Oggito, Lacivert, Alakarga, Son Gemi, Litera gibi dergilerde yayımlanan öykülerinden tanıdığımız değerli yazar Gönül Malat’ın Zaman Çatlağı kitabı, öykü dünyasını inandığı değerler üzerine kurabilmiş ve bu dünyayı okuruna göstermek isteyen, tanıklığa çağıran hatta okuruna nefes aldırmak isteyen bir niyet üzerine kurulu.
Şeker Yanığı öyküsünün giriş paragrafından da aynı fikirle devam ediyoruz. Her bir öykünün girişi cazip, düğümler yerli yerinde atılıyor ve peşlerinden ne olacak sorusuyla merakla ilerliyoruz. Şeker Osman, Nakkaştepe’den Kuzguncuk’a inen yokuşta, babadan kalma bahçeli, ahşap bir çatının altında yaşıyordu. Dört yanı yüksek betonarme binalarla çevrilmişti. Sadece onun evi apartmanlara çatal iğneyle takılmış mavi bir nazarlık gibi aralarında kalmıştı. Küçücük bahçesinde her bahar hürmetle açan tek ağacı akasya, Kuzguncuk esnafının nadir yeşilliğinden biriydi. Yine aynı öykünün sürprizli ve şaşırtıcı sonu yani öyküde aradığımız o tek etki o kadar hünerli verilmekte ki diğer öykülere okur hevesle adım atmakta.
Öykülerin bütününde, yazarın yaşamsal ve yazınsal bir altyapısının olduğunu haber veren ana hatlar bulunuyor. Bu, dosyaya çağı yakalayan ve güncel bir anlatımda katıyor aynı zamanda. Günümüz öykücülüğünün en önemli sorunlarından “çağı yakalayamama” ve “yeni şeyler söyleyememe”, “tekrara düşme” bu dosyada rastlamadığımız noktalar.
Arka kapak yazısını değerli yazar şair Zehra Betül Yazıcı’nın yazmış olması dosyaya farklı bir anlam yüklemiş. Bu yazın altyapısı yazarımızın geleceğe kalacağının önemli işaretlerini veriyor.
Öykü dosyasının bütünleyici unsuruna baktığımızda, her bir öykü birer şiirle başlıyor. Mısralar bizi kurgu ve olay örgüsüne hemen yaklaştırsa da başlarda atılan düğümlerle ne olacağını kolayca öngöremiyoruz. Bu anlamda düğümü kendi çözmeyi seven okurları metin kendisine yaklaştırmakta. Bu düğüm çözüldükten sonra kurguda mültecilerin, insan hakları ihlallerinin, tecavüzün, ötekileştirmenin, obezitenin, savaş suçlarının dünyasına attığımız adımla çağı yakalıyoruz ve bunları yaşayan insanların evreninde yazarın gösterdiği çıkış noktasına doğru ilerliyoruz. Bu yolculuk bize kendi sorunlarımızın çözüm yollarını da imliyor kimi yerlerde.
Yazarın, ilk kitap dosyası olması nedeniyle eser şekilde olsa da heyecanından kaynaklı aceleciliği hissediliyor. Kimi noktalarda bu karakterin bu özelliğini biraz daha görebilirdik ya da bu öykünün bitişi hızla oldu, tadı damağımızda kaldı diyoruz ancak bu, kitabın bütününde belki de okur tarafından bir nefes alma noktası olarak değerlendirilebilir ya da bilerek yapılmış bir okuru rahatlatma yöntemi de olabilir diye düşünüyoruz.
Birinci kitapta kurgulanmak istenen noktanın en iyi anlaşılabileceği yer hiç kuşkusuz ikinci öykü dosyasıdır. Gönül Malat, ikinci öykü kitabını elimize almak için heyecanlandıran yazarlarımızdan. Okurlarının da bu düşüncede olacağına inanarak karakterlerinin evreninden sizlere selamlarını iletiyorum.