Alkor ve Mizar’ı merak ettim sonrasında.
Spotif’yi açtım.
Yazarın önerdiği Pink Floyd listesiyle birlikte öyküleri okumaya başladım.
“Tekme Tokatlı Şehir Rehberi” adlı ilk öykü kitabı çok farklı ve güzeldi. Ama bu kitapta Mevsim Yenice kendi çıtasını çok daha yükseklere taşımış! Öykülerin okuma keyfine doyamadım.
Çok yalın ve akıcı bir anlatıma, kulağımda Pink Floyd’un güçlü sesiyle Mizar’ın parlaklığı ve çok derinden gelen zayıf bir ses, Alcor’un soluk ve çaresiz sesi eşlik etti. Zaman zaman hepimizin sürüklendiği “Bilinmeyen Sular” dan yüzerek kutulan, hiçbir kurtulamayan ya da o sularda boğulanların öyküsüydü okuduğum.
Bütün öyküleri çok sevdim.
Yamaç’ı okurken ise “kendi hikâyeme misafir oldum”. Bir fotoğraf karesine girebilmek ve Mizar gibi parlamak ya da silik bir leke gibi Alkor gibi o karede hissedilmemek ne kadar tanıdık duygular değil mi?
Okul yıllarımda en sevdiğim ders edebiyattı. Ama bu sevgimi ne arkadaşlarıma ne de öğretmenime asla anlatamamıştım. Halbuki her okuma parçasının yazarını günlerce araştırıyor, bulabildiğim eserlerini okumaya çalışıyordum. Yazım kötü, imlâm da pek iyi olmadığı için adeta sırada bir leke gibiydim derste. Bir gün cesaretimi topladım. Parmağım kalkmıyordu yine de. Bütün kaslarım gerildi, bacaklarım titremeye başladı. Öğretmenim fark etti durumumu. Beni ayağa kaldırdı. “Anlat bakalım” dedi. Halikarnas Balıkçısı’ydı konu. Cevat Şakir Kabaağaçlı. Anlattım. Öğretmenimi gözleri gülüyordu. Kesmeden dinledi beni. Bütün sınıf susmuştu. Çalışkan öğrenciler şaşkınlıkla bakıyordu, belki bir parça kıskançlıkla! Sözüm bittiğinde öğretmenim kollarını açtı. O anda duyduğum ses, hissettiğim pırıltı her bacaklarım titrediğinde en önemli dayanağım olacaktı. Yıldızım bu öykü ile parlamıştı. Artık o fotoğraftaki bir leke değildim.
İşte böyle! Bir öykü bunları yazdırdı?
Bunlardan tam on tane var bu kitapta. Siz de bu çarpıcı öyküleri okuyun ve kendi öyküleriniz yazın. İçinde kalan öyküleri.
Teşekkürler Mevsim Yenice.
“Her ahmak bilir köpeğin ihtiyaç duyduğunu
bir yuvaya,
Uçan domuzlardan uzak bir barınağa.”
Pink Floyd, ”Pigs On The Wing”
“Gitmeye karar verdim,” diyor…
Hiçbir yere gidemeyecek, biliyorum. Kendimden. Yıllardır bu ıssız saatte, coşkusu sönmüş parkta oturup aynı şeyleri konuşmamızdan. Ve hâlâ işte burada, salıncakta bir ileri bir geri sallanmaktan öteye gidemediğimizden. Biliyorum. O da biliyor. Susup gidecekmiş gibi yapmaya, sallanmaya devam ediyoruz. (Yamaç / Bilinmeyen Sular / Mevsim Yenice / Can Yayınları Mayıs 2019