Murgia, bu provokatif başlığın ardında, faşizmin temel mekaniklerini ve söylemlerini anlaşılır bir dille açıklıyor. Kitap, “biz ve onlar” ayrımından korku ve düşmanlık yaratmaya, manipülasyondan hakikat sonrası söylemlere kadar faşist ideolojinin nasıl işlediğini somut örnekler üzerinden inceliyor. Yazar, sadece siyasi arenadaki figürleri değil, aynı zamanda gündelik hayattaki söylemleri ve davranış kalıplarını da mercek altına alarak, faşizan düşünce biçimlerinin ne kadar sinsi bir şekilde yayılabileceğine dikkat çekiyor.
Nasıl Faşist Olunur, okuyucuyu pasif bir gözlemci olmaktan çıkarıp, çevresindeki söylemleri ve kendi düşünce biçimlerini sorgulamaya davet ediyor. Murgia, faşizmin panzehirinin farkındalık, eleştirel düşünce ve dayanışma olduğunu vurguluyor. Bu kitap, sadece faşizmin ne olmadığını değil, aynı zamanda neye karşı durmamız gerektiğini de net bir şekilde ortaya koyuyor.
Yazar: Fikret Adil
Sel Yayıncılık
Edebiyat ve sanat tarihimizin en nev-i şahsına münhasır simalarından Fikret Adil, erken dönem Cumhuriyet’in renkli kültürel atmosferinin hem tanığı hem de eşsiz bir anlatıcısıdır. Dönemin çoksesliliği ve üretkenliği bütün tonlarıyla satırlarından sızarak, toplumsal belleğimizde nadide bir uğrak oluşturur.
Garip Bir Tesadüf adını taşıyan, titizlikle yürütülmüş bir arşiv çalışmasının eseri olan bu derleme de, yine aynı şekilde dönemin ruhunu bütün unsurlarıyla yansıtırken, Fikret Adil satır aralarından maharetle göz kırparak tiyatrocuları, ressamları, sinemacıları, devrinin edebiyatçılarını nüktedan dokunuşlarla kurgusunun bir parçası haline getiriyor.
Farklı konu ve anlatım teknikleri kullandığı hikâyelerinden müteşekkil bu seçki, yazarla İstanbul’un bohem hayatını konu alan eserleri vesilesiyle tanışan okurları dahi hayli şaşırtacak.
Ia Genberg, kendi memleketi İsveç’te August ve Aftenbladet ödüllerine layık görülen Detaylar romanıyla, uluslararası arenada da Booker ve Dublin edebiyat ödüllerine aday gösterilerek, Avrupa edebiyatının son yıllardaki parlayan yıldızı hâline geldi. Genberg insan ilişkilerinin detaylarını, bir zamanlar yaşanmış ama zihnin kıvrımlarında kalmış biçimleriyle, hafızasının ateşlendiği anlardan yola çıkarak aktarıyor.
Detaylar’da anlatıcının uzandığı geçmiş, bir Paul Auster romanının sayfalarından fırlamışçasına bir sıtma hararetiyle ortaya çıkıyor: Seksenlerin Stockholm’ünde, psikolojinin henüz gençlerin pervasızlıklarının adlarını koymadığı dönemde ev arkadaşlarının, dostların, sevgililerin, hayatı etkileyip belirleyen ama sonradan kaybolanların peşine düşülüyor. Dört etkileyici adımda günümüz insanının profili çiziliyor.
Biz böyle yaşadık… Yalın ve dürüst anlatımıyla, bir kuşağın hemen hemen tüm dünyada yaşadıklarına da dokunan, insana unuttuklarını kâh gülümseterek kâh ürperterek hatırlatan, bir kadının gözünden bizim kayıp zamanımız.
Hiroşima’nın Çiçekleri ve Tohumları
İsveç asıllı ABD’li yazar Edita Morris, Hiroşima’nın Çiçekleri ve Tohumları’nda atom bombasının ardından şehrin ve sivil halkın yaşadığı travmaların izlerini sürerken insanlık tarihinin en karanlık anlarından birini aydınlatmaya çalışıyor. Bombanın şehirde, coğrafyada ve insan ruhunda yol açtığı tahribatı; konuşmaktan kaçınılan bu zor konuları özenle seçtiği kelimelerle ele alıyor. Morris, facianın üzerinden 14 yıl geçtikten sonra Hiroşima’ya gelip Yuka ile kız kardeşi Ohatsu’nun misafiri olan bir Amerikalının gözünden, geride kalanların acı dolu yaşamlarını aksettiriyor ve can kayıplarını yalnızca birer sayı olmaktan çıkarıp gerçek hikâyelere dönüştürüyor. Morris’in incitmeyen dili ve hüzünlü sesi, yeniden doğuş, iyileşme ve yaşamın inşa edilişi temalarına dair ayrıntılı bir hafıza oluşturuyor.
Modern dünyanın tüketim çılgınlığıyla evliliğin kırılgan doğası arasında gidip gelen Hıyar Hapı Meselesi, okuru hem güldüren hem düşündüren bir yolculuğa çıkarıyor. Ruhşen Doğan Nar, absürd mizahın olanaklarını kullanarak günümüz insanının çıkmazlarına ışık tutuyor. Roman, reklamların ve medyanın birey üzerindeki etkisini incelerken, evlilik kurumunun içsel dinamiklerine de ironik bir bakış sunuyor.
Reklamların yanıltıcı büyüsü ile evliliğin narin dengesi arasında mekik dokuyan Hıyar Hapı Meselesi, çağdaş insanın ikilemlerini absürdün kıyılarında gezinerek sorgulatıyor. Ruhşen Doğan Nar, modern dünyanın çatlaklarını incelikle işleyerek okuru sürprizlerle bezeli bir yolculuğa çıkarıyor.