Yazı: Yaşar ERCAN, Cemre ÖZCAN, Dilan ŞATIR.
Mektup: Sevgi OZAN.
Söyleşi: Şair Fatih AKÇA.
Şiir: Çiyil KURTULUŞ, Nurdan BAYRAKDAR, İbrahim GÖKBURUN, M. Furkan GÜLNAR, Emre TEKNECİ, Fuat EREN, Veysel Karani TUR, Deus Ex MACHINA, Fatih ERCAN, Yasin UYSAL, Hatice SOLAK, Baran FİLİZAY, Umut KAYGUSUZ, Tan DOĞAN, Mehmet RAYMAN, Ziya AYDI.
Çeviri Şiir: Jeremy Halvard PRYNNE (çev. Muharrem YENİ), Carlos Drummond de ANDRADE (çev. İbrahim ERCAN).
Öykü: Özay ERDEM, Çiyil KURTULUŞ, Ali ÇİFTÇİ, Mavi Tuğba ATEŞ, Şerif AYBAKAR.
Grafik-Tasarım: İbrahim ERCAN.
Kapak Tasarım: Yazgı BÜLBÜL.
Öz Türkçe, eski yazı, yeni yazı, yeni Türkçe derken dil tarihimizde yeni bir dönem daha açıldı; sosyal medya. Sosyal medya özellikle son on yılda dünyada olduğu gibi ülkemizde de dilin sinirlerinden girip zihinlerimizi işgal etti. Bu işgal neticesinde birbirimizle iletişim kurma konusunda bayağı zorlanır olduk. Öyle ki kuşaklar arasında konuşulan dilin aynı dil olduğu ispata muhtaç hale geldi. Bir gecede cahil bırakıldığını savunan bir kısım vatandaşımızın –bu son yıllarda- silip süpürülen kelime haznemize ve kibrit suyuyla yıkanan dilimizin sanal ve bayağı jargonuna ses çıkarmamaları da bir nebze samimiyet eksikliğinden kaynaklanıyor gibi duruyor. Bizler ne yapabiliriz? Günün koşullarının sunduğu yapay dili ağzımıza sakız edebiliriz ya da eski kafalılığımızı koruyarak en azından ileride yerimizi alacak birkaç nesli daha sosyal medya hegemonyası öncesi dilden haberdar edebiliriz; tercih şimdi sizin.
Sunuş yazımızı beğendiyseniz layklamayı, arkadaşlarınızı postun altına etiketlemeyi ve dergimize abone olmayı unutmayın; ya da boş verin, bu amansız hastalığa yakalanmadan uzaklaşın buradan yani bloklayın gitsin.