Furuğ Ferruhzad
Bir gün gelir ben de öleceğim
Işık dalgalarıyla parlayan bir baharda
Kasvetli sisli bir kışta
Ya da sessiz ve neşesiz bir hazanda
Bir gün gelir ben de öleceğim
Bu acı tatlı günlerin birinde
Başka günler gibi saçma bir günde
Dünden bugünden kopan bir gölgede
Gözlerim karanlık bir dehliz gibi
Yanaklarım soğuk mermerler gibi
Ansızın bir uykuya dalacağım
Bütün acılardan kurtulacağım
Toprak beni kendine çağıracak
Yoldan gelenler beni toprağa verecek
Belki beni sevenler bir gece
Mahzun mezarıma çiçekler bırakacak
Benden sonra bir kenara çekilecek
Dünyamdaki karanlık perdeler
Yabancı bakışlar gezinecek
Defterlerim, kağıtlarımın üstünde
Benden sonra bana yabancı biri
Küçük odama adım atacak
Bir tüy, bir elin izi, bir tarak
Aynamın üzerinde iz bırakacak
Kendimden geçip kendimden kopacağım
Geriye kalan her şey yok olacak
Benim ruhum bir yelkenli gibi
Ufukta gözlerden kaybolacak
Günler, haftalar, aylar
Peş peşe birbirini kovalayacak
Gelecek bir mektup umuduyla
Gözlerin yolun gözünün içine bakacak
Lakin benim soğuk bedenimi
Toprağın karanlığı içine alacak
Sensiz, senin kalp ateşlerinden uzak
Kalbim toprakta çürüyecek
Sonraları adımı yağmurla rüzgâr
Beyaz taşın üzerinden silecek
Tanımsız kalacak mezarım orada
Nâm-u neng* efsanelerinden uzak …
1958/ Berlin
*Şöhret ve ayıplanma
Çeviri: Turgut Say