Kasım 2019’da Yeni Ülke Yayınları tarafından okura sunulan “Sosyalizm Sanat Edebiyat”, yazar ve şair Cengiz Kılçer’e ait. Kılçer’in üç şiir kitabı var: Çöl Takvimi (1999), “Adaklar ve Şarkılar (2008) ve Kızıl Kuğular Gecesi (2012).
Ayrıca, Sanat Cephesi, soL Gazetesi kitap eki, kitapeki.com yazarları arasında da yer alan Cengiz Kılçer; Marksist Manifesto, Sosyalist Cumhuriyet, Varlık gibi dergilere yazılarıyla katkıda bulunmuş. 2015’den bu yana, Gazete Manifesto’da ideoloji, kültür sanat ağırlıklı köşe yazıları yazıyor. Ben de yazarı ilk olarak Gazete Manifesto’daki etkileyici köşe yazılarıyla tanıdım ve takip etmeye başladım.
“Sosyalizm Sanat Edebiyat”, yıllar içerisinde Kılçer’in yazdığı incelemeler, köşe yazıları ve yaptığı söyleşilerin bir toplamı özelliği taşıyor. Farklı internet sitelerinde ve dergi sayfalarında, darmadağınık duran eserlerin bir araya getirilmesiyle, okura bütünlüklü ve kapsamlı bir ürün armağan edilmiş.
Kitap beş bölümden oluşuyor: “İdeoloji ve Politikanın Belirleniminde Edebiyat Sanat, Sanatçı ve Aydın Halleri”, “Bir Eserden”, “Portreler ve Eserler”, “Söyleşiler” ve “Marksist Manifesto Yazıları”. Bölüm başlıkları nelerden bahsedildiğini gösteriyor; yine de tek tek bölümler hakkında kısa açıklamalar yapalım:
İlk bölümdeki yazılarda kapitalizmin ve burjuvazinin, kültür sanat üzerindeki tahribatı ve kültür sanatı da bir metaya çevirmesinin üzerinde duruluyor. Sanatın da bir değişim metası ve yatırım aracı haline geldiğinin ve bunun yozlaşmayı da beraberinde getirdiğinin altı çiziliyor. Bunun dışında, ülkemiz sanatçılarının ve aydınlarının içinde bulunduğu durum gözler önüne seriliyor.
İkinci bölümdeki yazılar genel olarak bir eseri merkeze alarak yazılmış. Merkeze alınan eser bazen bir kitap bazen bir film bazense bir resim olabiliyor. Bu açıdan yazar, bu bölümde epey geniş bir alanda ustalıkla kalem oynatmış. Kimlerden bahsedilmiyor ki: Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sevgi Soysal, Haldun Taner, Yılmaz Güney, Tahsin Yücel, Behice Boran… Sadece yerli isimler yok tabii ki: Karl Marx ve Friedrich Engels, Otto ve Elise Hampel, Sergei Prokofiev, Pieter Bruegel… Bir tür yıldızlar geçidi gibi!
Kitabın üçüncü bölümü format olarak ikinci bölüme benziyor; ancak bu sefer merkeze alınan eser değil, sanatçı. Birçok sanatçı mercek altına alınıyor: Eduardo Galeano, Onat Kutlar, Vasıf Öngören, Vladamir Mayakovski, Kemal Özer, Arif Damar, Gabriel Garcia Marquez, Metin Kurt… Bu bölümde sınıfın sanatçılarını sınıfa hatırlatma, unutturmama isteği ağır basıyor. Yine bu bölümdeki diğer yazılarda eleştirilen yazarlar da mevcut: Necip Fazıl Kısakürek, Peyami Safa, Orhan Pamuk gibi.
Söyleşilerde Şükrü Erbaş, Ülkü Tamer, Salih Bolat, Tozan Alkan gibi şairler; Yalçın Küçük, Latife Tekin, Leyla Erbil, Vecdi Çıracıoğlu, Ercan Kesal, Türker Ayyıldız gibi yazarlar var. Özellikle Yalçın Küçük söyleşisi hem uzunluk hem de içerik olarak gayet doyurucu. Mutlaka okunması gereken bir söyleşi. Son bölümde ise Marksist Manifesto dergisinde çıkmış üç yazı yer alıyor. “Kültürel Emperyalizm” ve “Sosyalizm ve Edebiyat” yazıları içeriğiyle dikkat çekici.
Cengiz Kılçer, “Sosyalizm Sanat Edebiyat” kitabıyla yıllarca yazıp çizdiklerinin bir dökümünü bizlere sunmuş. Bana kalırsa Kılçer, bu eseriyle şunları başarıyor: Sınıfın sanatçılarını okurlara tekrar hatırlatıyor; kapitalizmin, kültür emperyalizminin sanat üzerindeki tahribatını gösteriyor ve piyasa edebiyatının, burjuvazinin yazarlarını eleştiriyor. “Sosyalizm Sanat Edebiyat” bir kaynak eser olarak kütüphanelerimize girmeyi hak ediyor.