Volkan Zamanoğlu’ndan incelikle işlenmiş bir roman: “Oyuk”
İlk kitabı Şehzadeye Rüya ile dikkatleri üzerine çeken Volkan Zamanoğlu, incelikle işlediği yeni romanı Oyuk ile okurlarını karanlık, katmanlı ve edebi gücü yüksek bir anlatının tam ortasına davet ediyor.
“Bir adamın arayışı.
Bir kadının esrarı.
Bir katilin tutkusu.
Bir maktulün sevgisi.”
Volkan Zamanoğlu, yeni romanında iç içe geçmiş hayatları, geçmişin karanlık izlerini ve insan ruhundaki oyukları incelikle işliyor. Parçalanmış bir portrenin etrafında kesişen dört karakterin hikâyesi, hem gerilim dolu bir polisiye atmosferi hem de derin bir psikolojik çözümlemeyi beraberinde getiriyor. Oyuk, sırlarla örülü bir aşkı, içinden çıkılamayan bir suç sarmalını ve her karakterin kendi iç çöküşünü büyüleyici bir anlatımla ortaya koyuyor.
63 bölüm, 63 parçalık bulmaca
Roman, resimlerle ve metaforlarla dolu dil kullanımıyla, okuru 63 parçalık bir bulmacanın içine çekiyor. Zamanoğlu’nun kelimelerle çizdiği bu resimlerde, tutku kadar öfke, sevgi kadar korku ve çözüm kadar kayboluş var.
“Herkesin diğerini öldürmek istediği bir hikâyede birbirlerini sevmeye çalıştılar.”
Zamanoğlu bu etkileyici romanında “içi oyulmuş” insanları merkeze alıyor ve merkez etrafındaki detayları içine katarak genişliyor. Okur, her bölümde biraz daha derine indikçe kendi içindeki oyuğa dokunmaktan geri duramayacak.
Volkan Zamanoğlu:
Volkan Zamanoğlu: 1992 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Matematik, yüksek lisans eğitimini İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı alanlarında ta- mamladı. ETA Journal, Hece, Hece Öykü, Karabatak, Edebistan, Arka Kapak gibi çeşitli dergilerde makale, deneme ve öyküleri yayımlandı. Tez çalışmasında Nâbî’nin mi’râciyesini inceledi. İlk kitabı Şehzadeye Rüya, Varlık Yayınları’nın 2020’de Yaşar Nabi Nayır adına düzenlediği öykü yarışmasında finale kalan dosyalardan.
Kitabı henüz okuma fırsatım olmadı ama tanıtım metni bile insanı içine çekiyor. Kurgudaki katmanlı yapı, karakterlerin iç dünyasına yapılan derin yolculuk ve kelimelerle resmedilen o atmosfer fazlasıyla merak uyandırıcı. ‘Bir adamın arayışı, bir kadının esrarı, bir katilin tutkusu, bir maktulün sevgisi…’ bu cümle bile başlı başına etkileyici ve düşündürücü. Anlatımınıza yansıyan şiirsellik ve psikolojik çözümleme gücü, Türk edebiyatına değer katan çok özel bir dokunuş. Henüz sayfalarını çevirmemiş olsam da, ‘Oyuk’ şimdiden zihnimde iz bıraktı. Böyle güçlü ve nitelikli eserler üreten bir yazarla aynı çağda olmak, bir okur için büyük bir şans. Kaleminize, emeğinize ve bu anlamlı katkınıza gönülden teşekkür ederim. En kısa zamanda kitabınızla buluşmak dileğiyle.