profili, Semi Sırtkızıl ve Ozan Güçlü’nün sakin oyunculuklarına çok şey borçlu.
Işık konusu belki de ilk kez bu denli zor bir meseleye olması gerektiği gibi eşlik etmek zorunda. Ne bir eksik, ne bir fazla. Dramatik unsurlar, günışığından çok uzak ruh durumlarının bir özeti gibi solgun şekilde tasarlanmış. Kan bile gül kurusu şarap renginde. Bazen de neredeyse siyah. Bir tasarım harikası olan bu şeyler, ses&efekt konusunda da en az Cem Yılmazer kadar başarılı. Kumanda masasında Ömer Sarıgedik var.
Halimselim oyunların arasında sezonda hırçın rüzgarlar estiren ‘Sahibinden Kiralık’, edebiyatın da karanlık sularda yüzdüğü, ayakları yere basan bir varoluş manifestosu. Yazarı iyi tanıyanları sahnede bekleyen tanıdık repliklerle keyiflendirecek, tiyatroyu iyi bilenleri ise düşünce komasına sokacak bir işle karşı karşıya olduğunuzu bilmelisiniz. Tezkan&Urun işbirliğinin hiç bu denli sıra dışı biçimde sahne alacağını ve Çağdaş Türk Tiyatrosu’na sert bir yumruk gibi hatıra bırakacağını tahmin etmezdim. Yolları hep açık olsun…
İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için Cookie kullanıyoruz. Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Cookie’leri silebilir ya da engelleyebilirsiniz. Gizlilik politikamızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.