rolex replica watches hosts the culture of dreams .

Edebiyat Burada
  • KANALDAN
    • Okuryazar
    • Yazanlar Arasında
    • Saklama Kabı
    • ÇeviriYorum
    • Sesinden
    • Canlı Yayın Tekrarları
    • Vitrindekiler
    • İlk Kitap
    • Okurun Gözünden
    • Bir Yazar Bir Kitap
    • Radyo Edebiyat
    • Edebiyat Akademi
    • Misafir
    • Valizimdeki Kitaplar
    • Balkan Edebiyatı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Reklam
  • Haber
    Gazeteci yazar Hıfzı Topuz hayatını kaybetti

    Gazeteci yazar Hıfzı Topuz hayatını kaybetti

    Murat Yurdakul’un Turgut Uyar Şiir Ödülü iptal edildi. 

    Murat Yurdakul’un Turgut Uyar Şiir Ödülü iptal edildi. 

    Kısa ve Öykü‘nün 3. sayısı sizlerle. 

    Kısa ve Öykü‘nün 3. sayısı sizlerle. 

    2024 “Ruhi Türkyılmaz Sanatevi Şiir Ödülü” başvuruları açıldı

    2024 “Ruhi Türkyılmaz Sanatevi Şiir Ödülü” başvuruları açıldı

    2021 VEDAT TÜRKALİ EDEBİYAT ÖDÜLLERİ UZUN LİSTELERİ AÇIKLANDI!

    3. VEDAT TÜRKALİ EDEBİYAT ÖDÜLLERİ İLK 5 ESER KISA LİSTE açıklandı!

    FEMTRAK tarafından bu yıl ilk kez verilen Turgut Uyar Şiir Ödülü sonuçlandı.

    FEMTRAK tarafından bu yıl ilk kez verilen Turgut Uyar Şiir Ödülü sonuçlandı.

    Hikâyeci İlk Sayısıyla Raflarda!

    Hikâyeci İlk Sayısıyla Raflarda!

    BUZDOKUZ ŞİİR TEORİ ELEŞTİRİ DERGİSİ 19. SAYI ÇIKTI

    BUZDOKUZ ŞİİR TEORİ ELEŞTİRİ DERGİSİ 19. SAYI ÇIKTI

    Mavi Yeşil dergisinin 143. Sayısı yayımlandı

    Mavi Yeşil dergisinin 143. Sayısı yayımlandı

  • Kitaplar
    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Senem Gezeroğlu yazdı: Çocukluk’un Tabutunda Yeşeren Bir Beden: Tove Ditlevsen

    Senem Gezeroğlu yazdı: Çocukluk’un Tabutunda Yeşeren Bir Beden: Tove Ditlevsen

    Barış Yıldırım yazdı: Şairin Çığlığı

    Barış Yıldırım yazdı: Şairin Çığlığı

    İbrahim Varelci: Delilik Riskiyle Gerçekleri Konuşma Çabası

    İbrahim Varelci: Delilik Riskiyle Gerçekleri Konuşma Çabası

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Meliha Yıldırım yazdı: Gün Doğusundan Kopan Hikâyeler Üzerine

    Meliha Yıldırım yazdı: Gün Doğusundan Kopan Hikâyeler Üzerine

    Fatma Nuran Avcı yazdı: Tutsaklık Özgürlüktür

    Fatma Nuran Avcı yazdı: Tutsaklık Özgürlüktür

    Ömer Vural yazdı: Gecenin Karnına Kulak Dayamak

    Ömer Vural yazdı: Gecenin Karnına Kulak Dayamak

  • Dergiler
    Kısa ve Öykü‘nün 3. sayısı sizlerle. 

    Kısa ve Öykü‘nün 3. sayısı sizlerle. 

    BUZDOKUZ ŞİİR TEORİ ELEŞTİRİ DERGİSİ 19. SAYI ÇIKTI

    BUZDOKUZ ŞİİR TEORİ ELEŞTİRİ DERGİSİ 19. SAYI ÇIKTI

    Mavi Yeşil dergisinin 143. Sayısı yayımlandı

    Mavi Yeşil dergisinin 143. Sayısı yayımlandı

    Dünyaların Çoğulluğu dergisinin 7. sayısı (Eylül-Ekim 2023) yayınlandı.

    Dünyaların Çoğulluğu dergisinin 7. sayısı (Eylül-Ekim 2023) yayınlandı.

    Yeni e Dergisi dosyasıyla “Yoksulluk Bugün Kültür Sanatın Neresinde?” diye soruyor.

    Yeni e Dergisi dosyasıyla “Yoksulluk Bugün Kültür Sanatın Neresinde?” diye soruyor.

    “KE ÇOCUK” DERGİSİNİN YAZ SAYISI ÇIKTI

    “KE ÇOCUK” DERGİSİNİN YAZ SAYISI ÇIKTI

    SİNCAN İSTASYONU’NUN YENİ SAYISI ÇIKTI…

    SİNCAN İSTASYONU’NUN YENİ SAYISI ÇIKTI…

    İki aylık kültür ve edebiyat dergisi Ecinniler, 22-23. sayısını yayımladı

    İki aylık kültür ve edebiyat dergisi Ecinniler, 22-23. sayısını yayımladı

    MUHİT AĞUSTOS SAYISIYLA RAFLARDA YERİNİ ALDI

    MUHİT AĞUSTOS SAYISIYLA RAFLARDA YERİNİ ALDI

  • İnceleme
    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Senem Gezeroğlu yazdı: Çocukluk’un Tabutunda Yeşeren Bir Beden: Tove Ditlevsen

    Senem Gezeroğlu yazdı: Çocukluk’un Tabutunda Yeşeren Bir Beden: Tove Ditlevsen

    Barış Yıldırım yazdı: Şairin Çığlığı

    Barış Yıldırım yazdı: Şairin Çığlığı

    İbrahim Varelci: Delilik Riskiyle Gerçekleri Konuşma Çabası

    İbrahim Varelci: Delilik Riskiyle Gerçekleri Konuşma Çabası

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Meliha Yıldırım yazdı: Gün Doğusundan Kopan Hikâyeler Üzerine

    Meliha Yıldırım yazdı: Gün Doğusundan Kopan Hikâyeler Üzerine

    Fatma Nuran Avcı yazdı: Tutsaklık Özgürlüktür

    Fatma Nuran Avcı yazdı: Tutsaklık Özgürlüktür

    Yunus Çinçin yazdı: Fethi Naci’nin Eleştiri Günlüklerine Dair

    Yunus Çinçin yazdı: Fethi Naci’nin Eleştiri Günlüklerine Dair

  • Söyleşi
    Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

    Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

    Engin Belki Yıldırım ile Mahmut Yıldırım Söyleşti

    Engin Belki Yıldırım ile Mahmut Yıldırım Söyleşti

    Fırat Baytak ile Gamze Tigis Söyleşti

    Fırat Baytak ile Gamze Tigis Söyleşti

    Emrah Kurul ile Nilgün Çelik Söyleşti

    Emrah Kurul ile Nilgün Çelik Söyleşti

    Can Ülgen, Hüseyin Hakan’la Fabrik Kitap etiketiyle yayımlanan deneme kitabı “Diğer Alçaklar Gibi” üzerine konuştu.

    Can Ülgen, Hüseyin Hakan’la Fabrik Kitap etiketiyle yayımlanan deneme kitabı “Diğer Alçaklar Gibi” üzerine konuştu.

    Can Ülgen ile Hamza Eren Sarıçam Söyleşti

    Can Ülgen ile Hamza Eren Sarıçam Söyleşti

    Numan Aydınoğlu ile Melih Yıldız Söyleşti

    Numan Aydınoğlu ile Melih Yıldız Söyleşti

    Bayram Tayyip Yaslıca ile Zeynep Yıldırım Söyleşti

    Bayram Tayyip Yaslıca ile Zeynep Yıldırım Söyleşti

    Süleyman Emre Bayrak, Cüneyd Ensari ile şiir kitabı “Usturakesmez Sirkülasyon” üzerine konuştu.

    Süleyman Emre Bayrak, Cüneyd Ensari ile şiir kitabı “Usturakesmez Sirkülasyon” üzerine konuştu.

  • Öykü
    Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

    Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

    Başak Canda yazdı: Primus PT-1 Sovyet Gaz Ocağı

    Başak Canda yazdı: Primus PT-1 Sovyet Gaz Ocağı

    Mete Karagöl yazdı: tekne, alışmak ve yurtdışı üçgeninde bir anlatı örneği

    Mete Karagöl yazdı: tekne, alışmak ve yurtdışı üçgeninde bir anlatı örneği

    Serkan Türk yazdı: Dünyanın En Uzun Savaşından Sonra

    Serkan Türk yazdı: Dünyanın En Uzun Savaşından Sonra

    Berna Durmaz yazdı: Zati’nin Yıldız Gözleri Nasıl Yazıldı?

    Berna Durmaz yazdı: Zati’nin Yıldız Gözleri Nasıl Yazıldı?

    Dilek Bilge yazdı: Güneydeki Pencere

    Dilek Bilge yazdı: Güneydeki Pencere

    Nargül Delice yazdı: Tercih

    Nargül Delice yazdı: Tercih

    Ahmet Akdere yazdı: Belkıs

    Ahmet Akdere yazdı: Belkıs

    Başak Canda yazdı: Acının Bedeni

    Başak Canda yazdı: Acının Bedeni

  • Popüler Kültür
    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Arzu Alkan Ateş yazdı: Kadın Duyarlılığı

    Arzu Alkan Ateş yazdı: Kadın Duyarlılığı

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Melih Günaydın’ın 10 Polisiye Önerisi

    Melih Günaydın’ın 10 Polisiye Önerisi

    Burak Salih Selçuk yazdı: Oyunu Bozulan Bir Çocuğun Oyun Bozma Hikâyesi: Oyunbozan

    Burak Salih Selçuk yazdı: Oyunu Bozulan Bir Çocuğun Oyun Bozma Hikâyesi: Oyunbozan

    Numan Aydınoğlu ile Melih Yıldız Söyleşti

    Numan Aydınoğlu ile Melih Yıldız Söyleşti

    Seydali Önal yazdı: “Ölümün Gölgesi Yok” Sevdanın Derununda

    Seydali Önal yazdı: “Ölümün Gölgesi Yok” Sevdanın Derununda

    Melih Yıldız’la Mertcan Karacan Söyleşti

    Melih Yıldız’la Mertcan Karacan Söyleşti

    • Tiyatro
    • Sinema
    • Müzik
  • Çeviri
    Turgut Say çevirdi: Tava

    Turgut Say çevirdi: Tava

    Turgut Say çevirdi: Araba

    Turgut Say çevirdi: Araba

    Turgut Say çevirdi: Vurur dağ gibi bir dalga kıyıya

    Turgut Say çevirdi: Vurur dağ gibi bir dalga kıyıya

    Gökçenur Ç.çevirdi: Üç Şiiriyle Lousie Glück

    Gökçenur Ç.çevirdi: Üç Şiiriyle Lousie Glück

    Turgut Say çevirdi: Yıldızları sayan yoktu

    Turgut Say çevirdi: Yıldızları sayan yoktu

    İlyas Tunç çevirdi: Akbabalar

    İlyas Tunç çevirdi: Akbabalar

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    Melek Deniz Özdemir çevirdi: Najwan Darwish Şiirleri

    Melek Deniz Özdemir çevirdi: Najwan Darwish Şiirleri

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

  • Kültür Sanat
    • Tümü
    • Müzik
    • Sinema
    • Tiyatro
    Burak Salih Selçuk yazdı: Oyunu Bozulan Bir Çocuğun Oyun Bozma Hikâyesi: Oyunbozan

    Burak Salih Selçuk yazdı: Oyunu Bozulan Bir Çocuğun Oyun Bozma Hikâyesi: Oyunbozan

     Avrupa Filmleri Haftası Trabzon’da!

     Avrupa Filmleri Haftası Trabzon’da!

    Merve Dizdar, Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı

    Merve Dizdar, Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı

    Ahmet Özbek yazdı: rüya bekçisi bir sanatçı

    Ahmet Özbek yazdı: rüya bekçisi bir sanatçı

     MUHATABINA NEŞE VADEDEN BİR PİYES:  “YEŞİLÇAM”

     MUHATABINA NEŞE VADEDEN BİR PİYES:  “YEŞİLÇAM”

    Yunus Alıcı yazdı: ANA-DOLU: Millî Mücadele’nin Cesur ve Kayıp Kadınları

    Yunus Alıcı yazdı: ANA-DOLU: Millî Mücadele’nin Cesur ve Kayıp Kadınları

    Selçuk Küpçük yazdı: Kendinden Sonrasına İlham Veren Bir Müzik Topluluğu: Çağdaş Türkü

    Selçuk Küpçük yazdı: Kendinden Sonrasına İlham Veren Bir Müzik Topluluğu: Çağdaş Türkü

    Tiyatro Libra Yapımı TANGLED Ankara’da Seyirci Önünde!

    Tiyatro Libra Yapımı TANGLED Ankara’da Seyirci Önünde!

    Yunus Alıcı yazdı: Hiç Kimsenin Öyküsü

    Yunus Alıcı yazdı: Hiç Kimsenin Öyküsü

  • Atlas
    • Tümü
    • Şiir
    Turgut Say çevirdi: Tava

    Turgut Say çevirdi: Tava

    Süleyman Emre Bayrak, Cüneyd Ensari ile şiir kitabı “Usturakesmez Sirkülasyon” üzerine konuştu.

    Süleyman Emre Bayrak, Cüneyd Ensari ile şiir kitabı “Usturakesmez Sirkülasyon” üzerine konuştu.

    Turgut Say çevirdi: Araba

    Turgut Say çevirdi: Araba

    Turgut Say çevirdi: Vurur dağ gibi bir dalga kıyıya

    Turgut Say çevirdi: Vurur dağ gibi bir dalga kıyıya

    Dilek Bilge yazdı: Pencere Kıyısında Güneş

    Dilek Bilge yazdı: Pencere Kıyısında Güneş

    Gökçenur Ç.çevirdi: Üç Şiiriyle Lousie Glück

    Gökçenur Ç.çevirdi: Üç Şiiriyle Lousie Glück

    Turgut Say çevirdi: Yıldızları sayan yoktu

    Turgut Say çevirdi: Yıldızları sayan yoktu

    İlyas Tunç çevirdi: Akbabalar

    İlyas Tunç çevirdi: Akbabalar

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    • Şiir Atlası
  • Yazarlar
  • Haber
    Gazeteci yazar Hıfzı Topuz hayatını kaybetti

    Gazeteci yazar Hıfzı Topuz hayatını kaybetti

    Murat Yurdakul’un Turgut Uyar Şiir Ödülü iptal edildi. 

    Murat Yurdakul’un Turgut Uyar Şiir Ödülü iptal edildi. 

    Kısa ve Öykü‘nün 3. sayısı sizlerle. 

    Kısa ve Öykü‘nün 3. sayısı sizlerle. 

    2024 “Ruhi Türkyılmaz Sanatevi Şiir Ödülü” başvuruları açıldı

    2024 “Ruhi Türkyılmaz Sanatevi Şiir Ödülü” başvuruları açıldı

    2021 VEDAT TÜRKALİ EDEBİYAT ÖDÜLLERİ UZUN LİSTELERİ AÇIKLANDI!

    3. VEDAT TÜRKALİ EDEBİYAT ÖDÜLLERİ İLK 5 ESER KISA LİSTE açıklandı!

    FEMTRAK tarafından bu yıl ilk kez verilen Turgut Uyar Şiir Ödülü sonuçlandı.

    FEMTRAK tarafından bu yıl ilk kez verilen Turgut Uyar Şiir Ödülü sonuçlandı.

    Hikâyeci İlk Sayısıyla Raflarda!

    Hikâyeci İlk Sayısıyla Raflarda!

    BUZDOKUZ ŞİİR TEORİ ELEŞTİRİ DERGİSİ 19. SAYI ÇIKTI

    BUZDOKUZ ŞİİR TEORİ ELEŞTİRİ DERGİSİ 19. SAYI ÇIKTI

    Mavi Yeşil dergisinin 143. Sayısı yayımlandı

    Mavi Yeşil dergisinin 143. Sayısı yayımlandı

  • Kitaplar
    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Senem Gezeroğlu yazdı: Çocukluk’un Tabutunda Yeşeren Bir Beden: Tove Ditlevsen

    Senem Gezeroğlu yazdı: Çocukluk’un Tabutunda Yeşeren Bir Beden: Tove Ditlevsen

    Barış Yıldırım yazdı: Şairin Çığlığı

    Barış Yıldırım yazdı: Şairin Çığlığı

    İbrahim Varelci: Delilik Riskiyle Gerçekleri Konuşma Çabası

    İbrahim Varelci: Delilik Riskiyle Gerçekleri Konuşma Çabası

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Meliha Yıldırım yazdı: Gün Doğusundan Kopan Hikâyeler Üzerine

    Meliha Yıldırım yazdı: Gün Doğusundan Kopan Hikâyeler Üzerine

    Fatma Nuran Avcı yazdı: Tutsaklık Özgürlüktür

    Fatma Nuran Avcı yazdı: Tutsaklık Özgürlüktür

    Ömer Vural yazdı: Gecenin Karnına Kulak Dayamak

    Ömer Vural yazdı: Gecenin Karnına Kulak Dayamak

  • Dergiler
    Kısa ve Öykü‘nün 3. sayısı sizlerle. 

    Kısa ve Öykü‘nün 3. sayısı sizlerle. 

    BUZDOKUZ ŞİİR TEORİ ELEŞTİRİ DERGİSİ 19. SAYI ÇIKTI

    BUZDOKUZ ŞİİR TEORİ ELEŞTİRİ DERGİSİ 19. SAYI ÇIKTI

    Mavi Yeşil dergisinin 143. Sayısı yayımlandı

    Mavi Yeşil dergisinin 143. Sayısı yayımlandı

    Dünyaların Çoğulluğu dergisinin 7. sayısı (Eylül-Ekim 2023) yayınlandı.

    Dünyaların Çoğulluğu dergisinin 7. sayısı (Eylül-Ekim 2023) yayınlandı.

    Yeni e Dergisi dosyasıyla “Yoksulluk Bugün Kültür Sanatın Neresinde?” diye soruyor.

    Yeni e Dergisi dosyasıyla “Yoksulluk Bugün Kültür Sanatın Neresinde?” diye soruyor.

    “KE ÇOCUK” DERGİSİNİN YAZ SAYISI ÇIKTI

    “KE ÇOCUK” DERGİSİNİN YAZ SAYISI ÇIKTI

    SİNCAN İSTASYONU’NUN YENİ SAYISI ÇIKTI…

    SİNCAN İSTASYONU’NUN YENİ SAYISI ÇIKTI…

    İki aylık kültür ve edebiyat dergisi Ecinniler, 22-23. sayısını yayımladı

    İki aylık kültür ve edebiyat dergisi Ecinniler, 22-23. sayısını yayımladı

    MUHİT AĞUSTOS SAYISIYLA RAFLARDA YERİNİ ALDI

    MUHİT AĞUSTOS SAYISIYLA RAFLARDA YERİNİ ALDI

  • İnceleme
    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Senem Gezeroğlu yazdı: Çocukluk’un Tabutunda Yeşeren Bir Beden: Tove Ditlevsen

    Senem Gezeroğlu yazdı: Çocukluk’un Tabutunda Yeşeren Bir Beden: Tove Ditlevsen

    Barış Yıldırım yazdı: Şairin Çığlığı

    Barış Yıldırım yazdı: Şairin Çığlığı

    İbrahim Varelci: Delilik Riskiyle Gerçekleri Konuşma Çabası

    İbrahim Varelci: Delilik Riskiyle Gerçekleri Konuşma Çabası

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Meliha Yıldırım yazdı: Gün Doğusundan Kopan Hikâyeler Üzerine

    Meliha Yıldırım yazdı: Gün Doğusundan Kopan Hikâyeler Üzerine

    Fatma Nuran Avcı yazdı: Tutsaklık Özgürlüktür

    Fatma Nuran Avcı yazdı: Tutsaklık Özgürlüktür

    Yunus Çinçin yazdı: Fethi Naci’nin Eleştiri Günlüklerine Dair

    Yunus Çinçin yazdı: Fethi Naci’nin Eleştiri Günlüklerine Dair

  • Söyleşi
    Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

    Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

    Engin Belki Yıldırım ile Mahmut Yıldırım Söyleşti

    Engin Belki Yıldırım ile Mahmut Yıldırım Söyleşti

    Fırat Baytak ile Gamze Tigis Söyleşti

    Fırat Baytak ile Gamze Tigis Söyleşti

    Emrah Kurul ile Nilgün Çelik Söyleşti

    Emrah Kurul ile Nilgün Çelik Söyleşti

    Can Ülgen, Hüseyin Hakan’la Fabrik Kitap etiketiyle yayımlanan deneme kitabı “Diğer Alçaklar Gibi” üzerine konuştu.

    Can Ülgen, Hüseyin Hakan’la Fabrik Kitap etiketiyle yayımlanan deneme kitabı “Diğer Alçaklar Gibi” üzerine konuştu.

    Can Ülgen ile Hamza Eren Sarıçam Söyleşti

    Can Ülgen ile Hamza Eren Sarıçam Söyleşti

    Numan Aydınoğlu ile Melih Yıldız Söyleşti

    Numan Aydınoğlu ile Melih Yıldız Söyleşti

    Bayram Tayyip Yaslıca ile Zeynep Yıldırım Söyleşti

    Bayram Tayyip Yaslıca ile Zeynep Yıldırım Söyleşti

    Süleyman Emre Bayrak, Cüneyd Ensari ile şiir kitabı “Usturakesmez Sirkülasyon” üzerine konuştu.

    Süleyman Emre Bayrak, Cüneyd Ensari ile şiir kitabı “Usturakesmez Sirkülasyon” üzerine konuştu.

  • Öykü
    Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

    Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

    Başak Canda yazdı: Primus PT-1 Sovyet Gaz Ocağı

    Başak Canda yazdı: Primus PT-1 Sovyet Gaz Ocağı

    Mete Karagöl yazdı: tekne, alışmak ve yurtdışı üçgeninde bir anlatı örneği

    Mete Karagöl yazdı: tekne, alışmak ve yurtdışı üçgeninde bir anlatı örneği

    Serkan Türk yazdı: Dünyanın En Uzun Savaşından Sonra

    Serkan Türk yazdı: Dünyanın En Uzun Savaşından Sonra

    Berna Durmaz yazdı: Zati’nin Yıldız Gözleri Nasıl Yazıldı?

    Berna Durmaz yazdı: Zati’nin Yıldız Gözleri Nasıl Yazıldı?

    Dilek Bilge yazdı: Güneydeki Pencere

    Dilek Bilge yazdı: Güneydeki Pencere

    Nargül Delice yazdı: Tercih

    Nargül Delice yazdı: Tercih

    Ahmet Akdere yazdı: Belkıs

    Ahmet Akdere yazdı: Belkıs

    Başak Canda yazdı: Acının Bedeni

    Başak Canda yazdı: Acının Bedeni

  • Popüler Kültür
    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Emrah Seferoğlu yazdı: Zülfü Livaneli Yazını

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Halil İbrahim Polat yazdı: Vedalaşmaların İlmini Yapan Şair: Cevat Çapan

    Arzu Alkan Ateş yazdı: Kadın Duyarlılığı

    Arzu Alkan Ateş yazdı: Kadın Duyarlılığı

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Gökhan Yılmaz yazdı: Öykü Kuyumcusu, Tomris Uyar

    Melih Günaydın’ın 10 Polisiye Önerisi

    Melih Günaydın’ın 10 Polisiye Önerisi

    Burak Salih Selçuk yazdı: Oyunu Bozulan Bir Çocuğun Oyun Bozma Hikâyesi: Oyunbozan

    Burak Salih Selçuk yazdı: Oyunu Bozulan Bir Çocuğun Oyun Bozma Hikâyesi: Oyunbozan

    Numan Aydınoğlu ile Melih Yıldız Söyleşti

    Numan Aydınoğlu ile Melih Yıldız Söyleşti

    Seydali Önal yazdı: “Ölümün Gölgesi Yok” Sevdanın Derununda

    Seydali Önal yazdı: “Ölümün Gölgesi Yok” Sevdanın Derununda

    Melih Yıldız’la Mertcan Karacan Söyleşti

    Melih Yıldız’la Mertcan Karacan Söyleşti

    • Tiyatro
    • Sinema
    • Müzik
  • Çeviri
    Turgut Say çevirdi: Tava

    Turgut Say çevirdi: Tava

    Turgut Say çevirdi: Araba

    Turgut Say çevirdi: Araba

    Turgut Say çevirdi: Vurur dağ gibi bir dalga kıyıya

    Turgut Say çevirdi: Vurur dağ gibi bir dalga kıyıya

    Gökçenur Ç.çevirdi: Üç Şiiriyle Lousie Glück

    Gökçenur Ç.çevirdi: Üç Şiiriyle Lousie Glück

    Turgut Say çevirdi: Yıldızları sayan yoktu

    Turgut Say çevirdi: Yıldızları sayan yoktu

    İlyas Tunç çevirdi: Akbabalar

    İlyas Tunç çevirdi: Akbabalar

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    Melek Deniz Özdemir çevirdi: Najwan Darwish Şiirleri

    Melek Deniz Özdemir çevirdi: Najwan Darwish Şiirleri

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

  • Kültür Sanat
    • Tümü
    • Müzik
    • Sinema
    • Tiyatro
    Burak Salih Selçuk yazdı: Oyunu Bozulan Bir Çocuğun Oyun Bozma Hikâyesi: Oyunbozan

    Burak Salih Selçuk yazdı: Oyunu Bozulan Bir Çocuğun Oyun Bozma Hikâyesi: Oyunbozan

     Avrupa Filmleri Haftası Trabzon’da!

     Avrupa Filmleri Haftası Trabzon’da!

    Merve Dizdar, Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı

    Merve Dizdar, Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı

    Ahmet Özbek yazdı: rüya bekçisi bir sanatçı

    Ahmet Özbek yazdı: rüya bekçisi bir sanatçı

     MUHATABINA NEŞE VADEDEN BİR PİYES:  “YEŞİLÇAM”

     MUHATABINA NEŞE VADEDEN BİR PİYES:  “YEŞİLÇAM”

    Yunus Alıcı yazdı: ANA-DOLU: Millî Mücadele’nin Cesur ve Kayıp Kadınları

    Yunus Alıcı yazdı: ANA-DOLU: Millî Mücadele’nin Cesur ve Kayıp Kadınları

    Selçuk Küpçük yazdı: Kendinden Sonrasına İlham Veren Bir Müzik Topluluğu: Çağdaş Türkü

    Selçuk Küpçük yazdı: Kendinden Sonrasına İlham Veren Bir Müzik Topluluğu: Çağdaş Türkü

    Tiyatro Libra Yapımı TANGLED Ankara’da Seyirci Önünde!

    Tiyatro Libra Yapımı TANGLED Ankara’da Seyirci Önünde!

    Yunus Alıcı yazdı: Hiç Kimsenin Öyküsü

    Yunus Alıcı yazdı: Hiç Kimsenin Öyküsü

  • Atlas
    • Tümü
    • Şiir
    Turgut Say çevirdi: Tava

    Turgut Say çevirdi: Tava

    Süleyman Emre Bayrak, Cüneyd Ensari ile şiir kitabı “Usturakesmez Sirkülasyon” üzerine konuştu.

    Süleyman Emre Bayrak, Cüneyd Ensari ile şiir kitabı “Usturakesmez Sirkülasyon” üzerine konuştu.

    Turgut Say çevirdi: Araba

    Turgut Say çevirdi: Araba

    Turgut Say çevirdi: Vurur dağ gibi bir dalga kıyıya

    Turgut Say çevirdi: Vurur dağ gibi bir dalga kıyıya

    Dilek Bilge yazdı: Pencere Kıyısında Güneş

    Dilek Bilge yazdı: Pencere Kıyısında Güneş

    Gökçenur Ç.çevirdi: Üç Şiiriyle Lousie Glück

    Gökçenur Ç.çevirdi: Üç Şiiriyle Lousie Glück

    Turgut Say çevirdi: Yıldızları sayan yoktu

    Turgut Say çevirdi: Yıldızları sayan yoktu

    İlyas Tunç çevirdi: Akbabalar

    İlyas Tunç çevirdi: Akbabalar

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    Turgut Say çevirdi: Yaklaş gerçi bakışların yasaklanmış

    • Şiir Atlası
  • Yazarlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Edebiyat Burada
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör

Veysel Şahin yazdı: Tahsin Yücel’in Öykülerinde Böyle Buyurdu Aşk

İnsan, sözden sonra aşkın eteklerine sarılan yegâne varlıktır.

Veysel Şahin Yazar: Veysel Şahin
Kategori: İnceleme, Kitaplar, Yazarlar   Tahmini okuma süresi: 12 dk, 36 sn
0
0
Facebook'ta PaylaşTweetleWhatsApp'tan Gönder

İnsan, sözden sonra aşkın eteklerine sarılan yegâne varlıktır. İnsanın aşkla bütünleşmesi ve kendini tamamlaması varlığın ilahî bir tecellisidir. Yaratılıştan beri, aşkın sesini içinde duyan insan, kendini evresel bir dönüşün ve yükselişin içinde bulur. İnsanın bu devinim içinde kendini tinsel ve bedensel olarak sürekli yeniden yaratması, aşkın gücündendir. Söz insanla can bulduğu gibi, insan da aşkın içinde kendini bulur. Kendini bulan insan, böylece varlığını aşkın bir hale getirir. Aşk, yaratanın insanda bir yansımasıdır. Bunun için insan, her zaman aşka meyilli bir varlık konumundadır. İnsan, hayatta her şeye karşı aşk duyabilir. Aşk bazen bir çiçek olur, bazen bir kadın, bazen de ilahî bir elbise giyer. Aşkın kılıktan kılığa girmesi, onun insanın içinde taşınan bir güç, bir ışık ve bir titreme olmasındandır. Aşk, insanda evrenseldir. Kolektif bilinçdışında şifrelenen aşk,  kişinin bu edimi baskı altına alması veya ehilleştirilmesi ile bilinçaltında yaşayan bir kimliğe bürünür. İnsan toplumsal bir varlık olduğu için, aşkın sihirli yüzünü her yerde göstermekten çekinir. Çünkü insan, gizli olandır. Onun gizli oluşu, kendine dönük olmasındandır. Pürcevâdi, “Aşk, renkleri birbirine mezcedip hakikati mecaz rengine sokan bir süsleyicidir.” (Pürcevâdi, 1998: 195) der. Aşkın bütün renkleri içinde barındırması, insana özgü niteliğinden kaynaklanır. Tahsin Yücel’in öykülerinde aşk, kendini evrensel boyuta taşıyan bir değerdir. Yazar, aşkı hem maddi hem de manevi olarak ele alır. Bir ruhta birleşme arzusuyla yanan kişilerin, kendilerini birbirlerine adamaları, yazarın aşk için biçtiği en iyi kaftandır. Bunun için yazar, öykülerinde âşık ile maşukun birbirlerine doğru yürüyüşlerini ahenkli bir şekilde işler. Zaten aşkın özünde, ruhsal bir ritim vardır. Yazar, sadece bu ritmi, kendi hayat anlayışına göre renklendirir. Aşk, “yazarın ruhunu besleyen ana kaynak.” (Özcan, 2005: 136) diyen Özcan, aşkın ritmini yazarın ruhundan aldığını belirtir.

Tahsin Yücel, “Uçan Daireler”, “Şampanya”, “Resim ile Elişi, “Üşümek”, “Eski Öykü” , “Sümüklüböcek”, “Akça Gölge”, “Katuşa Masalı”, “Öteyaşama”, “Yürümek” “Giz”, İktidar” ve “Ağalar ve Beyler” adlı öykülerinde aşk temini işler.

 

İÇERİK DÜZLEMİ

Aşkın Bedensel Sesi:

Yazar, öykülerinde aşkı, bedensel aşk olarak, “Resim ile Elişi”, “İktidar” ve “Dizge” gibi öykülerinde işler. Bedensel aşk, insanın varlığını kısıtlayan ve insanı geren bir yapıya sahiptir. Sanatçı, aşkın büyüsüne değil, gerilim yaratmasına ve insanı fizyolojik olarak dikey boyutta bir dizgeye dönüştürmesine dikkat çeker. Yazara göre aşk, anlıktır ve doyuma ulaştığı an kendini içten içe yer ve tüketir. Tükeniş, bedensel bir tükeniş olduğu gibi, aşkın durağan bir konuma geçmesi ile yataya dönüşür. Yücel, kendini bedeni ile aşka bağlayan insanlara, asla hoş bir gözle bakmaz. Bu tip insanlar öykülerde, hep acının eşiğinde duran insanlardır.

Yazar, bu tip insanların kendilerini sıkıştırmalarını, aşkın ruhuna inmemelerine ve sadece bir madde olarak aşka inanmalarına bağlar. İnsanların, kendilerini aşkın bedensel boyuta bağlamaları, kahramanların bütün yönlerini silerek, onları ruhsuz bir nesneye dönüştürür.

“Dizge” adlı öyküdeki Altındiş’in; Nurhaklı, Yusufa ve Topal Durmuş arasında yaşadığı gelgitleri tek taraflıdır. Nurhaklı, Yusufa ve Topal Durmuş; aşkın, sevgi, özlem ve bağlılık gibi manevi yönünü oluşturur. Altındiş ise bedensel bir aşkın ruhsuzlaşmış bunaltısını yaşar. “Dizge, Altındiş’in devirli olarak ev değiştirmesidir. Bu evlerdeki kocalar değişir, evler aynı kalır. Önemli olan, Altındiş’in kurduğu düzenin yürümesidir. Bu değişmeyen düzen içinde Altındiş de hep aynıdır. “uzak, kımıltısız, soğuk”… Altındiş’in buz bedeni, “varlık ile yokluk arasında kımıltısızdır.” Sevişme, bir “son gün” havasındadır hep. Sevişme anı, yaşamın başlangıç anıdır. Ölü gibi birisiyle sevişilince yaşamın bitiş çizgisine çarpılır. Ne ölü ne diri Altındiş, varlık ile yokluk arasındaki sınırdır, aşılmayan sınır.” (Lekesiz, 1998: 508) Altındiş’in kımıltısızlığı aşkı tek boyutlu ve tek yönlü hale getirir. Aşkın tek yönlü olması, aşkın sıcaklığının yitirilmesine neden olur. Bu bağlamada bedensel aşk yaşayan insanlar, ruhsal bir kırılma yaşarlar ve dünyayı sadece bir oturma yerine dönüştürürler. Etrafındaki kişi ve canlılar bu tip insanlar için hiçbir anlam taşımaz. Oysa aşk, ilahi bir ışıktır. İki ruh arasında görünmez bir yolda ilerler. Altındiş için bu yol kapalıdır. Çünkü Altındiş için ışık, sadece geçmiştedir. Onun gelecekte tekrardan bir yaratılışı yoktur. Çünkü “aşk”, ruhun ebediyete doğru yaptığı bir yolculuktur.” (Özcan, 2004: 178). Aşkını ebedileştiremeyen Altındiş, etrafındakileri devamlı aşkın bunalımı içine hapseder. Yusufa’nın Altındiş’e doğru yürüdüğünde, kılığındaki değişim, hem bir bunaltı ve korkunçluk yayar, hem de aşkın ilahi gücünü ortaya kor.

“Bu kılığa girdi miydi her yanı toza ya da çamura batar, saçı sakalı birbirine karışırdı. İşleri bozuldu gene” derdik. Yaşlı kadınlar, “Koskoca kadı torunu bu durumlara mı düşecekti?” diye konuşurlardı. Karayı giydiği zamanlarda bir kadı torunu olmanın bilincini sürdürüyorsa, yanı bilinci o asker ya da bekçi giysisinden bozma boz giysiye büründüğü zaman da sürdürmemesi için bir neden var mıydı? Böyle bir nedeni kuyudan su çeker gibi, geçmişinden çıkardığımıza göre, öncelikler bu iki giysinin belirttiklerine çevirmeliydik gözlerimizi: Kara evlilik boz bekârlık kılığıydı Yusufa’nın (…) Kara takımını her giyişinde Yusufa’nın evine bir başka kadın girse, her çıkarışında da evinden bir başka kadın çıksa, gene koyu gölge düşerdi. Memedali’nin bel bağladığı göstergelere. Ama gelen de giden de hep aynı kadındı, Altındiş’ti yani” (Dizge: 17).

Yusufa’nın kılığındaki değişim, Altındiş için hiçbir anlam taşımaz. Altındiş, bunun farkında bile değildir. O sadece kendini tatmin etmek için Yusufa’nın yanına gelir. Fakat Yusufa, Altındiş’i bütün yönleri ile seven fedakâr bir âşıktır. Aşkı yüzünden, Altındiş’i Topal Durmuş ile dahi paylaşmayı göze almıştır. Altındiş’in, içine düştüğü bu aşk çukuru, onu soysuzlaştırır. Çünkü aşk, ruhların izdivacında büyür. Ruh izdivacı ile bütünleşemeyen insanlar, yaşamın durağanlığa dönüşmesine neden olur. Altındiş, Ötegeçe Kasabası’na düştüğü andan itibaren sevginin sıcaklığını öldüren, erkeklerle ruhsuz bir şekilde beraber oluşu, onun maddesel bir aşk ilişkisi içinde olduğunu gösterir. Kasabada Nurhaklı ve Topal Durmuş ile yapılan evlilik, kadının içindeki dünyanın dışa yansıması ile birçok evliliğe dönüşür. Altındiş, içinde büyük bir bozulmuş aşk tohumu taşır. Oysa “İç dünyanın derinlikleri benliğimizin ışığının bulunacağı yerdir.” (Lee, 2002: 65) Altındiş içerideki ışığı söndürdüğü için kımıltısız, hissiz bir varlığa dönüşür. Bu yüzden içtenliği olmayan bir kadın olarak Yusufa ile topal Durmuş arasında mekik dokur. Aynı zamanda Ötegeçe’deki erkeklerin de para karşılığında bu dokunun içine karışması aşkı sonu olmayan bir cansızlığa iteler.

“Yusufa bu işi kolayca yapardı ya yapmasına ya bakalım Altındiş böyle tek yönlü bir gidişe boyun eğer miydi? Altındiş iki koca arasında serbestçe gidip gelebildiğine göre, hiç kuşkusuz Yusufa da bilincindeydi dizgenin (…) Memedali’ye göre, Altındiş’in bu iki adam arasında gidip gelmekten çok iki ev arasında gidip geldiğini söylemek daha doğru olurdu: Kocalar değişiyor, evler değişmiyordu.(…)” (Dizge: 24).

Altındiş evleri bir oturma yeri haline getirmesi, mekânın anlamını yitirmesine neden olur. Eğer Altındiş evleri, sevdikleri için bir oturma yeri haline getirebilseydi yaşam aşkın kanatları altında yükselirdi. O, bunu yapmak yeni evin içindeki insanları öldürerek cansız evler konumuna getirmiştir. Bu iki insan onun için bir ev, bir oturma yerinden başka bir şey değildir.

Altındiş’in eve yabancı erkekler alarak, para karşılığında onlarla birlikte olması aşkın ölmesine, bedenin ruhsuzlaşmasına sebep olur.

“Kapıyı itip giren konuk kendi eliyle sürgüyü sürer, sonra dizlerinin üzerine kapağı yaldız işlemeli, kocaman bir albüm, bir köşede dalgın dalgın oturan Altındiş’in karşısına dikilir. Cebinden çıkardığı paraları kerevetin üzerine yayardı. (…) Hiçbir zaman en ufak bir konuşma olmazdı konuklar ağırlayıcısı arasında. Konuğun sözlü bir ilişki kurma yolunda harcadığı tüm çabalar boşa giderdi. (…) (Dizge: 103).

Yazar, aşkı iletişimsiz bir ağa dönüştürür. İnsanların tinselliğini yok eder ve insanları birbirine yabancılaştırır. Öyküde Altındiş’in geçmiş yaşantısını albüm simgeler. Albümdeki kişi ise Altındiş’in “ben”idir. Albümdeki resimlerde hep mutlu ve merkezdedir. Ayla Gökmen “Albüm, Altındiş’in geçmişte var ettiği “ben”in farklı bir dünyaya ait olduğunu gösteren, bir öteki Altındiş’i simgeler ve şimdi gerçek yaşamda yanılsama olarak tüm varlığını oluşturur. Geçmişin gizemi, tüm yaşanılanları, bir zamanların var olan ancak şimdi yok olan mutluluk, sevgiye ve güzele değin ne varsa iç benliğinde, görünmeyen (soyut) dünyasında devinim (aşk, tinsel enerji) halindedir. “Öteki ben’i simgeler, düşsel”dir. Somut, dış dünyada ise, kendi var ettiği sevgi, aşk, mutluluk olmayınca, “ben” ölmüş, ya da “beden kalmıştır yalnızca” (Gökmen, 2000: 192) diyerek Altındiş’in aşk denklemini ortaya koyar.

Altındiş’in aşk denklemi, aşağıdaki belirtilen kavramlar düzlemindeki gibi şekillenmektedir.

 

ALTINDIŞ’İN KURDUĞU KAVRAMLAR DÜNYASI
ALBÜM /

BEN

BEDEN/

ÖTEKİ

Aşk-SadakatCinsellik / Sevişme
Mutluluk- HuzurMaddi/ İçgüdüsel
DeğerliBoş
SoyutSomut
RuhBeden
GeçmişŞimdi

 

Altındiş, kendini ve duygularını erkeklerin içinde bedensel bir tükenişe çeker. Onun kendini bedensel tükenişe çekmesi; Nurhaklı’yı, Topal Durmuş’u ve Yusufa’yı tüketir. Topal Durmuş’un ölümü ile de bedeni maddi değerler ile birlikte kasabaya terk eder. Aşkı maddi düşündüğü için geride kalan hiçbir insan onun için anlam ifade etmez.

Yücel’in “İktidar” isimli öyküsünde de aşk, insanları birbirine bağlayan değil, çözücü bir niteliğe sahiptir. Mahremiyetin aşkın elinden kurtulması, insanları hangi yaşta olursa olsun bir bitişe çeker. İktidar’ın kendini yaşlı kadınlarla var etmeye çalışması, onun aşktan korktuğunun bir kanıtıdır. Gerçek ve sevgi dolu olan aşk, erkeğin bağlanmasına giden yolda en önemli merhalelerdir. İnsan, kendini var edilmiş bir düzenin işleyişinde tutuklu hissetmesi aşkın kirlenmesinden dolayıdır. Böyle insanlar, genellikle kendini parçalara bölen insanlardır. “Benliğin dağılması (parçalanması) benliğin direk olarak bireyin ifade ve hareketlerinde kendini göstermediği ve herhangi bir şeyi kendiliğinden veya hemen tecrübe etmediği anlamında gelir.” (Laıng, 1993: 81) diyen Laıng, İktidar’ın, Müçteba Bey dönüşümünde, kadınlar konusunda kendini parçalara böler. Yaşlı kadınlar, İktidar’ı aşkın merkezine doğru taşırken, aşk bulanık bir yaşamın biçimine dönüştürür.

“Uzun deneyimler sonucunda vardığı konuya göre, kadınlar belirli bir yaştan sonra çekmeye başlardı. Evet, böylesi beden yavaş yavaş uç noktalardan merkeze, yani kalçalara doğru çeker, yüz, eller, ayaklar, göğüs, kollar ve bacaklar kuruyup buruşurken merkez gittikçe genişleyip yuvarlaklaşırdı. Nedeni açıktı bunun her şeyi yozlaştıran zaman karşısında bağırsal bir korunma içgüdüsüyle, bedenin neredeyse bütün öz suyu aynı odakta toplanmaya yönelir, varlığı ardından sürükleyerek önlenemez çürümeden önce, burada uçun süre direnirdi.” (İktidar: 82).

İktidar’ın kadınlara karşı duyduğu aşk, cinsel bir görüntüye sahiptir. Aşkın cinsel boyutu, insanın bedensel yanını ortaya koyar. İktidar, kendini aşkın ruhsal alanından korur. Çünkü tinsel aşk, bedenin bir işlevi değil ruhun ve bedenin bütünleşmesidir. Yazar, İktidar’ı genç kadınlardan uzak tutarak, mutsuzluğu mutluluğa dönüştürür. Yaşlı kadınların kendini merkeze doğru çekmeleri, zamanın insanın büyüsünü bozmasındandır. Bu yüzden, İktidar, geçmişe toplanmışa yönelik bir aşk duyar. Onun aşkı, kendini güçlü tutmadır. Varlığını yaşça olgun kadınlarla bütünlemeye çalışan İktidar, aşkı “iktidar”da kalmak için kullanır. Ancak Sumru Hanım’ın ortaya çıkması ile İktidar, güçten düşer ve iktidarsızlaşır. Genç kadına duyulan aşk, içeriye doğru çekme ve kapanma yerine dışarıya dönük ve ateşlidir. İktidar, bu ateşin karşısında eriyerek çözülür ve Müçteba Bey olur. İktidar’ın aşkla Müçteba Bey’e dönüşmesi, aşkın insan üzerindeki dönüştürücü gücünün bir kanıtıdır.

“Hiç kuşkusuz güzel bir kızdı baktığı, gerek her yanı eşit biçimde yanmış kusursuz bedeni, gerek yaşça ve bedence olduğundan çok daha büyük görünmesine neden olan duruşu ve devinimleri çekiciliğini tuhaf bir biçimde artırıyordu ama iki avucun içine sığacak kadar dar kalçalarının şimdilik çekme olgusunun çok uzaklarında bulunduğunu kanıtlaması bir yana, boynunda kollarında şakırdayan iki kilo boncuğun boyutları indirgenebildiğince indirgenmiş kara bikinisini ya da eteğini hiçbir zaman dizlerinin bir karış yukarısına inmeyen.” (İktidar: 94).

Sumru Hanım görünümü, Müçteba Bey’i kendine durmaksızın çağırır. Güzellik ve gençlik, aşkın ikiz kardeşidir. Güzellik, aşkın tohumlarını dünyanın üzerinde dalgalandırır. Müçteba Bey’in gençliğin getirmiş olduğu bedensel devinimlerden korkması, Sumru Hanım’ın aşkın taşıcısı olmasına neden olur. Cinsel dürtülerini bilinç düzeyinde tartan İktidar, Sumru’ ya yönelerek, aşkın ve kadını eseri olur. İktidar’ın yaşamı boyunca koktuğu şey, Sumru Hanımla birlikte yavaş yavaş hayatının içine girer. İktidar, aşkı iki yönlü yaşar. Bunlardan birincisi bedenseldir. Tatmin olmak ön plandadır. Bu tip aşklar, geçicidir. Yazar, geçici aşk iksirini İktidar’ın tanıştığı yaşlı kadınlara bulaştırır. Suyun çekilmesi gibi kendilerini içe doğru çeken kadınlar, aşkın geçiciliğini simgeler. Çünkü yaşlı kadınlar için zaman çoktan geçmiştir. Bu tip kişiler, yaşamı aşktan ziya de yitirilmiş yıllar olarak görür ve etrafına umarsızca bağlanır. Hem İktidar hem de yaşlı kadınlar, gelecekten ve gençlikten korkar. Onların korkusu, aşkı yitirme, bedensel olanı kaybetmedir. Bunun karşısında Sumru bütün güzelliği ile belirir. İktidar, Sumru ile gerçek aşkın ortaya çıkması sonucunda “ben”leşir ve kendi olur. Onun kendiliği Müçteba Bey olmasına bağlıdır.

“Yücel’ in 1960–1995 yılları arasında yayınlanmış yapıtlarında aşk, (…) karşı cinse yönelik bir duygulanmadan çok daha geniş bir anlam, önce karşı cinsle birleşme-bütünleşme arayışı sonra aşk öznesinin somut (yaşam-madde-biçim) görüntünün ardındaki soyut değerler alanında ötelerde (imgesel-duyumsal-ölüm) nesnesiyle (öteki) bütünleşerek kendini var/etmenin göstergesi olmaktadır.” (Gökmen, 2000: 206) diyen Gökmen, İktidar’ın Müçteba Beye dönüşümünün nedenlerini yazarla bağlantılı bir şekilde ortaya koyar. Kadınların ilgisinden dolayı bunalan İktidar, mutsuzdur. Bu yüzden mutsuzluk bildiren aşk şiirleri yazar. “İktidar diye bir şey yoktur, diye atıldı” Benim geçmiş olduğum yollardan geçmiş olsaydın, bilirdin iktidar da mutlu aşk gibidir, başladığı yerde biter, bir düştür yalnızca bir güçsüzlüktür.” (İktidar: 80) diyerek, yaşadığı aşkların başladığı an bittiğini belirtir. Nitekim İktidar, Sumru ile evliliği vakit aşkın gölgesinde değil, yalnızlığın gölgesinde kendini bitirecektir. Bitiş anında “ben”ine dönen Müçteba Bey, “öteki ben”ini İktidar’ı iktidarsızlığın güçsüzlüğün eline bırakır.

 

MÜÇTEBA BEY/ İKTİDAR DÜZLEMİNDE AŞK
MÜÇTEBA BEY

 

 

 

AŞKIN DÖNÜŞÜMÜ

İKTİDAR
AşkCinsellik
İktidarsızlıkGüç / İktidar
BağlılıkKaçış
SoyutSomut
SevgiHaz/Mutsuzluk
Genç Kadın/ Sumru HanımYaşlı Kadın / Dünya

 

Yukarıdaki kavramlar arasında durmaksızın dönüşen İktidar / genç kadınla evlenmesinden sonra gücü yitirir ve Müçteba Bey’e dönüşür. Bu dönüş İktidar’ın bütün yönlerini tahrip ederek, onu güçsüz bir insan konumuna getirir. Çünkü aşkta mantık yoktur. Âşık olan insan yüreğin aklına tercih eder. Müçteba Bey de Sumru ile evlenerek aklını, düşüncelerini geriye itelemiştir.

“Resim ile Elişi” adlı öyküdeki Ahmet Elden de İktidar gibi bedensel bir aşk yaşar. Elindeki resimlere bakarak, resimlerdeki kadınlarla düşünsel olarak bir birliktelik yaşayan Ahmet Elden, eski bir dostuyla yaşadıkları ilişkiyi, aşkı okuyucuyla paylaşır. Onun etkileri ile kendini kadınlarla birleştirme arzusunda olan Ahmet Elden, aşkı cinsel bir olgu olarak ortaya koyar. Geceleri sabahlara kadar aşkın ateşi ile ayaktadır. Ahmet Elden’in aşka duyduğu özlem, hem bedensel hem de ruhsal bir dönüşümün başlangıcıdır.

 

Aşkın Büyüsü:

Yazar, aşkın büyüsünü, sevginin kollarında büyütür. Ancak hayat aşkın yüzünü her zaman yıkamaz. Çünkü hayat, acının ve mutluluğun da kendisidir. Günümüz insanının ihtiyaçları, aşk ve sevgiyi ötelere taşıyan, süren bir yapıya dönüşmüştür. “Uçan Daireler” adlı öyküde kahraman aşkı yaşadığı dünyada bulamaz. Aradığı aşka ulaşmak için, yaşadığı dünyayı değiştirmeyi arzular. Aşkın olmadığı yer, insanın cesede, robota döndüğü yerdir. Dünyanın metalaşan yüzü, insanları değiştirdiği gibi, duygu ve hisleri de değiştirir. Çünkü insan, değişimle var olan bir varlıktır. “Uçan Daireler”deki kahraman, aşkı aradığı evrende bulamayan bir kişidir. Aşkı bulmak ve sevdiği insana ulaşmak için uçan dairelerin geldiği mesut ülkeye gitmeye çalışır. Aşk, bir ulaşmadır. “Aşk, bütün doğal gelişmenin ve insandaki yaratıcılığın altında yatan dinamik güçtür. Evrende ve bizde meydana gelen görünmez gelişimci değişimin arkasındaki güçtür: Her ne kadar sayısız şekillerde etki ediyorsa da, o, bir kaynaktan çıkmaktadır.” (Arasteh, 2000: 64).  İnsanda bulunan bu aktif güç, sevgiliye ulaşma yolunda, sevgiliye ve aşkın derecesine göre değer kazanır.

“Uçan dairelerin geldiği ülkenin kadınları güzeldi. Dünyamızdan gelip geçmiş kadınlardan değil, dünyamızda yapılmış olan en güzel heykellerden, en güzel tablolardan da daha güzel olmalıydı onlar. Bu kadınları hayalinde canlandırmaya çalışıyorsa canlandıramıyordum. Fakat kalplerinin temizliğini düşünemiyordum. İyi kadınlardı o ülkenin kadınları, sadık ve vefalıydılar, alçakgönüllüydüler. Şimdi kim bilir o ülkenin kaç kadını yüzünü penceresinin camına dayamış, uçan dairelerdeki sevgilisini düşünüyordu.” (Uçan Daireler: 14).

Yazar, aşk ve sevgiyi bulamayan insanları görüntü düzeyine çekmek için içe dönerek, insanların nasıl bir kaçış yaşadıklarını dile getirir. Aşk, özgür bir ülkenin kadınlarını sevgiyle büyüten bir değerdir. Eğer insan yaşadığı yere âşık değilse,  yaşanılan ortam yutucu bir ortama dönüşür. İnsan böyle ortamlarda aşkı bulamaz ve bitik-geçici bir aşk ortamı yaratır. Öyküde kahramanımız da ütopik mekân yaratarak, kadınları orada düşler. Kahraman için aşk, düşlediği mekân kadar uzaktır.

“Şampanya” adlı öyküde şehrin aşkın üzerine saldıran yapıya dönüşmesi ve insanları bitirmesi aşkın da anlamını yitirmesine neden olur. İlyas, Saime’nin davranışlarındaki değişimi aşkın bitmişliğine yorar. İlyas’ın sevgilisi Saime’ye duyduğu aşk, saf bir aşktır. Saime ise aşkın özünü anlayamamış bir kadındır. İlyas’ın aşkı babanın kızına duyduğu gibi hem sevgi dolu hem de özlem doludur. İnsanın sevdiğine bu türlü bağlanması, aşkın insanı birbirine görünmez bir bağ ile bağlanmasından kaynaklanır.

“-Hayır balam- sana yine balam diyeceğim!- buhran filan geçirmiyordum. Sarhoş da değilim. İkram ettiğin içkiyi içsem, sarhoş olsam da akşama kadar yanında kalsam bunların hiçbiri olmayacaktı.”

Fakat bunu nasıl yapabilirdim balam, bütün bunlardan sonra nasıl kalabilirdim senin yanında…” (Şampanya: 40).

İlyas’ın, Saim’e karşı duyduğu aşk onun değişimini sindirmeyene kadar yücedir. Eğer aşk gerçekten derin bir şekilde yaşanırsa âşık olunanın değişimi kolay kolay kabullenilmez. Değişim, aşkın kanununa aykırıdır. Aşkın yönünde ters bir dönüş olursa, insanlar birbirinden uzaklaşır. Saime’nin değişimi İlyas’ın bütün duygularını yıkmıştır.

“Eski Öykü”deki Hacer, teyzesinin oğluna ilgi duyar. Teyze oğlu yani kahraman da Hacer’i sever. İki teyze çocuğunun arasındaki aşk, metanın araya girmesi ile parçalanır. Yazar, öyküde maddece kısaltılmış insanların, kendi özlerini yitirmelerini aşkın ve sevginin penceresinden dışarıya yansıtır.

“Osman bana “enişte” diyor diye kızıyordu. Oysa Osman’ın pek suçu yoktu bu işte. Daha yani dillenirken “enişte” demişti bana, kim bilir belki de Hacer öğretmişti. Sonra böyle sürüp gitmişti (…) Hava da çok güzeldi” dedi Hacer. Ne güzel eğlenmiştik! Senin de tontonluğun üzerindeydi. Tüvit taklidi giysisini ilk o gün giymiştin, bayağı yakışmıştı. Gene öyle ucuz bir şeyler yaptırtsan, kendine bir çeki düzen versen iyi olacak. Evet, uydur gene öyle bir şeyler, kapıp koyverme kendini. Şimdiki insanlar…”

“Allahaısmarladık, Hacer” dedim.

“Güle güle. Gene beklerim” dedi. “Ha bak, ben yakında evleniyorum. Bizim eve de gelirsin. Çekinmene bir neden yok. Haldun alçakgönüllü çocuktur, göreceksin…” (Eski Öykü: 43).

Hacer’in Haldun’la evlenmesi, Haldun’un zengin olmasından dolayıdır. Meta bütün gücüyle insanın üzerine saldırarak insanların geçmişini silmektedir. Geçmişi silinen bireyler, aşkın anlamını hatırlamakta çok zorlanırlar ve bu yüzden madde ile gelen yeni hayatın peşinde koşarlar. Hacer’in kendini maddenin peşinde bulması ile aşk kahramanımız gibi kapı dışarı edilir.

Sümüklüböcek” adlı öyküde trajik bir aşkın çığlıkları vardır. Sümüklüböcek bir kelebeğe âşık olur. Ancak kelebek sümüklüböceğin aşkına karşılık vermez ve Yusufçuk böceği ile evlenir. Öyküde aşk trajik bir boyuta çekilir. Sümüklüböceğin sevdiği için, bütün fedakârlıkları yapması, bunun karşılığında sevdiğine ulaşamaması, aşkın trajik bir olaya almasını sağlar.

“Sümüklüböcek birdenbire vurulmuştu, kara günler yaşamasına gönlü izin vermedi, sevdiğine karanlığını unutturmak istedi. Başardı da. Ne delerse desinler, kelebek en iyi günlerini karanlık kozada geçirirdi. Sümüklü böcek kelebeğin bir dakika dertlenmemesi için canını bile verirdi. Hiç ayrılmıyordu yanından, umut dolu, yaşam dolu güzel şeyler söylüyordu.” (Sümüklüböcek: 110).

Sümüklüböcek, kelebeğe âşık olduktan sonra yaşamı tamamen değişir. Çünkü aşk, mutluluk, güzellik kokularıyla gelir. Birdenbire kelebeğe vurulan sümüklüböcek, yaşamanın anlık var oluşlarına şahit olur. Aşk, zamanla sevgiye dönüşür, ancak âşıklık bir çarpılma sonrasında anlık bir şeydir. Kelebeğin sesini duyduktan sonra ona aniden âşık olan sümüklüböcek, aşkın insanın elinde olmadan gerçekleştiğini bütün dünyaya seslenir.

“Akça Gölge” adlı öyküde aşkın ölümle boğuşması vardır. Avşaroğlu sevdiğini ölümün pençelerine kaptırır. Ancak aşkını ölümsüzleştirmek için elinden gelen bütün çabayı gösterir. Eşinin saçlarını keserek onu ölümsüzleştiren Avşaroğlu aşkın büyüklüğünü, gücünü ortaya koyar.

Sonuç olarak   Tahsin Yücel öykülerinde aşkı, bedensel bir dönüşümün veya birleşimin kucağında ortaya koyar. Bireylerin “ben” ile “öteki ben”i arasındaki mücadeleleri, aşkın soyut ve somut bir şekilde ortaya konmasına neden olur. “Ben” ruhu, sevgiyi, duyguyu ve soyutu arzularken, “öteki ben” bedensel olan aşkı cinselliği ve sömürücülüğü arzular. Yücel, insanların elinde olmadan verilen aşk hissini, insanı yeniden yaratması ve dönüştürmesi şeklinde yorumlar.

 

 

        KAYNAKÇA

Aresteh, A. Reza,(2000), Aşkta ve Yaratıcılıkta Yeniden Doğuş, (Cev., Bekir Demirkol, İbrahim Özdemir), Kitâbiyât Yay., Ankara.

Gökmen Ayla, (2000) “Tahsin Yücel’in Öykü ve Romanlarında Aşk Temi”, Her Yönüyle Tahsin Yücel, Multılıngual Yay,  İstanbul.

 Laındg, R.D. (1993), Bölünmüş Benlik (Çev. Selçuk Çelik), Kabalcı Yay., İstanbul.

Lee, Llewellyn Vaughan (2002), Çağrı ve Yankı, (Çev. Enise Ergün), İnsan Yay., İstanbul.

Lekesiz, Ömer (1998), Yeni Türk Edebiyatında  Öykü 2, Kaknüs Yay., İstanbul,

Özcan, Tarık  (2004),  “Denizin Çağrısı”, Türk Dili, S. 632, Ağustos, 174–178.

Pürcevâdi, Nasrullah, (1998) Can Esintisi / İslâmda Şiir Metafiziği, İnsan Yay., İstanbul.

Yücel, Tahsin (1997), Aykırı Öyküler, Can Yay., İstanbul,

Yücel, Tahsin (1998), Ben ve Öteki, Can Yay., İstanbul,.

Yücel, Tahsin (1991), Haney Yaşamalı, Can Yay., İstanbul,.

Yücel, Tahsin (1954), Uçan Daireler, Varlık Yay., İstanbul,

[1]Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Veysel ŞAHİN

Email: veyselsahin68@mynet.com.tr.

 

Önceki Gönderi

Yakup Karbuz yazdı: Çoklu evrenlerde hayat var!

Sonraki Gönderi

Seyhan Can yazdı: Çan'daki Ahlat Ağacı

İlgili Gönderi

Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti
Söyleşi

Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

26 Eylül 2023
Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    
Öykü

Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

26 Eylül 2023
Engin Belki Yıldırım ile Mahmut Yıldırım Söyleşti
Söyleşi

Engin Belki Yıldırım ile Mahmut Yıldırım Söyleşti

23 Eylül 2023
Sonraki Gönderi
Seyhan Can yazdı: Çan’daki Ahlat Ağacı

Seyhan Can yazdı: Çan'daki Ahlat Ağacı

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trend
  • Yorumlar
  • Son
Seydali Önal yazdı: Günümüzün Karacaoğlan’ı: Heves Ali

Seydali Önal yazdı: Günümüzün Karacaoğlan’ı: Heves Ali

3 Eylül 2022
2020 Yılının Dikkat Çeken 24 Romanı

2020 Yılının Dikkat Çeken 24 Romanı

24 Aralık 2020
Nesrin Çoruh yazdı: Son Dönem Türk Romanında Bir Distopya Örneği: Y

Nesrin Çoruh yazdı: Son Dönem Türk Romanında Bir Distopya Örneği: Y

2 Mart 2019
Yunus Çinçin yazdı: Seray Şahiner’in ilk adımı: Gelin Başı

Yunus Çinçin yazdı: Seray Şahiner’in ilk adımı: Gelin Başı

22 Mayıs 2023
Başak Canda yazdı: Acının Bedeni

Başak Canda yazdı: Acının Bedeni

25
Başak Canda yazdı: Primus PT-1 Sovyet Gaz Ocağı

Başak Canda yazdı: Primus PT-1 Sovyet Gaz Ocağı

13
Didem Kazan Sol yazdı: Gölgesini Yitiren Kadın

Pınar Yalçın Önal yazdı: Gökyüzüm Nerede?

11
Aylin Karakaya yazdı: Çanta

Aylin Karakaya yazdı: Çanta

8
Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

26 Eylül 2023
Gazeteci yazar Hıfzı Topuz hayatını kaybetti

Gazeteci yazar Hıfzı Topuz hayatını kaybetti

26 Eylül 2023
Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

26 Eylül 2023
İsmail Sertaç Yılmaz ile Onur Köybaşı Söyleşti

İsmail Sertaç Yılmaz ile Onur Köybaşı Söyleşti

25 Eylül 2023
Elemlerin Nefesi ÇıktıElemlerin Nefesi ÇıktıElemlerin Nefesi Çıktı
REKLAM
REKLAM

BUNLARI DA OKUYUN

Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

Harun Tutuş ile Rabia Çelik Çadırcı Söyleşti

26 Eylül 2023
Gazeteci yazar Hıfzı Topuz hayatını kaybetti

Gazeteci yazar Hıfzı Topuz hayatını kaybetti

26 Eylül 2023
Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

Adalet Temurtürkan yazdı: Karanfil, Gül ve Reyhan    

26 Eylül 2023
İsmail Sertaç Yılmaz ile Onur Köybaşı Söyleşti

İsmail Sertaç Yılmaz ile Onur Köybaşı Söyleşti

25 Eylül 2023
Edebiyat Burada

Mevsimler birbiri ardına devrilip giderken çevremizde olan bitenin farkına varamadığımız sayısız an yaşadık. Şiir, öykü ve romanlar yazmaya devam etti inatla şair ve yazarlarımız. Yazmadan yaşama tutunmayı denedi kimisi. Dünya acıyı da sevinci de bal eyleyenlere imkânlar sunmayı sürdürdü... Devamını Oku

izmir escort adana escortescort bayan antalya escort gaziantep escort bursa escort bodrum escort ankara escort Escort girls in İstanbul

Kategoriler

  • Atlas
  • Çeviri
  • Dergiler
  • Genel
  • Haber
  • İnceleme
  • Kitaplar
  • Kültür Sanat
  • Müzik
  • Öykü
  • Popüler Kültür
  • Şiir
  • Sinema
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yazarlar
REKLAM
  • Reklam
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

© 2018 Edebiyat Burada

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Haber
  • Kitaplar
  • Dergiler
  • İnceleme
  • Söyleşi
  • Öykü
  • Popüler Kültür
    • Tiyatro
    • Sinema
    • Müzik
  • Çeviri
  • Kültür Sanat
  • Atlas
    • Şiir Atlası
  • Yazarlar

© 2018 Edebiyat Burada

Hesaba giriş

Parolanızı mı unuttunuz? Kaydol

Kaydolmak için formu doldurun

Tüm alanları doldurmanız gerekli Giriş

Şifrenizi yazın

Parolanızı değiştirmek için kullanıcı adınızı ya da e-posta adresinizi yazın

Giriş
İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için Cookie kullanıyoruz. Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Cookie’leri silebilir ya da engelleyebilirsiniz. Gizlilik politikamızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.