Akıl Hastanesi
Leila Farjami[1]
Los Angeles’te kalabalık bir akıl hastanesinde
vurulduk birbirimize.
Sen bayılırdın kükürte
Ben ise Çarşambaları severdim
Evleri, çöpleri, bildirileri yakmak
eğlencemizdi.
Beni selamlayınca
saydım bütün sülalene!
Yeni bir tanıdığa ihtiyacım yoktu
gülerek kaç kutuplusun dedin
ben de belki çok…
İlaçlarımızı her öğünden sonra
paylaşırdık;
Maviler, pembeler, beyazlar
Tozlar, kapsüller, damlalar
Durumumuz pek değişmezdi
ama seyrek de olsa
kuleleri, ipleri ve jiletleri
daha az önemserdik.
Sen devrime kalkışmıştın
sonunda yaşlı bir partizan
Ben ise sekiz yaşımdan beri
uçaksavarların hurdalarını toplar
Kağıttan uzay mekiğimi aya fırlatırdım.
Sen öyle bir delirdin ki
elektrik şoklara kaldı işin,
Ben öyle delirdim ki
elektrik akımına kapılmaya, intihara kaldım!
Kah kötü niyetli anandan söz ederdin
ben ise hain babamdan
Senin hacı dayın sübyancıydı
Benim karısını boşayan amcam ise hırsız
Bağımlı kardeşin başına sıktığı mermiyle öldü
Benim en büyük ablam
dökülmüş saçları kireç beyazı yüzüyle öldü
üçüncü tur kemoterapiyi bitiremeden.
Benim kutuplarımdan biri kanatlı bir attı
kutsal kitapları okurdu ezberden
Senin arızalarından biri ruhlar ile konuşmaktı
ve atlamaktı çırılçıplak çalıların üstünden ve yol kenarındaki bloklardan
Harward mezunu psikolog gülümsedi;
“Welcome to the reality[2]” dedi
Lityum[3] şişmanlattı bizi dedik
Artık tırmanmıyorduk çamlara
Çimler üzerinde yuvarlanıyorduk
İşte bu topraklarda
Bu yerlerde
Zaman ise yuvarlak ekranlı yaramaz bir saat
sadece günde iki kere
gerçeğini anlatırdı.
***
Los Angeles’te kalabalık bir akıl hastanesinde
vurulduk birbirimize.
Çocuğumuz bir kaplan yavrusu
Korkmazdı hemşirelerin kucağından
Sen öperdin alnını sertçe
Ben oynardım kısa kuyruğuyla…
Şimdi
Yıllar geçiyor o günlerden
O gece yarısı çığlıklar ve psikolojik muayenelerden
O toplu grevlerden ve yaylı yataklardan
O oniki bitmemiş adımdan.
Bugünlerde uyandığında
Buruşturursun örtüleri
Ve halt etmiş Nietzsche[4] dersin
Hala yaşıyor tanrı
ve benim gözlerimle
seni hala takip ediyor.
Mutfağın ta dibindeki
balkonun kapısına
Hatta Hazar kıyısına kadar
O kırk senedir göremediğin yere doğru…
Çeviri: Turgut Say
[1] Leyla Fercami İran doğumlu Amerikan-İranlı bayan şair. İngilizce ve Farsçada şiirleri var ayrıca İngilizceden Farsçaya önemli çevirilere imza atmıştır.
[2] Gerçeğe hoş geldiniz.
[3] Lityum tuzu, Bipolar afektif bozukluk tedavisinde kullanılan duygudurum düzenleyicidir.
[4] Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci.