Birçok tiyatrocu oynamış olduğu tiyatro oyunlarında rol arkadaşlarına şaka yapmayı ihmal etmez. Öyle ki tiyatro tarihimizde birbirlerine şaka planlayanların başında hiç şüphesiz Altan Erbulak ve Erol Günaydın başı çeker.Tiyatromuzun iki büyük ustası: Altan Erbulak ve Erol Günaydın.
Dormen Tiyatrosu’nda sahneye çıkan bu iki usta oyuncu birbirlerine düzenli olarak şaka hazırlarlar. Bu iki usta oyuncunun birinci görevleri oyun oynamaksa, ikinci görevleri şaka yapmaktır! Erol Günaydın bir gün rol gereği sahnesini oynar ve bir diğer sahneye hazırlanmak için kulise doğru yönelir. Kuliste hızlıca üstünü değiştirdikten sonra rol icabı giymesi gerektiği bir diğer ayakkabıyı giyinir ama sahneye çıkması gerektiği anda Erol Günaydın olduğu yerden hareket edemez. Ayağını yerden kaldıramayan Erol Günaydın, sahneye yetişmek için telaşlı bir şekilde ayağını yerden kaldırmaya çalışsa da bir türlü adım adamaz. Erol Günaydın’ın telaşına Altan Erbulak’ın kahkahaları eşlik eder ve o an Erol Günaydın anlar ki Altan Erbulak kendisine bir şaka yapmış ve Erol Günaydın’ın rol için kullandığı ayakkabıları çiviyle yere çakmıştır! Yere çivilenmiş ayakkabı şakasından dolayı oyunun aksaması üzerine Dormen Tiyatrosu’nun kurucusu Haldun Dormen, oyunları aksatan ve bitmek bilmeyen bu şakalara bir an önce son vermek için tiyatroya şaka cezası getirir: Şaka yapana para cezası!
Bir gün Dormen Tiyatrosu’nun muhasebesine maaşlarını almayan beraber giden Altan Erbulak veErol Günaydın, aldıkları maaşın bir kısmını muhasebeye geri verirler. Muhasebeci şaşırarak sorar: “Bu neyin parası?” Erol Günaydın yanıt verme hakkını Altan Erbulak’a bırakır: “Bu ay yapacağımız şakaların cezasını peşin ödüyoruz!”
Haldun Dormen her ne kadar oyunların aksamaması için tiyatroya “şaka cezası” getirmiş olsa da kendisi de şaka yapmayı ihmal etmeyen muzip tiyatrocular arasında yerini alır. Küçük Sahne’de matine suare olarak oynanan “Aşk Otu” oyununun bir cumartesi matinesi iptal edilir fakat Haldun Dormen iptal edilen matine oyununu bir tek oyuncusuna söylemez: Altan Erbulak!
Oyun iptalinden habersiz Küçük Sahne’ye gelen Altan Erbulak her zaman olduğu gibi kulise çekilip, hazırlanmaya koyulur. Kostümünü giyer, bir güzel makyajını yapar ve başlangıç zilinin çalmasını bekler. Sahne zili çalıp seyirci anons yapıldıktan hemen sonra Altan Erbulak sahneye adımını atar ve oyununu oynamaya başlar. Altan Erbulak’ın gözlerine vuran sahne ışıklarına bir de beş buçuk derece miyop rahatsızlığı eşlik edince seyirciyi görmesi imkânsız hale gelir. Altan Erbulak ciddiyetini bozmadan oynamaya devam eder etmesine ama rol icabı seyircilerin arasından geçip sahneye çıkması gereken Madelet Tibet’in yerine, yer göstericisi Madam Mari’nin sesini duyup asıl oyuncunun hastalandığını ve yerine yer göstericinin çıktığını zannedince Altan Erbulak iyice panik olur. Panik olur olmasına ama yapacak bir şeyi yok. Durumu kurtarmak ve oyunu devam ettirmek zorundadır. Sahne ışıklarının şiddetinden dolayı ter içinde kalan Altan Erbulak bir de yer göstericisiyle oynamak zorunda kalır; seyirci koltuklarında oturan oyuncu arkadaşlarının kahkahaları seslerini duyup şaka olduğunu anlayana kadar!
Boş koltuklara, seyircisiz bir tiyatroda oynama şakası yalnızca Altan Erbulak’ın başına gelmez. Çetin İpekkaya, Gönül Ülkü – Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda “Beş Milyona Kim Ölmez” adlı oyunu sahneye koyar. Oyunun oyuncu kadrosunda Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan’ın yanı sıra Adile Naşit de rol alır. Adile Naşit her oyun öncesi makyajını kendisi yapamadığı için Gazanfer Özcan’ın yanına gidip makyajını yaptırır. Oyunun Zincirlikuyu’da sahnelendiği bir gün Adile Naşit yine makyajını yaptırmak için Gazanfer Özcan’ın yanına gider ve saatin kaç olduğunu sorar.
Bunun üzerine Gönül Ülkü saatine bakar ve yediyi çeyrek geçiyor diyeceği yerde sekizi çeyrek geçiyor deyince Adile Naşit’in sesi kulis aynalarını çatlatacak şiddettedir: “Eyvah, oyuna 45 dakika var, daha makyaja oturmadım.” Gönül Ülkü dilinin sürçtüğü fark eder ama Adile Naşit’in telaşını görünce bozuntuya vermek istemez ve göz ucuyla diğer oyunculara işaret vererek dil sürçmesi bir şakaya dönüşür. Herkes rahat rahat oyuna hazırlanırken Adile Naşit, kendi makyajını yapmakta olan Gazanfer Özcan’a yalvarır:“ Hadi biraz hızlı, geç kaldım Gazanfer Bey. Çok geç kaldım.”
Gazanfer Özcan kendi makyajını bitirdikten sonra Adile Naşit’in makyajına başlar ama bilerek yavaş yavaş yapar Naşit’in makyajını. Gazanfer Özcan makyajı ağır ağır yaptıkça Naşit’in telaşı da bir o kadar artar: “Biraz hızlı GazanferBey, perde açılacak,” Tam o sırada tiyatronun başlamasına işaret veren ziller ardı ardına çalar, sahne vakti gelir ama Adile Naşit’in yüzünün yalnızca bir tarafına makyaj yapa-bilmiştir. Çalan zille birlikte sahneye girmesi gereken Adile Naşit “Şimdi ne yapacağım,” diye sorar Gazanfer Özcan’a. Gazanfer Özcan cevap verir: “Telaşlanma, sen de profilden oynarsın!”
Bunun üzerine sahne ışıkları şiddetlice sahneyi aydınlatır ve Adile Naşit yarım kalmış makyajıyla sahneye adımını atar.Bir yanı makyajlı bir yanı makyajsız sahneye çıkan Adile Naşit telaşla rolünü canlandırırken seyirci koltuğundan SümerTilmaç bir seyirci gibi sahneye laf atar: “Aaa şuna bak, yüzünün yarısı başka!”
Adile Naşit, seyirciden geldiğini düşündüğü bu tepki karşısında bir an öylece donup kalır ama rolüne devam etmek zorundadır. Adile Naşit, kekeleyerek rolüne devam eder etmesine ama yine aynı sesi duymasıyla irkilir. Üstelik bu kez seyirci koltuklarından kahkahalar da yükselir. Telaştan ne yapacağını bilemeyen Adile Naşit sahne ortasında öylece kalakalır; ta ki Gazanfer Özcan’ın ona sarılmasıyla tiyatro şakasına kurban gittiğini anlayana dek!
Bugünlerde sizler tiyatrodan, biz tiyatrocular ise epeydir sahnelerimizden uzağız. Birbirimize uzak düştüğümüz şu günlerde usta tiyatrocularımızın, seyirci koltuklarının kadife kumaşlarına sinmiş güzel anılarını sizlerle paylaşıp yüzünüzde tebessüm oluşturabildiysem ne mutlu bana. İnanıyorum ki, yeni tiyatro sezonunda Adile Naşit ve Gazanfer Özcan gibi kahkahalarla birbirimize sarılacağız!
İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için Cookie kullanıyoruz. Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Cookie’leri silebilir ya da engelleyebilirsiniz. Gizlilik politikamızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.