Labirent, Kedi ve Kumrular Zeynep Eşin’in 2023 Ekim ayında Alakarga yayınlarından çıkan gençlik öyküleri kitabı. Gençlik öyküleri deyip de geçmek çok doğru değil aslında. Yetişkinlerin de okuyup keyif alacağı öyküler bunlar. Bazı kitapların ismi gibi kapağı da güzeldir. Bu da o kitaplardan. Kapaktaki albeni, kitabın içindeki öykülerde yerini dil ve kurgu ustalığına bırakıyor. Böylelikle yazarın dil becerisinin de keyfine varmış oluyor genç okuyucular. Kitaptaki Ceyda Çelebi çizimlerine de değinmeden geçmek olmaz. Her öykünün en can alıcı noktasında okuyucunun kafasındaki sahneler onun çizimleriyle yerine oturuyor.
Altı öyküden oluşan kitapta pek çok sinematografik sahne var. Bu sahnelerde yazarın çok yönlü kişiliğinin etkisi fazlasıyla hissediliyor. Bir senaryo bir de kısa film ödülü bulunan Eşin, aynı zamanda resimle de ilgilenen bir yazar. Pek çok karma sergiye katılmış. Sinema ve resim sanatının etkilerini neredeyse tüm satırlarda görmek mümkün. Kitabın ikinci öyküsünden bir sahne ile başlamak istiyorum.
Yazarın kızına atfettiği cümle ile başlıyor Labirent, Kedi ve Kumrular. Kitabın ilk öyküsü Kumruların Ardından Bakarken sıcacık bir arkadaşlık hikayesi. İşitme engelli olduğu satır aralarına gizlenmiş Erdi ile bir parkta bir çift kumrunun resmini yaparken tanışıyoruz. Birinci tekil şahısla anlatılan öyküde kızlı erkekli bir grup genç, parkta basketbol oynarken onları izleyen Erdi’nin yalnızlığına ve arkadaş arayışına tanık oluyoruz. Başkarakterimizin basketbol izlerkenki izlenimleri bize duyguarı ile ilgili ipuçları sunuyor. “Gergindim. Kızıl saçlı sahneyi tekrar yaşamak istemiyordum. Birinin daha benden uzaklaşmasını izlemek istemiyordum.” diyen anlatıcımız Arda ile tanışıyor ve öykü mutlu sonla bitiyor.
Kendine Güvenen Yolu Bulsun anlatıcının gözünden okuduğumuz masalsı bir öykü. Eşin heyecan yüklü bir labirent macerası anlatıyor bu öyküde. Labirent imgesini kullanarak okuyucuya yaşam mücadelesi ile labirentten çıkış mücadelesi arasında paralellikler kurdurtuyor. Atmosferi çok iyi kurulmuş bir öykü, sahneler gözünüzde canlanıyor.
“Anlamak için görmelisin. Bilmek istediklerinizi tarif edecek uygun bir cevap yok. Şimdi seç,’ dedi ve sonra kayboldu. Ateş küresi bozulmamıştı. Benim ona dokunmadan önceki hali ile ayaklarımın önünde duruyordu.” s.22
Büyülü Kütüphane’de kitap okumayı çok seven Sonay’ın gizemli ve heyecan dolu macerasına tanıklık ediyoruz. Her şey kahramanımızın yeni geldiği okulun kütüphanesini merak etmesiyle başlıyor. Kitap dolu küçük bir odadaki yaşlı adam onu büyülü bir kütüphaneye götürünce, Sonay burada birbirinden ilginç kitaplarla karşılaşıyor. Duvardaki saate bakınca burada zamanın her zamankinden çok daha hızlı aktığını fark ediyor ve panik halinde bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Tanrısal anlatıcı ile kaleme alınan öykü şaşırtıcı bir sonla bitiyor.
“Fakat kitabı tekrar açınca gözlerine inanamadı. Yazı tipi değişmişti. Kelimelerin boyutları bile farklıydı. Yanlışlıkla farklı bir kitap aldığını ya da gözlerinin ona oyun oynadığını düşünerek kitabı elinden bıraktı.” S.34
Sorun Değil Çocuklar kitabın dördüncü öyküsü. Sportmenlik, yardımlaşma ve arkadaşlık temaları üzerine inşa edilen öykü, insalcıl mesajlar yüklü. Hentbol seçmeleri sırasında düşüp yaralanan Irmak’la yarışı boş verip ona yardım eden Sevcan, koçları Tamer’in ve seyircilerin takdirini kazanıyorlar.
“Sonunda bitiş çizgisine vardık, herkes bizi alkışladı. Koçun, seyircilerin ve yarışmacıların tepkisini görünce Irmak ve ben şaşkına döndük.” s.46
Ben anlatıcı ile yazılmış bir başka öykü Marla, Kabus ve Ben. Oldukça heyecan verici bir kurguya sahip öykünün kıvrak bir dili var. Düşsel ögelerin ağır bastığı öyküde Marla adlı büyücü bir kedi ile anlatıcının nefes kesen gerilim dolu maceralar ile bizler de geriliyoruz ama öykünün sonunda düğüm çözülüyor. Yine bu öyküde de sahnelemenin üst seviyede olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz.
“Bundan sonra birkaç şey daha söyledi ve birden bir spiral çizerek yukarıya doğru çekildik Tüm renk spektrumunun azaldığını ve pigment kaybettiğini gördüm. Gerçekliğin dokusu parçalanıyor ve şiddetli bir şekilde yeniden bir araya geliyordu.”s.52
Kitabın son öyküsü Ben Yarış Atı Değilim’e geldiğimizde öyküde güncelliğini daima koruyan sınav stresinin ele alındığını görüyoruz. Toplumsal baskı yüzünden ilgi alanlarından uzaklaşarak kendisine genelin kabulüne uygun bir çerçeve çizmeye çalışan ve bu nedenle de mutsuz olan bir gencin matematik öğretmenin desteği ile yeniden kendi yolunu çizmesi duygusal bir dille anlatılıyor.
“O konuşuyordu. Ses tonu rahatlatıcıydı ama yine de hafif bir havası var, sanki tüm suçun benim olduğunu düşünüyordu. Ona bakıp ağlama dürtüme karşı koymaya çalışıyordum. Her nasılsa başka birinin bunu söylemesi onu daha gerçek kılıyordu.”s.60
Sonuç olarak Zeynep Eşin, kafa yorulmuş kurgular, estetik üslup, farklı anlatıcılarla etkileyici öyküler üretmiş. Öykülerin hepsi hareketli ve hitap ettiği kitlenin zevkleri ile örtüşüyor. Labirent, Kedi ve Kumrular’ın öyküseverleri mutlu edecek bir kitap olduğunu söylemek gerek.