1920- 2012 yılları arasında yaşayan yazar, böyle giderse dünya nasıl bir yer olur diye düşünerek, hayal gücünü zorlayıp kurguladıklarının çoğunun gerçekleştiğini görmüştür. Uzak gelecekte de okunacak güçlü bir kurgusu var romanın. Fahrenheit 451 kâğıdın kendiliğinden tutuşup yanma sıcaklığıdır.
Bradbury, Ortaçağda on göbek önceki büyük annesinin cadı avında yakılmaktan son anda kurtulduğunu, İskenderiye kütüphanesinin yakıldığını öğrendiğinde çok küçükmüş. Hitler’in kitapları ve insanları acımasızca yok ettiği yılları yaşamış. Yakın geçmişimizde ülkemizde ve dünyanın başka yerlerinde kitapların hatta insanların yakıldığı olaylara tanık olduk. Bunun dünya genelinde legalleştiğini düşünmek korkunç. Bradbury düşünmekle kalmamış bizi buna inandırmak için gerekli ortamı hazırlayarak anlatmış. Evler yanmaz plastiklere kaplandığı için bildiğimiz anlamda itfaiyeye ihtiyaç kalmamıştır. İnsanları geçmişinden koparıp, yöneticilerin dayattığı her şeye boyun eğer hale getirmek için geçmişten haber veren kitapların yok edilmesi şarttır. İtfaiye teşkilatının görevi yangın söndürmek değil kitap yakmaktır. Yöneticiler istedikleri bilgiyi odaların duvarlarını kaplayan televizyonlar aracılığıyla yayarken, insanlar vasıfsız komediler, pembe diziler, reklamlar, boş magazin programlarıyla hipnotize edilmektedir. Aile kavramı yeniden şekillenmiştir. Toplum hızla boşluğa ve depresyona sürüklenmektedir. Uyku ilaçları avuç avuç tüketilmektedir.
Suçluları yakalamakta kullanılan Mekanik Tazı çok gelişmiş koklama duyusu sayesinde avını bulmaktadır. Çelik pençeleriyle yakalayıp, iğneleriyle enjekte ettiği uyuşturucularla avını kıpırdayamaz hale getirecek özelliğe sahiptir. Montag’ı takip etmesi için ayarlanmıştır. Bir akşamüzeri kendi evini yakmakla görevlendirilir Montag. İhbarcının karısı olduğunu, Clarisse’in öldürüldüğünü başından beri takip edildiğini öğrenir, sonunun geldiğini düşünmektedir. Kulaklığına gelen uyarıyla harekete geçer, evini yaktığı ateş hortumuyla ekip arkadaşlarını yakıp kaçar. Tazı ve tüm şehir peşindedir. Ona yardım eden tek kişi kulağına ileti yollayan yaşlı adamdır. Soluk soluğa bir kaçışın ardından önce yaşlı adama sonra, sularında gizleneceği nehre ulaşır. Tazıyı atlatıp demir yolunu takip ederek şehir dışına çıkar. Geceyi geçirmek üzere girdiği çalılıkta özgürlük savaşçıları ile karşılaşır. Daha önce önemli görevlerde bulunan okumuş insanlardır bunlar. Gelecek için önemli olan kitapları okuyup ezberlemişlerdir. Her biri bir kitabı temsil etmektedir. Kendilerinden sonraki kuşaklara da ezberleterek kitapların devamlılığını sağlamayı planlamışlardır. Direnişçilerin elindeki minik ekrandan Tazı’nın yolda yürüyen bir adamı yakalamasını ve spikerin Montag’ın yakalandığını anons etmesini izlerler. Suçlu yakalanmış konu kapanmıştır. Tam kitap bitti derken hava saldırılarıyla kısa sürede sonuçlanan bir savaş başlar. Şehir yerle bir olur. Kitap adamlar şehir dışında oldukları için kurtulur. Kaldığı yerden devam edecektir yaşam. Montag da onlardan biridir artık. Kitabın distopik bilimkurgu olduğunu söyleyebiliriz. Beyaz perdeye de uyarlanmıştır. Bana sorarsanız filmi seyretmek yerine kitabı okuyun derim.