Wim Wenders (Muhabir) : Almanya’da “4 3 2 1” çıktığında zavallı Alman çevirmen bununla nasıl başa çıkacak?
Paul Auster: Şey, bunun üzerinde çalışmak için dört çevirmenden oluşan bir ekip tuttuklarını bana söylediklerinde bende şaşırdım.
Paul Auster: Kesinlikle. (İkisi de güler.)
Wim Wenders: Donata (muhabirin eşi) ve benim çit dediğimiz büyük bir kitaplığımız var. Dün gece oraya gittim ve o şeyin içine üç kitap rafı sığdığını fark ettim! Üç rafın tamamı sizsiniz! Sizin romanlarınız, deneme kitaplarınız, anılarınız, çevirileriniz. Nihayetinde anladım ki: gezegendeki en üretken yazarlardan biri olmalısınız.
Paul Auster: (Gülüyor.) Gerçekten ben öyle düşünmüyorum. Bir sürü yazdım. Bunu uzun yıllar yaparsanız, yığınlar büyümeye mecburdur. Ciddi ölçüde 15 ya da 16 yaşımdan beri yazıyorum. 50 yıldan fazla bir süredir konuşuyoruz. İnanmak zor.
Wim Wenders: Gerçekten 15 yaşındayken mi başladınız?
Paul Auster: Evet. Ama benden yaklaşık bir yaş büyüksünüz ve kaç film çektiğinizi ve kaç kitap yayınladığınızı sayamıyorum. Sizde büyük bir kitap rafım var.
Wim Wenders: Bugün filmler bu kadar küçük alanlara sığabilir.
Wim Wenders: Trump’ın bir kitap koklamasının bile onu yorgun hissettirdiğini söylediğinizi duydum.
Paul Auster: (İkisi de güler.) Hiç okuduğunu düşünmüyorum.
Wim Wenders: Size sormak istiyorum, nereden başlıyorsun? Bir film üzerinde çalışmaya başladığımda benim için en önemli soru nereden başlayacağımdır. Bir kitap için, sizi değerli bir hikaye olduğuna ikna eden nedir?
Paul Auster: Genel olarak, bir şey yapmak istemem. Tembel ve motivasyonsuz hissederim. Sadece bir fikir beni ele geçirdiğinde ve ondan kurtulamadığımda, bunu düşünmemeye çalışırım ve yine de beni her zaman pusuya düşürür. Başım sıkışır. Fikir bana şöyle der “ Bana dikkat etmelisin çünkü gelecek yıl ya da iki veya beş yıl içinde hayatının geleceği olacağım.” Sonra teslim oluyorum. İçine giriyorum. Bu benim için o kadar gerekli olan bir şey ki, o projeyi yapmadan yaşayamam. Böyle başlıyor. Bir kitap, aynı zamanda, kafamda bir vızıltı dediğim şeyle de ilgilidir. Duymaya başladığım belli bir müzik türü. Bu dilin müziği, ama aynı zamanda hikayenin müziği. Sayfaya herhangi bir kelime koymadan önce bir süre o müzikle yaşamam gerekir. Sanırım bunun nedeni, vücudumu o kitabı yazmanın müziğine alışkın olduğu kadar tutmam gerektiğidir. Gerçekten gizemli bir duygu.
Wim Wenders: Kurgu ilk duygunun bir parçası mı? Hikayeler başlangıçtan itibaren belirli bir yere mi bağlı?
Wim Wenders: Tüm kitaplarınızı okudum, bu yüzden tüm dairelerinizi biliyorum.
Paul Auster: Doğru! Winter Journal (2012) ‘de her birini listeledim. Oda hakkında herhangi bir uzunlukta konuşmasam bile, o belirli alanda hareket eden karakterleri görebildiğim hissediyorum.
Wim Wenders: Yerler için harika bir hafızam var. İster inan ister inanma, otel odaları için çok esrarengiz bir hafızam var. Sanırım kaldığım her otel odasını hatırlıyorum. Çünkü birçok şey için hafızamda yer yok —isimler, tanrı bilir ne.
Paul Auster: Muhtemelen yıllar boyunca binlerce otel odasında kaldınız. Komik çünkü otelleri hiç hatırlamıyorum. Gittiğim otellerin isimlerini bile hatırlayamıyorum.
Wim Wenders: Konuşma şansımız olduğu için çok mutluyum. Çok uzun zamandır arkadaşız.
Paul Auster: Evet. Goethe’nin ölüm döşeğinde söylediği ünlü son sözlerini düşünüyordum “ Daha fazla ışık!”, “Mehr Licht!” Söylemesi gereken şey, “Daha fazla hayat.”idi.
Wim Wenders: (Güler.) Gerçekten söylediği buysa, oldukça tartışmalıdır. Ama evet, böyle söylemeliydi.
Paul Auster: Evet, ikimiz için: daha fazla hayat.
Paul Auster (3 Şubat 1947, Newark, New Jersey) Amerikalı roman yazarı, şair ve senarist.
Paul Auster, 1947 yılında ABD’nin New Jersey kentinde doğdu. Columbia Üniversitesi’nde İngiliz, Fransız ve İtalyan edebiyatı üzerine eğitim alan, 1971-1974 yılları arasında Fransa’da yaşayan ve geleneksel kitap konularının dışına yüksek bir başarıyla çıkıp, yaratıcılığın sınırlarını genişletebilmiş olan Auster’in başlıca yapıtları arasında New York Üçlemesi, Yalnızlığın Keşfi, Yanılsamalar Kitabı, Kırmızı Defter, Leviathan, Kehanet Gecesi, Duman, Görünmeyen, Yükseklik Korkusu, Yazı Odasında Yolculuklar, Karanlıktaki Adam bulunuyor.2006 yılında İspanya’nın saygın ödüllerinden olan Asturias Ödülü’nü edebiyat dalında Paul Auster kazandı. Yazarın, Duman (Smoke) ve Surat Mosmor (Blue in the Face) isimli senaryoları ünlü yönetmen Wayne Wang tarafından filme çekilmiştir. Daha sonra Lulu On The Bridge ( Lulu Köprüde) isimli kitabını da kendisi filme çekmiş, hem senarist hem de yönetmen olarak yapıtın tüm aşamalarında bulunmuştur.
Ernst Wilhelm (“Wim”) Wenders (14 Ağustos 1945) Almanya’nın Düsseldorf kentinde doğmuş Alman film yönetmeni, oyun yazarı, fotoğraf sanatçısı, yapımcısıdır. Yeni alman Sineması’nın önemli yönetmenlerinden olan Wim Wenders, yönetmenliği kadar senaristiliği ve çektiği belgeseller ile tanınmıştır.
Kaynak: https://www.interviewmagazine.com/culture/paul-auster