İlk yazısı 1981 yılında Yazko Edebiyat Dergisi’nde yayımlanan Semih Gümüş, 1981-1985 yıllarında Yarın Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. 1995-2005 yıllarında Adam Öykü Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yürüttü. 2006 Aralık ayında Notos Öykü Dergisi’ni çıkardı ve şimdilerde bu derginin genel yayın yönetmenliğini yürütüyor.
Bu yazımda, Kendine özgü bir eleştiri anlayışına sahip olan, ülkemizin edebiyat emekçilerinden Semih Gümüş’ün “Romanın Şimdiki Zamanı, Öykünün Kedi Gözü, Yazarın Yalnızlık Burcu” adlı eserlerine ilişkin kısa bilgilendirmelerde bulunmayı amaçladım.
“Orhan Pamuk, yazarın büyük olması için okurun da büyük olması gerektiğini belirtir. Sanırım okuma biçimimi hep böyle bir bakış açısına uydurduğum için büyük yazarlarım arasında belki pek çoklarının okumadığı, belki işitmediği yazarlar da var. Asıl olan, büyük okur olmaktan da önce, okuma biçimimizin büyük bir yazınsal dünyayla özdeşlenmiş olmasıdır. Bu kitapta bizim romanlarımız var. Son zamanlarda onları dünya edebiyatının son döneminin önemli örnekleri ışığında okuyorum. Karşılaştırma yapmamak olanaksız. Sanırım alacağımız bir yol var, aradaki açığı kapatmak için. Bunları da bütün yönleriyle tartışmak gerekiyor.”(s.18)
Gümüş, kitabında, romancılığımızın bugününü, ustaların eserlerinin yanında genç romancıların da eserlerini değerlendiren yazılarıyla gözler önüne seriyor.
Semih Gümüş, “Yaşar Kemal’in İnce Memed’inin bugünün okuruna heyecan veren büyüklüğü nereden gelir? Orhan Pamuk’ un romanları arasındaki farklar nelerdir? Selim İleri’ den Ayfer Tunç’ a ve Ayhan Geçgin’ e romanımızın son yılları edebiyatımıza hangi önemli katkıları sunmuştur? Romanlar aracılığıyla Türkiye’nin yaşadığı inişli çıkışlı sosyal yaşantıyı izlememiz mümkün müdür? Önemli tarihsel olaylar edebiyata nasıl yansımıştır?” gibi sorulara cevap vermeye çalışıyor yazılarında.
Gümüş, romanların günümüzde ilgi kaybına uğramak yerine daha da fazla ilgi gördüklerini ve okunduklarını ,” Yaşar Kemal, Ferit Edgü, Orhan Pamuk, Murathan Mungan, İhsan Oktay Anar, Hasan Ali Toptaş, Ayfer Tunç, Barış Bıçakçı, Akif Kurtuluş, Faruk Duman, Sema Kaygusuz, Zafer Şenocak” gibi yazarların bazı romanları ile ilgili yazdığı yazılarla ayrıntılı bir şekilde açıklıyor.Yazar, edebiyatımızın önde gelen yazarlarının eserlerini dil, kurgu, içerik ve üslup açısından değerlendirip sınırlı da olsa roman türlerine ilişkin bilgiler veriyor; romanımızın şimdiki zamanına ışık tutuyor.
Daha önce “Öykünün Bahçesi ” kitabıyla öykücülüğümüz ve öykü üzerine yazdığı yazıları bir araya getiren Semih Gümüş, “Öykünün Kedi Gözü” adlı kitabıyla bu çabasını sürdürüyor.
On beş yıldır öykücülüğümüzün seyrini izleyen, kitabının “Öykünün Zamanları” başlıklı önsözünde öykü türünün anlatım olanaklarına ve kendine has özelliklerine değinen Semih Gümüş, Türk ve dünya edebiyatında öykünün seyrine ve günümüzdeki durumuna ilişkin bilgilendirmelerde bulunuyor.
“Öykü öyle zengin bir ada yaratmış durumda ki edebiyatımızda, anakaranın gövdesinden ayrılmış bir ada oluşu onu çevresinden yalıtlayabiliyor ve bu da içindeki zenginliklerin tam anlamıyla görülememesine neden oluyor.” (s.13)
İki bölümden oluşan kitabının birinci bölümünde Semih Gümüş, “Öykücülüğümüzün Kısa Tarihi” başlıklı yazısıyla, “Dede Korkut Hikayeleri”nden günümüze kadar öykücülüğümüzün gelişim aşamalarını genel hatlarıyla dile getiriyor.
Kitabın ikinci bölümündeki yazılarında; Onat Kutlar, Tomris Uyar, Füruzan, Gürsel Korat, Murathan Mungan, Faruk Duman, Emrah Serbes, Hakan Ergül, Behçet Çelik, Serpil Gülgûn ve daha birçok yazarımızın öykücülüklerine, eserlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor Semih Gümüş.
“Önceki kitaplarımın tümünden de apayrı bir kitap olarak ortaya çıkan “Yazarın Yalnızlık Burcu”, kendi seçtiği düzlemde düşünülmüş, tasarlanmış, yazılmış denemelerden oluşuyor. Edebiyatın arka sokaklarında oluşup çatışan etmenleri sorgulayan, hayatla iç içe duran bir yazarın kıyısından tutunduğu dünyaya dönük gözlemleri, düşünceleri, anlama kaygılarından çıkan yargıları. Puslu Ada’ nın tutunduğu daldan daha uç noktalara uzanabilme isteğinin sonuçları. Yazmak istediklerim sanırım hep bu dolaylarda geziyor.” Denemenin Anlamı (önsöz) (s.11)
Semih Gümüş, “Yazarın Yalnızlık Burcu” adlı deneme kitabının önsözünde de belirttiği gibi, bu kitabında kendisinin “eleştirel deneme” olarak ifade ettiği bir yaklaşımla meseleleri sadece bilimsel boyutlarıyla değil öznelliği de es geçmeden ele alıyor.
Semih Gümüş, “Yazarın Yalnızlık Burcu” adlı eserinde, Türk ve dünya edebiyatından önemli şair ve yazarların eserlerine atıfta bulunurken edebiyatımızın içinde bulunduğu duruma, pek çok boyutta yaşadığı sorunlara da değiniyor.
Edebiyata, yazarlığa, edebi eserlere, eleştirmenliğe, Türkiyedeki yayıncılık politikalarına ve daha başka pek çok konuya ilişkin yirmi dokuz denemenin yer aldığı kitaptaki bazı denemelerin başlıkları şu şekilde:
Kitabın sonuna eklenen “Yolculuk” başlıklı bölümde, kitapta adı geçen yerli ve yabancı şair, yazar, eser ve süreli yayın isimleri, Semih Gümüş’ün kitabında edebiyatımıza ilişkin meseleleri ne kadar kapsamlı ele aldığını gözler önüne seriyor. Kitabın “Yolculuk” başlıklı bölümü, hem bir kaynakça görevi görüyor hem de Türk ve dünya edebiyatının geçmişten bu güne yazılmış en güzel eserleri hakkında referans olma işlevi görüyor.
Yazımı sonlandırırken, edebiyatımızın emektarlarından Semih Gümüş’ün tüm kitaplarını okumanızı tavsiye ediyorum.