Salim Nizam’ın 7. Romanı “Bandırma Palas” çıktı!
Salim Nizam daha önce yayımladığı “Sisli Göl”, “Ömrüm Uzaklarda Azalmasın”, “Senin İçin Enginar Sakladım”, “Son Kazak”, “Kırmızı Minibüs” ve “Ben Gönen’de Doğdum” adlı kitaplarıyla edebiyat dünyasında dikkatleri üzerine çekmişti. İki yıl aradan sonra yayımladığı yeni romanı “Bandırma Palas” ile gerçeküstü edebiyatla okurunu keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.
Ödüllü yazar Salim Nizam’ın uzun zamandır beklenen kitabı Bandırma Palas, nihayet raflardaki yerini aldı. Ötüken Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluşan kitap, sadece Bandırma’nın en eski otelindeki gizemli olayları anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda Didimus Dağı’ndan Hadrian Tapınağı’nın aslan başlı taşına, Kirazlı Manastırı’ndan Manyas Gölü’nün efsanelerine kadar birçok ögeyi gerçeküstü bir bakış açısıyla birleştiriyor. Yazar Salim Nizam, Bandırma Palas hakkında şu sözleriyle duygularını paylaşıyor: “Bu kitapta okur çok farklı bir dünya görecek, adeta büyülenecek, onlara düşsel bir yolculuk yaptıracağım. Okur göl kızlarından, cinayete kadar birçok şey bulacak Bandırma Palas’ta.”
Kitabın ismini aldığı Bandırma Palas Oteli ise yalnızca bir konaklama mekanı değil; Balıkesir’deki Cumhuriyet dönemi yapılarından biri olarak tarihi önem taşıyor. Atatürk’ün izlerini taşıyan bu otel, Kurtuluş Savaşı’na da tanıklık etmiş eşsiz bir geçmişe sahip. Baştaş Grup tarafından restore edilen bu yapı, geçmişin derinliklerine ışık tutmaya devam ediyor.
Kitabın tanıtım bülteninden:
“Gece vapurundan şehre gizemli bir yolcu iner. Rıhtımda bir karşılayanı olmayan adam yağmur altında ıslanır.
Şehrin en eski oteli Bandırma Palas’ın Mavi Kubbeli Odası’nda kalan yabancı, üç ay boyunca geçmişin izlerini arar.
Her gece onu tanıyanlar, otel odasına mazisini hatırlatan eşyalar bırakır. Bu eşyaların arasında Medusa kolye ve bir bülbül kafesi de vardır.
Şehirde Kuş Cenneti Festivali başlar. Festival için otele mavi saçlı tiyatrocu bir genç gelir. Bülbülü kaçıran adam, yakalamak için tiyatrocu genci çağırır. İki erkek arasında bir savaş başlar. Mavi saçlı adamı mağlup ederse gerçeklerle yüzleşecektir. Ancak eşyaların gerçek sahibi otele döner.
Bandırma Palas’ın bir yüzü Didumus Dağı’na bakar. Düşlerinde, sarı elbiseli bir kadın her gece otelin döner merdivenlerini tırmanır. Gerçek ve hayal arasında yaşayan adam, otel çalışanları Müstecep ve Faris’in de aynı düşü gördüğünden habersizdir.”
