İhtar, C. Hakkı Zariç’in yeni şiir kitabı. Manos Kitap etiketiyle kitabevi raflarında yeri aldı.
Gerçek yenilikçi şiirin varlığını toplumcu bilinçle buluşturmayı poetika edinen Zariç, bu yeni şiirleriyle de aynı duyarlılıkta devam ediyor söz söylemeye. Sesini hiç kısmadan, sözünü sakınmadan, yaşadığı çağın derdini sırtlayıp insan dramına odaklanarak; çelişkiler ve karşıtlıklar üzerinden kuruyor şiirini yine Zariç. Somut görüntülerdeki ısrarcı dilini, sezgi gücü sağlam temelli imgelerle dengeleyerek, okuru kolaycılıktan çekip düşüncenin er meydanına yolluyor. Böylelikle Zariç; İhtar’da, sözünün kapsamını daha da genişletiyor, birçok yol, birçok sokak arası açıyor okura. Zamanı da uzatıyor, çocukluğuna kadar, aşkın delikanlılığına kadar…
İhtar’da her şiire bir önsöz yazmış Zariç. Çünkü şiir de kendini konumlandırmak için ilk sözü arıyor, tanıdık bir-iki dize altı belki de.
“Nasılsın?”
“İyiyim!” kadar yalandım
(Tekzip, s:7)
Zariç, İhtar’ı Tekzip şiiriyle başlatıyor. İster istemez okurda, şairin kitap boyunca neleri yalanlayacağı merakı uyanıyor. Şiirden şiire yürüdükçe, şairin bir hayli cevaplarla dolu olduğuna tanık olunuyor; doğanın katledilişinden betonlaşan kentlere, emeğin sömürüsünden yoksulluğa, savaşlara, devletlerin acımasızlığına, kibrine kadar yığınla kendini yalanlayan somut güçler. Zariç, öncelikle bireye yöneliyor ve aldığı cevapla başlıyor tekzip’e. Bütün bu karmaşa ve kargaşa içerinde olan insanın hâlâ “iyiyim” diyerek kendini yalanlaması, daha çok ihtarın ve direnme pratiğini oluşturma çabasıyla mümkün kılınacağını hissettiriyor okura. Böylece şair, çağına ve çevresine olan borcunu ödüyor yavaş yavaş. Hatta insanlığa…
Zariç’in İhtar’ında belli başlı yüzlere ve portrelere de rastlıyor okur. Zekai Özger, Ahmet Erhan, Nietzsche İsmet Özel, Kazım Koyuncu, Che, Orhan Veli, Hilmi Yavuz, Bukowski, Küçük İskender, Zweig, Benjamin gibi… İyi ve güzel huylarıyla zamana kalmışlara saygıyla selam gönderiyor; kötü ve ruhsuz anılanları ise şiirin mahkemesine havale ediyor şair.
Hakkı Zariç; İhtar’la diri şiirin, düşünce ve yaşam birlikteliğiyle akrabalık ederek sağlam bir ses uyumuyla buluşma zenginliğini gösteriyor okura. Zariç, kendinden emin bir yolcu, çünkü şiir tutuyor onun elini daima…