BABALAR SENFONİSİ
ama adaletin; zenginin, gücü olanın
yanında olduğunu anladım”
Recep Peker
babalar hangi gün ölür?
gözüne bakamadığında mı çocuğunun
pencereden güneş girmediğinde mi içeri
çalışıp çabalarken, kazırken tırnaklarıyla, koşarken
kazandığını evin dışında bütün bütün bırakırken
alnında ekmeğin helalinden bir ter
elinde bir avuç yoksulluk
işte bir gün ölür
sağda solda suskun ve miskin idiler
tekkeleri yoktu evleri vardı
usul usul geldiler ellerinde maaş kartlarıyla
yavaşça geri döndüler
seslenin uzaktan şöyle bir inlesin yer gök
direnerek kaybetmenin tadı ancak böyle olur
Allah’a ve adalete inanıyoruz diye haykırdılar
Allah’a ve adalete inanıyorlardı
insana
zahid tan eyleyemez onları, haddine mi?
parmak ile sayıldılar ama kırmak ile tükenmediler
yanmak ile de kül olmadı naçiz bedenleri
inandılar
inandılar muhasiplere, mutemetlere, veznedarlara değil
bir gün bir kuşu azat edebilme hayaline inandılar
BABALAR KOROSU:
“ellerimizi kestiler bileklerinden ellerimizi
bir kaşık suda boğdular
boğazımızda hırıltılar onların eseri
kaysı ağaçlarının dallarını kırıp götürdüler evlerine
işte bizim de kolumuz kanadımız kırıldı
çıkamıyoruz sıkıştığımız o yerden çıkamıyoruz
ne bir ışık ne görünen bir köy
bir kenenin kardeşi olmak nasıl olurmuş gösterdiler
gösterdiler kulağımızın arkasını bile boş bırakmayacaklarını
tuttuk ve savurduk içimizdekileri kime değerse değsin
kim yanacaksa yansın demeden biz yandık”
babalar hangi gün ölür bilsem
güvenpark’ta kendilerini yaktıklarında mı
ellerinden aldıklarında mı çocuklarına köpek alma hayalini?