Ne zaman Aslı Serin şiiri hakkında düşünsem aklıma “ne zaman yazmaya otursam/bir sen bir de ben buluyorum”. mısraları gelir. İlk kitabı “bu benim.zip”te yer alan “Vardığımda Ararım”ın başlangıcında yer alan bu mısralar bana Aslı Serin’in poetikasına girişte işe yarar bir anahtar gibi görünür. Bir sen, bir bendir Aslı Serin’in özneleri. Biz bile dese bu değişmez. “Ben diyorum. Onlar diyorum.” dese de fark etmez. Onun şiiri sen ve ben arasındadır. Daha da ziplersek bir “ben” kalır Aslı Serin’in şiirinde. Yalnız bu “ben” ego değildir, en azından sadece ego değildir. Okurun da kendi “ben”ini sığdırabileceği alanlar bırakılmıştır mesela. Dolayısıyla bir iç dökme değil bir inşadır onun şiiri. Okuruna da kendi benliğini dinlendireceği konforlu bir oturma odası vadetmez. Keyfli okunup geçilmez onun bir şiiri. Okunur ve durup bazen itiraz etme isteği ile bazen rahatsızlığın verdiği savunma refleksiyle bazen de kendi kendinin muhasebesini yapmak zorunda kaldığın için o şiiri yeniden okursun. Aslı Serin ise konfor değil bir en fazla bir diken üzeri oturması vadediyor. Zihinsel bir kavramın değil “ben” merkezli hayat tecrübesinin şiirini yazıyor. Ancak okur olarak bu durum bize Aslı Serin’in yazdığı şiiri onun otobiyografisine indirgeyip kurtulma lüksü sunmuyor. “Zaten onun hayatı” deyip bir dalgıcın kıyafetiyle denizin içinden geçip tenine bir damla su değmemesi gibi onun şiirine hiç değmeden, hiç üstüne alınmadan okuyabileceğin bir şiir değil onun yazdıkları.
Üç kitabı var Aslı Serin’in: “bu benim.zip”, “Dans Etmesek de Olur” ve “Değil. Daha zonra ilk iki kitabı “Anarya” ismiyle bir araya getirdi şair. “Anarya” kelimesini “google”a sorunca “Fransızların 5 Ocak 1922de Adana’dan kaçarken yaptıkları geri vitesten dolayı Fransızcada “arka” manasına gelen Fransızca “en arriére” sözcüğünden dilimize geçmiş ve onlardan da geriye bir tek “anarya“ sözü kalmıştır.” diyor bize. Ben de onun yalancısıyım. Halbuki ben bir yalan uydurup kendi yalanımı yazsam daha güzel olurdu sanki.
“size inanmıyorum Ross
normallikten anladığınız şeylere de
yasın kategorize edilmesine de
her şey geçerlere de
hayat denilen şeye de
sizin baya baya düzen insanı olduğunuzu düşünüyorum
oturma odanızda fiskos masalarınızda
şekerim açıkçası psikolojiye de inanmıyorum”